Son yıllarda Türkiye ile Batı ittifakının kurumları - NATO, AB - ve Batı ülkeleri ile - ABD, Almanya, Fransa - arasında yaşanan krizler üstesinden gelinemediği gibi her geçen gün daha da derinleşiyor.
Türkiye, NATO'ya 'YPG'yi terör örgütü olarak tanı' baskısı yaparken, istediğini almaması durumda, NATO'nun Polonya ve Baltık ülkelerini Rusya'ya karşı koruma planını veto kartını kullandı.
Rusya da YPG'yi terör örgütü olarak tanımıyor. Batı'da, Türkiye'nin Rusya'nın NATO içindeki truva atına dönüştüğü yolundaki eleştirilerin dozajı her geçen gün artarken, NATO ile Ankara arasındaki krizin, 3-4 Aralık tarihlerindeki NATO zirvesinde aşılıp aşılmayacağı ise merak konusu.
BBC Türkçe'nin, sorunun kaynaklarına fokuslandığı haberinde, "NATO'nun kuruluşunun 70. yılının kutlanacağı Londra Zirvesi'ne günler kala Türkiye'nin Baltık devletleri ve Polonya için hazırlanan Savunma Planı'na onay vermediğinin ortaya çıkması ittifak içinde yeni bir gerilim kaynağı oldu. Ankara, bu kararı, YPG'nin tehdit olarak tanımlandığı Türkiye Savunma Planı belgesinin yayımlanmasına ABD'nin de aralarında olduğu 8 müttefikin izin vermemesi üzerine aldı" ifadeleri dikkat çekti.
Habere göre, sorunun çözülmesi için en büyük çabayı sarf eden isimlerden biri NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg.
Stoltenberg'in amacı, sorunun dallanıp budaklanmadan NATO zirvesinde çözüme kavuşturulması.
Zirvede yerini alacak isimlerden biri de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Pek çok lider zirvede bir araya gelecek ancak NATO'daki çatlak sadece Türkiye kaynaklı değil. ABD Başkanı Trump'ın da NATO'ya eleştirileri ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 'NATO'nun beyin ölümü' olarak tanımladığı olgu, Birlik'in zor günler geçirdiğinin birer kanıtı.
Türkiye'nin YPG yaklaşımına itiraz eden ülkelerin başında ABD geliyor. Habere göre, ABD'nin itirazının nedeni Türkiye için hazırlanan planda YPG/PYD'nin de tehdit olarak tanımlanması. ABD'nin yanı sıra Fransa ve Almanya gibi ülkeler, IŞİD ile mücadele konusunda işbirliği yaptıkları YPG/PYD'nin tehdit olarak NATO belgesine girmesinin hem hukuki hem de siyasi sonuçlar doğurabileceği kaygısını taşıyorlar.
YPG/PYD'nin NATO sınırlarını tehdit eden bir terör kaynağı olarak ittifak tarafından kabul edilmesinin Suriye'nin doğusunda askeri varlığı bulunan ve söz konusu grupla işbirliği yapan ABD açısından ciddi bir sorun oluşturabileceği değerlendirmesi yapılıyor.
NATO kaynakları, aslında her iki savunma planının da NATO Konseyi'nde daha önce onaylandığını ancak yayımlanması sürecinin mevcut itirazlar nedeniyle geciktirildiğinin altını çiziyorlar. Ayrıca, bu belgelerin yayımlanmamasının NATO'nun kolektif savunmasında bir zafiyet yaratmayacağını ancak ittifak için en önemli kavramlardan olan dayanışma ve birliktelik açısından önemli bir sıkıntı unsuru oluşturacağını kaydediyorlar.
Şimdi özellikle NATO yetkilileri, sorunun çözümü için mekik diplomasi yürütüyor.
Haberin tamamına buradan ulaşabilirsiniz