Seçimlere dört hafta kala İstanbul’da son durum

Araştırma şirketleri, 23 Haziran’da yapılacak Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimleri için seçmenin nabzını ölçmek amacıyla büyük çoğunlukla Ramazan Bayramı tatilinden hemen önce sahaya çıkacak.

25.05.2019, Cts - 17:14

Seçimlere dört hafta kala İstanbul’da son durum
Haberi Paylaş

İstanbullu seçmen dört hafta sonra yeniden sandık başına gidecek.

Araştırma şirketleri, 23 Haziran’da yapılacak Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimleri için seçmenin nabzını ölçmek amacıyla büyük çoğunlukla Ramazan Bayramı tatilinden hemen önce sahaya çıkacak.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri ile ilgili yayınlanmış en son anket, Konsensus Araştırma’ya ait.

Murat Sarı: “İmamoğlu, araştırma hata payı içinde önde

YSK seçimleri yenileme kararı almadan iki hafta önce araştırmasını tamamlayan Konsensus, Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’nu (yüzde 50,2)Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım’ın (48,1) 2,1 puan önünde buldu.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Konsensus Araştırma Başkanı Murat Sarı, “Şu an hiçbir değişiklik olmadığını düşünmüyorum. 21-22 Nisan tarihlerinde yaptığımız çalışmada ortaya çıkardığım durum bu. 2 puan gibi fark gözüküyor ama bunlar Ekrem İmamoğlu’nun lehine olmakla birlikte araştırma hata payları içerisinde kalıyor.”

Can Selçuki: “İmamoğlu biraz önde ama çok yakın bir seçim olacak”

Gelecek hafta saha araştırmasını yapacak olan İstanbul Ekonomi Araştırma Genel Müdürü Can Selçuki, şu an için İmamoğlu’nu önde görse de kendi seçmenini sandığa götürmeyi başaran ittifak ve adayın daha avantajlı olacağını altını çiziyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Selçuki, “Dışarıda 1,5 milyon seçmen var. Bu seçmene baktığınızda Ak Partili seçmenin daha çok olduğunu görüyoruz. Biz 31 Mart’ta katılım, 24 Haziran seçimlerinin gerisinde kaldı, %83’ler civarında bir katılım oldu. ‘Katılım 24 Haziran seviyesine çıkarsa nasıl bir oy potansiyeli oluşur?’ diye bir analiz yaptık ve Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım’ın oy potansiyellerinin birbirine çok yakın olduğunu gördük. 23 Haziran’a giderken iki adayın birbirine çok yakın Ekrem İmamoğlu’nun biraz daha önde tespitini yapabiliriz. Eğer bugünden yarına çok ciddi bir farklılık olmazsa yine çok yakın bir seçim olacak” diye konuştu.

31 Mart Seçimleri’nde beka sorununu gündeme getiren “gönül belediyeciliği” sloganını kullanan Adalet ve Kalkınma Partisi henüz 23 Haziran için kampanya çalışmasına resmi start vermiş değil. İktidar partisi daha çok iftar ve sahur programlarına ağırlık verirken Ekrem İmamoğlu, geçtiğimiz hafta İstanbul’da kampanyasını resmen başlattı CHP’nin İstanbul adayı “her şey çok güzel olacak” sloganını benimserken “umut” kavramını öne çıkarıyor.

“Her şey çok güzel olacak sloganı kapsayıcı değil”

Ekrem İmamoğlu’nun israf söylemini yerinde bulan İstanbul Ekonomik Araştırma Genel Müdürü, öteden beri muhalif olan seçmeni hedef alan söylemin muhafazakar tabanda karşılık bulamayacağı görüşünde.

“Bu sefer kullanılan referansların 31 Mart öncesi kadar kapsayıcı olmadığı yönünde bende bir intiba oluştu. Kullanılan ‘her şey çok güzel olacak’ sloganı, çok güzel organik bir slogan olmakla beraber toplumun bir kısmını yakalamaktan uzak. Umut kavramı da seküler referansa sahip. Bu kampanya sürecinde vaat stratejisi devam ediyor, üstelik 18 günlük belediye başkanlığının da bu vaatlerin ete kemiğe bürünmesinde katkısı olduğu açık. Fakat seküler referansların siyasi iletişim stratejisi olarak daha sert ve kapsayıcılıktan uzak strateji olduğunu görüyorum. Bunun İmamoğlu’nun kampanyasına fayda getireceğini düşünmüyorum.”

“Negatif kampanya sonuç vermiyor”

İmamoğlu’nun söyleminin muhafazakar seçmeni rahatsız etmediğini savunan Murat Sarı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sahaya inmesinin Binali Yıldırım’a olumsuz yansıyabileceğini söylerken iktidar partisinin uzun zamandır muhalefetin uyguladığı ve hiçbir zaman sonuç alamadığı negatif kampanya yaptığına dikkat çekiyor.

