Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu’nun iki ayrı parti kuracağı, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de Babacan ekibine destek verdiği biliniyor. Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu bugünkü yazısında eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Ali Babacan’a tek parti kurma çağrısı yaptığını belirtiyor.
Tek parti” başlıklı çağrısının iki ayağı olduğunu belirten Uğuroğlu, Davutoğlu’nun “Ali Babacan gel sen Genel Başkan ol ben Genel Başkan Vekili olarak yardımcın olayım” veya “Ben Genel Başkan olayım, gel sen Genel Başkan Vekili olarak yardımcım ol” dediğini ifade ediyor.
Babacan’ın henüz bu çağrıya yanıt vermediğini belirten Uğuroğlu, Babacan ve Davutoğlu’nun partileşme sürecindeki benzer ya da farklı yanlarına yazısında yer veriyor.
İki ismin de “tek adam” rejimine karşı olduğunu belirten Uğuroğlu, Davutoğlu’nun "Ya kuvvetler ayrımının en güçlü örneği Amerikanvari tam başkanlık ya da kuvvetler ayrımının net çizgiler ile ayrılmasını sağlayacak güçlendirilmiş parlamenter rejim" dediğini, Babacan’ın ise “komple yenilenecek yeni bir anayasa ile güçlendirilmiş parlamenter rejim” istediğini ifade ediyor. Yazıya göre Babacan tam başkanlık istemiyor.
İki isim arasındaki en önemli fikir birliğinin ise "Parti Genel Başkanı olmayan Cumhurbaşkanlığı" modelinde olduğunu belirtiyor Uğuroğlu ve şöyle diyor:
Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı ile parti genel başkanlığını uygulayış şekli bu modelin Türkiye gerçeği olmadığını ortaya koydu.
İki şapkalı cumhurbaşkanı, parti devleti oluşmasını sağladı ki topluma hizmette particiliğin ön plana çıkması AKP karşıtı vatandaş sayısının çığ gibi büyümesine neden oldu.
Babacan ve Davutoğlu bu gerekçelerle Parti Genel Başkanlığı ile Cumhurbaşkanının ayrılmasından yana tavır içindeler.''
İki ismin yandaş medyaya karşı çıktığını ifade eden Uğuroğlu, Babacan’ın en önemli farkının İslam’ı bir siyasal referans olarak almak istememesi olduğunu belirtiyor.
Uğuroğlu’nun yazısının ilgili bölümü şöyle:
İkisi de yasama, yürütme ve yargının tamamen birbirinden bağımsız, kuvvetler haline getirilmesini ve yürütmenin şeffaf olmasını ve en sıkı şekilde denetlenmesini istiyorlar.
İkisi de Avrupa Birliği'ne tam üyelik için olmazsa olmaz demokratik hak ve özgürlüklerin anayasa ve yasalarla Avrupa normlarına getirilmesini savunuyorlar.
İkisi de kişilik hakları, basın özgürlüğü, terörle en sert şekilde mücadele, dış politikada kararlı duruş, tam bağımsız yargı ve ekonomik büyüme sonucunda işsizlikle etkin mücadele eylem planı vaat ediyorlar.
Babacan'ın Davutoğlu'na karşı önemli bir duruşu var ki işte bu nokta her ikisinin bir araya gelmesine engel oluyor. Babacan ve ekibi, ‘İslam'ı bir siyasal referans olarak almak istemiyorlar.’ Ali Babacan'ın yakın çalışma arkadaşının bu konudaki açıklamasını yazmıştım. Bu noktayı biraz daha açayım. Babacan yeni kuracağı partinin temel ilkesini, ‘Turgut Özal'ın cemaatlere ve tarikatlara devlet yönetiminde görev vermemesi’ modeline dayandırıyor. Babacan'ın hedefi; İslami kesim ile toplumsal ilişkilerde barışık, devlet yönetiminde ise ayrışık bir model. Davutoğlu ise İslami kesime çok yakın bir siyasi profil çiziyor ki ikili arasındaki en önemli görüş farkı buradan çıkıyor.
Uğuroğlu, Ali Babacan’ın Ahmet Davutoğlu’ndan önce parti kuracağının kesinleştiğini de ifade ediyor.