Kürt Dil Platformu, Kürt diline ilişkin hazırlanan ‘Türkiye’de Kürtçe Anadil Hakkına Dair Hukuksal Bir Durum’ başlıklı raporu, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyet’inde (GGC) düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Platform Sözcüsü Şerefxan Cizirî, Türkiye’nin BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde çekince koyduğu 17, 29 ve 30’uncu maddelerini hatırlattı. Cizirî, 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle birlikte Türkiye’nin farklı dillere olan tutumunun daha da sertleştiğini ve yasaklı diller kavramıyla ilk kez Türkçe dışındaki anadillerin kanun yoluyla doğrudan yasaklandığını söyledi.
‘ASİMİLASYON ÇAĞA UYGUN DEĞİL’
Son yıllarda Kürt dil ve kültürü konusunda atılan küçük adımlar, yumuşamalar ve reformların yasal dayanaklardan yoksun olduğuna dikkat çeken Cizirî, “Bu nedenlerden dolayı Kürt dili ve kültürü farklı çevreler, yani ırkçı ve ayrımcı çevreler tarafından saldırıya uğramakta ve yok sayılmaktadır. Bu eylem ve tutumlar sert gerginliklere de neden olmakta ve insanlar arasındaki ilişkileri zehirlemektedir” dedi.
“Uluslararası sözleşmelerde somut olarak belirtildiği gibi dil ve kimlik hakkı evrensel haklar olarak kabul görürler” diyen Cizirî, bu temel haklara göre, asimilasyonun çağa uygun olmadığını söyledi.
‘HAKLARIN TANINMASI BÖLÜNMEYE GÖTÜRMEZ’
Asimilasyon politikalarının sorunları daha da karmaşık bir duruma getirdiğini dile getiren Cizirî, “Her etnik grubun kendi kimliğini geliştirmesi, anadiliyle eğitim ve öğretim görmesi, kültürel haklar olarak değerlendirilmelidir. Bu hakların Türkiye’de yaşayan Kürt vatandaşlarına tanınması, iddia edildiği gibi bir bölünmeye götürmez. Tersine bu haklar ülkeyi daha demokratik, uygar ve çoğulcu bir yapıya kavuşturur. Kürt sorunun barışçıl bir çözüme kavuşmasının ilk adımları böyle bir başlangıçla ancak mümkün olabilir. Kürtlere tanınan eğitim ve kültürel haklar yumuşamanın ilk adım olarak değerlendirilebilirler” diye konuştu.
Kürt Dil Platformu’nun söz konusu hakların tanınması için kurulan dil ve kültür hareketi olduğunu ifade eden Cizirî, “Platform olarak geniş bir siyasi ve kültürel tabanımız var. Kürt toplumundan büyük oranda destek görüyoruz. Kürt Dil Platformu olarak, bu konularda tüm uluslararası kuruluşlardan, entelektüel çevrelerden, insan hakları savunucularından destek bekliyoruz” dedi.
Cizirî, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne Türkiye’nin koyduğu çekincelerin kaldırılmasını, Kürtçenin resmi dil ile ilköğretimden üniversiteye kadar eğitim-öğretim dili olması ve Kürt Dil Kurumu’nun oluşturulmasını talep etti.