Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin\'i bir araya getiren görüşme başladı.
Üçlü zirve öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklama yapıyor. Erdoğan\'ın açıklaması öncesinde Ruhani ve Putin açıklamalarda bulundu.
Erdoğan\'ın Konuşmasından Satırbaşları:
\"Zirveden çıkacak sonuçlar tüm dünya tarafından şu anda sabırsızlıkla bekleniyor. Alacağımız kararlarla bu beklentileri boşa çıkarmayacağımıza inanıyorum. Astana ruhunun özünde asgari müştereklerde buluşma iradesi göstermemiz vardır. Bunlar ise Suriye\'nin siyasi birliğinin sağlanması toprak bütünlüğünü korunması ve ihtilafa barışçıl siyasi çözüm bulunmasıdır.\"
Türkiye olarak bulunduğumuz bu sürecin şu an itibariyle çok riskli bir yere geldiğini görüyoruz. İdlib sadece Suriye\'nin siyasi geleceği için değil bizim milli güvenliğimiz ile bölgenin barış ve istikrarı bakımından hayati öneme sahiptir.
Her ne gerekçe ile olursa olsun İdlib\'e yapılacak saldırı felaketle katliamla ve çok büyük bir insani dramla sonuçlanacaktır. İdlib gibi her şeyin iç içe olduğu bir yerde teröristlere karşı etkili mücadelede zaman ve sabır gerektiren farklı yöntemlere ihtiyaç var.
İdlib\'in kan gölüne dönmesini asla istemiyoruz. Kendi halkını öldüren birine İdlib\'in güvenliği teslim edilemez. Gidecek başka yerleri olmadığı için bizim sınırımıza geleceklerdir. Türkiye mülteci ağırlama kapasitesini doldurmuştur. İdlib\'de makul bir çıkış yolu bulmalıyız. Meseleyi Astana ruhuna uygun şekilde çözmeyi hedeflemeliyiz. Türkiye\'nin bu konudaki hassasiyetinin doğru anlaşılmasını sizlerden özellikle rica ediyorum. Bizler İdlib\'e odaklanırken Fırat\'ın doğusunda arzu etmediğimiz gelişmeler yaşanıyor. Amerika\'nın bölgede bir diğer YPG\'yi güçlendirmeye devam etmesinden rahatsızız.
Türkiye, Suriye\'nin siyasi coğrafi ve sosyal bütünlüğü gerçek anlamda sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır. Tehdidin kaynağına ve boyutuna göre gereken adımları atmayı sürdüreceğiz.
Serbest ve adil seçimler yapılabilmesi için şartların bir an önce hazırlanmasına önem veriyoruz. Geri dönüş sürecinin gönüllülük esasına göre BM ile işbirliği halinde yürütülmesi esas olmalıdır. Kimyasal Silahların Yasaklanması Sözleşmesi 1915\'te imzalanmış 1997 Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü\'nün kurulması... Kimyasal silahlarla ilgili tavırlar koyuyoruz, doğrudur. Konvansiyonel silahlarla, öldürenlere karşı tavır almakta gecikiyoruz ama kimyasal silahlara karşı tavır koyuyoruz. Neticesi ölüm olduktan sonra kullanılan silah konvansiyonel olsa ne fark eder kimyasal olsa ne fark eder?\"
\"12 maddelik sonuç bildirgesi var. Buna tabii ki Tahran Bildirisi diyeceğiz. Bunun tesirini de göreceğiz. Bundan sonraki toplantıyı Rusya\'da yapacağız.
Son olarak söyleyeceğim şudur ki, İdlib\'de bir ateşkes sağlanmasında büyük yarar var. Oradaki sivil halk büyük korku içerisinde. Bu bombalamalar bir an evvel durmalı\"