HRW, bugüne kadar 22 kent ve bölgede sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini, bu uygulamanın sivillere yönelik hak ihlallerinin de belgelenmesini zorlaştırdığını belirtiyor.
Örgüt ayrıca hükümetin, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği\'nin bölgeye girmesine ve konuyu araştırmasına \'hiç vakit kaybetmeden\' izin vermesi gerektiğini vurguluyor.
Rapora göre, Türkiye BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin\'in güvenlik güçlerinin PKK ile bağlantılı silahlı gruplara karşı yürüttüğü askeri operasyonlardaki olası hak ihlallerini incelemek üzere, BM ekibinin bölgede tetkiklerde bulunabilmesi için izin istediği mektubuna yanıt vermedi.
HRW, hükümetin sadece Hüseyin\'in kendisinin ülkeyi ziyaret edebileceğini belirtmekle yetindiğini aktarıyor.
\'Bağımsız incelemeler engellendi\'
HRW, kendileri dahil olmak üzere Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları için Doktorlar gibi örgütlerin muhtemel ihlalleri incelemek için bölgeye girişinin engellendiğini de aktarıyor.
Engellemelerin sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasından sonra da devam ettiği belirtiliyor.
Örgütün Türkiye araştırmacısı Emma Sinclair-Webb, \"Türkiye hükümetinin güneydoğuda birçok bölgeyi fiilen abluka altına almış olması, bir şeylerin örtbas edilmeye çalışıldığına ilişkin şüpheleri besliyor\" diyor.
HRW: Cizre alarm zillerini çalmalıydı
Açıklamada, \"Güvenlik güçleri ile PKK ile bağlantılı Sivil Savunma Birlikleri (YPS, Yekineyen Parastina Sivil) arasında silahlı çatışma yaşanan yerlerde en az 338 sivil öldürüldü\" deniyor.
Araştırmaları sonucu derledikleri bilgilerin, Cizre\'de bodrumlarda mahsur kalmış kişilerin güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü gösterdiğini belirten HRW şöyle diyor:
\"Eldeki bilgiler, güvenlik güçlerinin kuşattıkları üç binanın bodrumlarında mahsur kalmış, aralarında silahsız sivillerin ve yaralı savaşçıların da bulunduğu 130 civarında insanı öldürdüklerini de gösterir nitelikte.\"
HRW Türkiye araştırmacısı Sinclair-Webb ise \"Aralarında çocukların da bulunduğu, beyaz bayrak sallayan ya da bodrumlarda mahsur kalmış sivillerin, güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğü yönünde inandırıcı anlatımlar var ve bu anlatımların varlığı alarm zillerinin yüksek sesle çalmasına neden olmalıydı\" diyor.
2016 yılının Şubat ve Haziran ayları arasında kaydedilmiş uydu görüntülerine dayanarak İnsan Hakları İzleme Örgütü, Cizre’de yaşanan yıkımın kapsamını değerlendirdi ve toplamda yaklaşık 95 bin 000 metrekareden oluşan yıkım yaşanmış iki bölge tespit etti.
\'Yargı soruşturma için harekete geçmeli\'
Ayrıca bu olası ihlallere karşı yargı makamlarına çağrıda bulunuyor: \"Cizre savcılığının, mağdurların adalet arayışına yanıt verebilecek tam, etkin ve bağımsız bir soruşturma yürütmesi gerekiyor.\"
Örgüt, mağdur aileleriyle yaptıkları görüşmelere dayanarak bugüne kadar bu konuda bir soruşturma yürütüldüğüne ilişkin bir bilgiye ulaşamadıklarını aktarıyor.
Cizre\'de yaşanan diğer sivil ölümlerinin bir çoğunun YPS\'nin barikat kurduğu ve güvenlik güçleriyle çatıştığı bölgelerde yaşandığı belirtilirken, bunun yanı sıra çatışma olmayan yerlerde de sivil ölümlerinin gerçekleştiğine dikkat çekiliyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, mağdur yakınlarıyla ve ölümlere tanıklık edenlerle yapmak istedikleri görüşmelerin ise Nisan ayında engellendiğini söylüyor.