Miroğlu: AKP'li Kürtler aslında bölücü mü sayılacak?

Erdoğan'ın başdanışmanı Mehmet Uçum'un Zeydan kararına dair parti içindekileri hedef alan çıkışına AKP MKYK Üyesi Orhan Miroğlu tepki gösterdi: "Kürt aktörlerin fikirlerini özgürce ifade etmelerini nasıl bekleyebiliriz? Onlar da aslında bölücü mü sayılacak?"

04.04.2024, Per - 16:59

Miroğlu: AKP'li Kürtler aslında bölücü mü sayılacak?
Haberi Paylaş

Erdoğan'ın başdanışmanı Mehmet Uçum’un Van'da Abdullah Zeydan ile ilgili sürece dair partili bazı kişileri hedef alan açıklamasına AK Parti içinden tepkiler yükseliyor.

Eski Mardin milletvekili ve AKP MKYK üyesi Orhan Miroğlu, Van'da mazbatanın DEM Partili Abdullah Zeydan'a verilmesini doğru bulanların susturulması halinde AKP'li Kürtlerin nasıl kendi aralarında konuşabileceğini sordu. Miroğlu'nun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle:

"Kimse , acaba yazar ve konuşursam siyasi istikbalim işim gücüm ne olur gibi bir endişeyle hareket etmeye zorlanmamalıdır!" diyen Miroğlu, Abdullah Zeydan'a mazabata verilmesini destekleyen parti izindeki isimlere yönelik baskı olduğunu savundu.

Miroğlu, "Onlar da “devletin istediği doğrultuda konuşmazlarsa” kayıt altına mı alınacaklar, film başa sarılıp “aslında bölücü” mü sayılacaklar?!!!" dedi. İşte Miroğlu'nun açıklaması:

"Aday tercihlerinin, hemen son birkaç seçimde değişmeden devam eden siyasi vitrinin, Kürt muhafazakarları HÜDA- PAR ve YRF’a, seküler Kürtleri’de CHP ve DEM’e ‘havale etme’ ve ‘ mecbur etme’ siyasetinin, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, partinin karar organlarına uzanan bilgi kanallarının aydınlanmaya muhtaç hale gelmiş olmasının, istişare mekanizmalarındaki ve entelektüel zemindeki vasatlığın, emekliler ve ekonomi gibi , seçmenin “Türkiye Yüzyılı” ufku sebebiyle tolere etmesini bekleyemeyeceğimiz durumlar ve daha bir çok sebebin AK Parti’nin seçim başarısızlığında elbette ama az ama çok payı var. Ama bütün bunlar birer sonuçtur.

Sebep değildir. AK Parti için gerçek yüzleşme alanı, son on yılın iç ve dış politikasını şekillendiren siyasi paradigmalarda aranmalıdır. Siyasi paradigmalarımızın şekillendirdiği, ama değişmesinin de vakti gelmiş politikalarımızı tartışmadan ve gündeme getirmeden, bu seçim yenilgisini 2028’de zafere dönüştürmemiz mümkün değildir. Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi güneşe maruz kalan buz gibi erir gideriz. Diyeceğim gerçek yüzleşme olabilmesi için insanlara asgarisinden bir tartışma özgürlüğü ve fırsat ortamı sunulabilmelidir.

Kimse , acaba yazar ve konuşursam siyasi istikbalim işim gücüm ne olur gibi bir endişeyle hareket etmeye zorlanmamalıdır! Partimizin sembolü haline gelmiş bir dostumuz, partimizin siyasi ve hukuki işler başkanı olarak konuşur bir başka dostumuz “devlet adına kayıt” tutarsa, hiç birimiz Cumhurbaşkanımızın bizi davet ettiği yüzleşmeyle ‘gerçek bir yüzleşme’ yaşayamayız. Kimse kimsenin yurtseverliğini ve bin yıllık tarihin getirdiği bütün belaların içinden her defasında Türkler’in ve Kürtler’in silah ve kalem yoldaşlığı sonucu küllerinden yeniden doğan bu güzelim , bu aşık olunası ülkeye aidiyet duygusunu sorgulayacak hak ve yetkiye sahip değildir!

Van’da mazbatanın hak eden sahibine , YSK onayından geçmiş ve seçilmesinde bir engel görülmemiş DEM Adayı Abdullah Zeydan’a verilmemesini doğru bulmayan partinin kurucusu arkadaşlarımız ve milletvekillerimiz şu bu sayılacak ve susturulacaksa- seçim yenilgisinin en büyük kısmı Kürt mahallesinde yaşanmışken- parti içindeki Kürt aktörlerin fikirlerini özgürce ifade etmelerini nasıl bekleyebiliriz?

Onlar da “devletin istediği doğrultuda konuşmazlarsa” kayıt altına mı alınacaklar, film başa sarılıp “aslında bölücü” mü sayılacaklar?!!! Güneydoğu’da 2015 seçimleri gibi bir sonucun dokuz yıl sonra yeniden yaşanmasının, Diyarbakır’da %16’da kalmanın, Van’da sıfır çekmenin sebeplerini AK Partili Kürtler kendi aralarında ve partileriyle nasıl konuşabilecek, yüzleşebilecekler?!

Hiç bir şey olmamış gibi davranamayız. Bin yıl sonra en zor ve çetrefilli bir süreçte tarihin AK Partiye ve liderine sunduğu tarihi misyona uygun bir ilerleme ve yol haritasını yeniden tasarlamak ve bunu mümkün kılacak özgür bir tartışma ortamını inşa etmek hepimizin sorumluluğundadır, yoksa partimize de , liderimize de , devletimize de, bu ülkeye de yazık olur."

Ne olmuştu?

Van'da İl Seçim Kurulu, seçimi büyük farkla kazanan DEM Partili Abdullah Zeydan'ın memnu haklarının iadesi kararı hukuka aykırı şekilde kaldırılarak, mazbatanın AKP adayına verilmesine hükmetmişti.

Büyük tepki çeken karara karşı CHP de harekete geçerek protestolara destek vermişti. AKP yöneticisi Aziz Babuşcu da "Mazbata verilmemesi milli iradeye saygısızlık" demişti.

YSK'nin, İl Seçim Kurulu kararını kaldırarak mazbatanın Zeydan'a verilmesine karar vermesiyle kriz çözülürken, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı da "Van ilimizdeki belediye başkanı seçimi ile ilgili 1 Nisan günü zuhur eden cinnet hali durumu, YSK verdiği isabetli kararla sonlandırdı. Yüksek Kurulu ve sayın üyeleri içtenlikle kutluyorum" açıklaması yaparak YSK kararını olumlamıştı.

Mehmet Uçum, Zeydan'a mazbata verilmemesini protesto edenlere tepki gösterirken, "Muhalefetin tüm aktörlerinin ve daha çarpıcısı iktidar içinde yer aldığı kabul edilen ve neo liberal zehirle zihin dünyalarını batıcılığa teslim etmişlerin Van olayında aldıkları tutumların kaydedildiğini de herkes fark eder" açıklaması yapmıştı.

Eski AKP milletvekili Orhan Atalay da Mehmet Uçum'a, "Millete sallanan parmak kesilip atılmalı" diyerek sert tepki göstermişti.

 

 

Bu haber toplam: 11056 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:03:49:03
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x