CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’da Tuzla’nın ardından Bakırköy Belediyesi’ni ziyaret etti. Ziyarette Özel’e CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Genel Başkan Yardımcıları Özgür Karabat ile Gökan Zeybek ve İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de eşlik etti.
Özel, ziyareti sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Sayın Erdoğan, biz hep beraber İstanbul Sözleşmesi’ne oy verdik. Bir tanesi de benim. Büyük onur ve gururla oy verdik. ‘AK Parti döneminde yapılmış bir tane iyi iş var, nedir?’ deseydiniz. ‘İstanbul Sözleşmesi’nin İstanbul adıyla bağıtlanıp Meclis’imizden oy birliği ile geçmesi’ derdim. Bir nazar boncuğu vardı, onu da bir seçim uğruna mahvettiniz ama görünen o ki seçim geçti, hâlen daha bu konuda özeleştiri yapmak yerine hatada ısrar ediyor. Bunu hata kabul etmiyor. İstanbul Sözleşmesi, kadını yaşatan bir sözleşme. Kadınlar öldürülüyor. İstanbul Sözleşmesi, kadınları koruyan bir sözleşme. Kadınlar tacize uğruyorlar, şiddet görüyorlar. O yüzden milletimize İstanbul Sözleşmesi’nden tek başına ve hukuksuzca, anayasaya aykırı olarak çıkan Erdoğan’ı şikâyet ediyorum. Kendisine şu çağrıda bulunuyorum, o sözleşmenin yeniden Meclis’ten oy birliği ile geçeceği bir zemini yaratmak sorumluluğunuzda. Biz, iki elimizi birden kaldırmaya yine hazırız. Varsanız İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden Meclis’te onaylayalım. Aslında şu anda çıkılmış bile değil ama hukuksuz şekilde Türkiye çıktı görünüyor. Maalesef bu katiller, kadın düşmanları, şiddet uygulayanlar şöyle düşünüyor, ‘Zaten artık bunları koruyan, güvendikleri şey ortadan kalktı. Bana bir şey olmaz’ diye düşünüyorlar. Elbette kanunlar var ama yetersiz. Çünkü kadınların arkasından devleti çektiniz. Kadınların arkasında artık devlet durmuyor. Bu yüzden katillere karşı, zorbalara karşı daha savunmasızlar. Sayın Erdoğan’a İstanbul Sözleşmesi’ne önümüzdeki salı günü Meclis’te hep birlikte yeniden dönmeyi teklif ediyorum.”
"Bahçeli İle Dem'in El Sıkışması Tansiyonu Düşürür, Kutuplaşmayı Azaltır"
Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu'nda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Parti Milletvekilleri ile ''tokalaşması'' ve CHP'li milletvekilerinin ''ayağa kalkması'' tartışmalarına ilişkin şunları söyledi:
“Siyasette yeni bir dönem başlayacak, başlamayacaktan öte şunu görmek lazım. ‘Normalleşme’ dediğimiz şey, varıp da Erdoğan ya da Bahçeli ile anlaşma yapmak değil. 22 yıldır bu ülkeyi bu hale getirenlerle anlaşma yapacak halimiz yok. Ne yapacağız? Biz, bu iktidarı ilk seçimde değiştireceğiz ama normalleşme, milletin seçtiklerine, milletin hatırına asgari saygıyı göstermek ve gerçek sorunlar konuşulsun diye suni gündemlerden kaçmaktır. Cumhuriyet Halk Partisi, bütün partilerle bayramlaşan tek partiyken, CHP lideri Özgür Özel bütün liderlerle tokalaşabilen tek liderken 1 Ekim günü bu konuda bir farklılaşma oldu. Ben bundan memnunum. Sayın Bahçeli ile DEM’in el sıkışması Türkiye’de tansiyonu düşürür, kutuplaşmayı azaltır. Şunu bilmek lazım, kutuplaşma diktatörlere, tek adamlara yarar. Kutuplaşma, sosyal demokratlara ve halkın geniş kesimlerine her zaman zarar verir, zarar verdi. Sözün güçlü olduğu yerde kutuplaşmanın olmaması lazım.
"Anayasa'ya Uymayanlarla Anayasa Konuşmayacağız"
Biz sözümüze güveniyoruz, milletin sorunlarını biliyoruz. Nasıl çözeceğimizi anlatmak ve insanların kulakları bunu duysun istiyoruz. Çok kavga ederseniz ve lüzumsuz kavga ederseniz, suni gündemlerle kavga ederseniz evde annesi ve babası kavga eden çocuğun iki kulağını kapatması gibi... ‘Hiçbirinizi duymak istemiyorum’ dedirtmemek lazım seçmene. Bunu dedirtirseniz güçlü sözü olmayanların işine gelir. Güçlü liderliğine, tek adamlığına güvenenlerin, anayasa ve hukuk tanımayanların işine gelir. Anne-baba kavga ederken çocuk kulağını kaparsa hiçbirinizi duymak istemiyorum. Orada haklı ve haksız kalmıyor. Biz haklıyız, sözümüze güveniyoruz. Bu milletin bizi duyduğunda bizi seçeceğini ve Türkiye’nin çok daha önemli işleri çok daha kısa sürede başaracağını biliyoruz. O yüzden kutuplaşma ne kadar düşerse, sesler ne kadar duyulursa, içerik ne kadar önem kazanırsa o kadar önemlidir. Yoksa varıp Bahçeli, DEM’in elini sıktı diye biz ne Bahçeli ne Erdoğan ile oturur anayasa yaparız. Bizim sözümüz belli, Anayasa'ya uymayanlarla anayasa konuşmuyoruz, konuşmayacağız. Biz kimse ile koalisyon kurmayacağız ama Türkiye İttifakı'nı büyüteceğiz, Atatürk’ün partisini Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında yeniden iktidar yapacağız.”