Ufuk Uras: 'Erdoğan siyasi hayatı bitmeden Kürt sorunu meselesinde tarihe geçmek istiyor'

Eski milletvekili ve akademisyen Ufuk Uras, yeni bir “çözüm süreci” tartışmalarına ilişkin, “Tayyip Erdoğan da siyasi hayatı bitmeden önce, Kürt sorunu gibi kadim bir meselede tarihe geçmek istiyor, yani bu konuyu buzdolabından çıkarmak istiyor” yorumunda bulundu.

28.03.2024, Per - 09:03

Ufuk Uras: 'Erdoğan siyasi hayatı bitmeden Kürt sorunu meselesinde tarihe geçmek istiyor'
Haberi Paylaş

Ufuk Uras, 31 Mart yerel seçimlerine ilişkin Rudaw'a değerlendirmelerde bulundu.

Ufuk Uras, “İstanbul seçimlerinde Kürt seçmen belirleyici olacak, bu kesin. Ancak Kürt seçmen homojen davranmıyor, çok parçalı davranıyor. Yani Kürt seçmenin ne kadarı CHP’ye, ne kadarı DEM’e oy verecek, bunu bilmiyoruz. Bir de yüzde 6-8 arasında kararsız seçmen var, bu kararsız seçmenin nereye yöneleceğini de bilmiyoruz. Yeniden Refah Partisi'nin tabanı da kime oy vereceklerini bilmiyoruz. Aslında bir temsil krizi var mı, partilerin aldığı kararlar tabanı tam olarak yansıtacak mı, yoksa taban kendi başına mı hareket edecek, bunları bilmiyoruz. Bu yüzden çok büyük belirsizlik var” dedi.

“Kürtler seçim sonrasında müzakerelere açık olduklarının işaretini veriyor”

Geçmişte DEM Parti’nin geleneğinden geldiği HDP’nin üçüncü yol seçeneğini dillendirdiğini ama muhalefetin adayını desteklediğini ve bu durumun da seçmende kafa karışıklığına neden olduğunu belirten Uras, “Seçmen ilçelerde kendi partisinin adayını destekleyecek, bir bölümü de Sayın İmamoğlu'nu destekleyecek. Kürtler sadece bu seçime bakmıyor, bu seçim sonrasında da müzakerelere açık olduklarının işaretini veriyorlar” şeklinde konuştu.

“DEM’in akil insanları sadece bu yerel seçime bakmıyorlar”

DEM Parti’nin büyükşehirden aday çıkararak  “Biz bir gücüz ve her seçimde sizi desteklemek durumunda değiliz” diyerek AK Parti'ye hem de muhalefete hitap ettiklerini ve bu şekilde pragmatik bir politika izlediklerini anlatan Uras, şöyle konuştu:

“Ama önümüzdeki süreçte yeni anayasa ile beraber iktidarla daha da müzakere yollarının kapanmamasını istediler. Baktığınızda Leyla Zana'nın, Ahmet Türk'ün, Selahattin Demirtaş'ın söyledikleri ayrı bir kategori oldu, parti yönetiminin söylediği bugüne odaklanmak oldu. Yani partinin tırnak içinde akil insanları sadece bu yerel seçime bakmıyorlar, 2028 seçimlerine doğru. Kürt sorunun demokratik çözümü ve yeni bir anayasa için müzakere kapısını açık tutuyorlar.”

Tecrübeli siyasetçi, İmamoğlu ile Kurum arasındaki sonucu “stratejik seçmen değil, duygusal seçmen belirleyeceğini” söyledi.

“Kürt sorunuyla ilgili model uluslararası konjektöre bağlı şekillenecek”

Ufuk Uras, yeni bir çözüm sürecinin başlaması ihtimalini ise, şu sözlerle değerlendirdi:,

“Tabii, bildiğiniz gibi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin açılım süreci Türkiye'den yola çıkmıştı. Bu önümüzdeki süreçte Kürt sorunuyla ilgili model uluslararası konjektöre bağlı olarak şekillenecek. Yani Türkiye ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasında oluşturulacak normalleşme ve model aslında Kürt sorunun çözümü için kamuoyuna sunulacak bir model olacak. Eski açılım süreci içe dönüktü. Bu açılım süreci tamamen Irak Kürdistan'ıyla kurulacak ilişkiyi bir model olarak sunma şekline girecek. O yüzden Erdoğan'ın bu son temasları son gezileri son derece önemli.