Sarı, “Ekrem İmamoğlu 31 Mart Seçimleri’nde muhafazakar seçmeni kazandı, Ama sertlik başladığı anda, provoke olduğunda Ekrem İmamoğlu’nun oyları aşağıya iner. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sahalara inmesi nasıl sonuç verir? Unutmayın Erdoğan’ın senelerce beraberce yürüdüğü, başbakan yaptığı Ahmet Davutoğlu, ‘bir Cumhurbaşkanı’na ilçe ilçe dolaşıp belediye başkanı kampanyası yapmak yakışır mı?’ dedi. Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’nu baş başa bıraksak ve seçim kampanyası ikisi arasında sürse gerginlik olmaz. Verecekleri hizmetleri anlatırlar İstanbul için daha yararlı olur, seçmeni daha kolay ikna eder. Genel hükümetin işsizlik ve ekonomik sorunlar yaşanırken ikna etmesi bu şartlarda çok zor. Kaldı ki AKP, 2002’den bu yana ilk defa negatif bir kampanya yapıyor. Çaldılar kampanyasının benzerlerini bugüne kadar CHP yaptı. Mesela “hırsız var” kampanyası. O kampanya sonrası AK Parti ve MHP yüzde 52’ye ulaştı, CHP oyu yüzde 22’ye düştü. Olumsuz kampanyalar çok fazla iş görmüyor” dedi.

“Çaldılar kampanyası iktidarın lehine”

Erdoğan’ın sahaya inmesini ve “çaldılar” kampanyasının iktidar partisinin lehine olacağını dile getiren Can Selçuki’ye göre, Binali Yıldırım henüz İstanbul seçimine tam motive olmuş değil:

“Sayın Cumhurbaşkanı bu seçimde kolları sıvayıp sahaya iniyor gibi gözüküyor. Bunun da basit bir sebebi var aslında. Ak Parti ile Cumhurbaşkanı arasındaki makasın açıldığını görüyoruz. Ak Parti’nin oyları aşağıya doğru giderken cumhurbaşkanını oylarını muhafaza etiğini görüyoruz. Cumhurbaşkanının 39 ilçede miting yapma kararı da bu rakamlarla ilgilidir. ‘Çaldılar’ üzerine kampanya inşa etme kısmına gelince, bu doğru bir strateji gibi duruyor. Çünkü muhalefetin oyların neden çalınmadığına dair çok gerçek kanıtlara dayalı bir argümantasyonu olsa da bu çok uzun. İktidar ise sadece ‘kaybettik çünkü çaldılar’ diyor. Muhalefetin daha kuvvetli bir slogan getirmesi lazım. Binali Yıldırım’ın söyleminin değiştiğini görüyoruz. 31 Mart öncesine göre daha aktif bir kampanya söylemi var. Ama ben hala daha kendisini çok motive olmuş görmüyorum.”

“Saadet Partili seçmen ile sandığa gitmeyen AKP’li ve HDP’li seçmen kilit”

Murat Sarı, bu seçimde anahtar faktör olarak Saadet Partili seçmeni görüyor. İl Genel Meclisi’nde 224 bin oy olan Saadet Partisi’nin İstanbul adayı Necdet Gökçınar 103 bin seçmenden destek görmüştü. Sarı, bu seçmenlerin bu seçimdeki yönelimi İstanbul’un kaderinde etkili olacağı görüşünde:

“Saadet Partili seçmen 2014’te yaptığı gibi Ak Parti’yi tercih ederse Binali Yıldırım’ı kazanır. Ancak şunu unutmamak gerekir. Bizim anketlerimizde 24 Haziran’da Ak Parti’ye (oy) verdiği halde bu seçimde oy kullanmadığını söyleyen bir kitle var. Bunlar toplam oy vermeyen seçmenin %22’si. Bu 465 bin kişi ne yapacak? Üçüncü golü ise HDP seçmeni atabilir. HDP seçmeninin %20’sine yakını sandığa gitmedi. Tamamı gitse böyle yüzde birlere kalmazdı. 360 bin kişiye tekabül eden bu seçmen acaba sandığa gidecek mi?”

“En büyük sorun işsizlik, AK Parti işsizliğe çözüm bulamadı”

Can Selçuki’ye göre, seçim sonuçları üzerinde en büyük faktör ekonomi olacak.

“31 Mart sonuçlarında Ak Partili seçmenin yönetime çok net verdiği mesaj vardı. Dışarıdan saldırı oldu, şu oldu bu oldu ama benim canım acıyor. Mutfakta yangın var, işsizlik aldı başın gidiyor buna çözüm bul. Ben bu ihtarın anlaşılabildiğini düşünmüyorum zira ekonomi politikasında rahatlatıcı bir şey yok. İkincisi tatil faktörü. Dar gelirli gruplar ki bunlar daha AK Parti seçmeni. Bunlar köye giderlerse bir daha geri dönmezler. Muhalefet seçmeni ise öyle değil. Tatilini erteleyebilir veya gitse mali imkanları nedeniyle geri dönebilir. Üçüncüsü ise Saadet Partisi’nin aday göstermesinin etkisi olacak. Bakalım Saadet Partisi seçmeni ne yapacak? Ve acaba küskün AK Parti seçmeni bu kez Saadet’e yönelecek mi?”

Amerikanınsesi
Bu haber toplam: 10679 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:14:04
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x