Sabah gazetesinin bugünkü sayısında, yolsuzlukla mücadele çalışmaları hakkında Irak Şeffaflık Kurumu Başkanı Hasan Yasiri ile yapılan röportaja yer verildi.
Habere göre Yasiri, "Kurum olarak çalışmalarımızdan kırmızı çizgileri kaldırdık. Bu da kolay bir iş değil. Denetim kurumları 'yolsuzluk yapan devletin büyük başlarını bırakıp küçüklerle uğraşmakla' suçlanıyor. Bu yanlıştır, nitekim Irak genelinde ilk defa büyük yolsuzluk dosyalarını açtık. Bunların başında da 'yasa dışı kazanç' meselesi geliyor." dedi.
İncelemesi tamamlanan bazı dosyaların Uluslararası Polis Teşkilatı'na (Interpol) gönderildiğini aktaran Yasiri, "Ancak bu konu siyasidir. Çünkü bazı ülkeler bizimle dayanışma göstermiyor." diye konuştu.
Yasiri, "Cumhurbaşkanı Yardımcılarının (Maliki, Allavi ve Nuceyfi) dosyalarını da yasa dışı kazanç gerekçesiyle yargıya gönderdik. Buna bazı bakanlar da dahil." bilgisini paylaştı.
"Bilgiler Yanlış Aktarıldı"
Haberin yayımlanmasının ardından Şeffaflık Kurumu'ndan yapılan yazılı açıklamada ise, "Gazetede Cumhurbaşkanı Yardımcılarının yasa dışı kazanç gerekçeli dosyalarının yargıya teslim edildiği yönündeki bilgiler yanlış aktarıldı." ifadeleri kullanıldı.
Irak Yüksek Yargı Yönetimi tarafından yapılan yazılı açıklamada da Maliki, Allavi ve Nuceyfi hakkında konuyla ilgili herhangi bir dosya teslim alınmadığı kaydedildi.
Maliki'nin basın ofisi iddiayı yalanlarken, Nuceyfi'nin ofisinden yapılan açıklamada da gazete haberi "sorumsuzluk" olarak nitelendirildi ve bunun "cezasız kalmaması" gerektiği ifade edildi.
Abadi İki Seçenek Sunmuştu
Irak Başbakanı Haydar Abadi, daha önce yaptığı açıklamada, terör örgütü IŞİD sonrası hedeflerinin yolsuzlukla mücadele olacağının altını çizmişti.
Abadi'nin son günlerde sık sık dile getirdiği yolsuzlukla mücadele çalışmaları kapsamında, özellikle eski Başbakan Nuri el-Maliki'ye ilişkin dosyaların açılacağı ve yargıya teslim edileceği iddia ediliyor.
Abadi, konuyla ilgili daha da öteye giderek, "Yolsuzluk yapanların önünde iki seçenek var: Ya elde ettikleri meblağları devlete teslim edecekler ya da hem bu meblağlardan olacaklar hem de ömür boyu hapse mahkûm edilecekler." demişti.