“Kürt sorunun çözümü artık kimseye zimmetli değil”

Yeni bir süreç olsa da eski çözüm sürecinin tekrarı şeklinde olmaz. Irak Kürdistanı modelini esas alan, şiddeti, tırnak içinde terörü reddeden, parlamento üzerinde anayasal yurttaşlık zeminde bir çözüme doğru gidecek. Çünkü Kürt sorunun çözümü artık kimseye zimmetli değil, o yüzden Adalet ve Kalkınma Partisi bölgedeki ilişkileri, buna Suriye Kürdistanı da dahil, normalleştirilmesi üzerinden içe dönük adım atma ihtimali var.”

Türkiye'deki Kürt siyasi partilerin büyük bedel ödediklerini dile getiren Uras, “Bu yüzden bir tür af anlamına gelecek bir jest de dahil olmak üzere somut adım istiyorlar. O yüzden biraz somut adımlara bakma yönünde bir deneyime sahip Kürt halkı” diye konuştu.

“Vatandaşın muhalefete olan güveni sarsıldı”

Ufuk Uras, Türkiye’de muhalefetin durumuna ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı:

“15 Temmuz'dan sonra Türkiye'de Merkezi devlet yeniden inşa edildiği için vatandaşlar artık ‘o mu, bu mu’ diye bakmıyorlar, hem o olsun hem de bu olsun istiyorlar. Muhalefetin güzel bir muhafazakarlık tanımı var: Müphem olan gelecek karşısında belirsiz, belli olan geçmişi tercih etmek. Bu yüzden muhalefetin geleceği müphem, yani belirsiz olmaktan çıkarması gerekiyor. O altılı masa iflas edince, bir tür siyasi zina gibi baktılar ve vatandaşın muhalefete olan güveni sarsıldı. Bunu telafi edebilirse muhalefet önemli olur. Ekonomik sorunlar çok önemli, ama güvenlik meselesi de vatandaşlar açısından çok etkileyici bir durum olduğunu son iki seçimde açık bir şekilde gördük.”

“Erken seçim olacağını zannetmiyorum”

Son iki seçimde de hiçbir anket sonucunun doğru çıkmadığını belirten Uras, olası bir erken seçim için de “Zannetmiyorum. Bu seçimde bile katılım oranının ne kadar olacağını bilmiyorum, çünkü seçmen çok yoruldu. En son sandıkları kontrol eden ‘Oy ve Ötesi’ grubu, her seçimde 200 bin kişi bulurken, şimdi 30 bin kişiyi bile bulamıyorlar. Dolayısıyla seçimlerden sonra erken seçim ihtimali yok. Çünkü muhtemelen şöyle olacak: Bir ilde iktidar kazanacak, bir ilde muhalefet kazanacak, her iki taraf da ‘biz kazandık’ diyecek, çünkü şu anda belediyelerin yüzde 54’ü AK Parti'nin elinde. O yüzden seçim sonucu her iki taraf da ‘biz kazandık’ diyebilir. Yani erken bir seçim beklememek lazım” yorumunu yaptı.

“Mutlaka yeni bir anayasa yapılacak”

“Seçimlerden sonra mutlaka yeni bir anayasa yapılacak” diyen Uras, “Ama bu yeni anayasa yapılırken muhalefet cephesi birkaç parça olacak, AK Parti bundan yararlanacak. Tayyip Erdoğan da siyasi hayatı bitmeden önce, Kürt sorunu gibi kadim bir meselede tarihe geçmek istiyor, yani bu konuyu buzdolabından çıkarmak istiyor. Ama tabii muhalefet açısından bu modelin içeriği önemli, yani şu anda o anayasa modelini görmeden somut bir şey söylemek mümkün değil, ama hiçbir şey yapmamaktan daha iyi. O yüzden yeni anayasa için muhalefetin somut katkılar vermesinde fayda var” diye konuştu.

Ufuk Uras, kağıt üzerinde İmamoğlu’nun önde gözüktüğünü ancak Murat Kurum’un da çıkabileceğini söyledi.

Uras, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yerel yönetimlerle Merkezi yönetim arasındaki uyumdan” bahsettiğini ancak bunun seçmeni ikna edip etmeyeceğinin bilinmediğini kaydetti.

“Anayasal yurttaşlığın teminat altına alınması son derece önemli” diyen Uras, “Türkiye'de siyasetin çok Merkezi iyileştiğini görüyoruz, buna karşı çözüm yerel yönetimlerin yetkilerini arttırmak. Ben mecliste görevliyken bir yılda 800 bine yakın insan geliyordu ziyaretçi olarak meclise, neden yerellerde sorunlarını çözemedikleri için. Yani yerel yönetim reformu, Kürt sorunun çözümünde en kıymetli halka. Yapılmaması için de bir neden yok” dedi.

Bu haber toplam: 5904 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:09:33:17
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x