16 Ekim Pazartesi erken saatlerde Kerkük’te İran-Irak ortak saldırısının başladığı belirtilen haberde öncelikli olarak K1 askeri üssüne saldırıldığı, ardından şehrin havaalanı ile şehrin güneyinde bulunan petrol kuyularının hedeflendiği dile getirildi.
Resmi bir Bağdat açıklamasında Irak Güvenlik Güçleri (ISF), Anti-Terör Birlikleri (CTS), Federal Polis ile Şii Haşdi Şabi birimlerinin üç cepheden şehri savunan Kürt Peşmergelerine operasyon düzenlediklerine atıfta bulunan Debka haberinde, kendi kaynaklarının raporlarının bu açıklamayı yalanladığına dikkat çekildi.
Haberde Debka’nın askeri ve istihbarat kaynaklarının verdiği bilgiler ışığında, operasyonun başında İran Devrim Muhafızları Komutanı General Kasım Süleymani’nin komutasındaki İran yanlısı Şii milislerin bulunduğu vurgulandı.
Kerkük operasyonunu gerçekleştiren güçlerin Bedir Örgütünün Türkmen Tugayı, 16. Haşdi Şabi taburu ve Asaib Ahl Al Haf güçlerinin 41,42 ve 43. Tugaylarının bulunduğu dile getirilen haberde İran Devrim Muhafızları komutanlarının her bir Şii birime bizzat komuta ederek operasyonu gerçekleştirdikleri vurgulandı.
Bu güçlerin seçilmesinin iki nedenden dolayı çok önemli olduğu dile getirilen haberde,
Haşdi Şabi birlikleri içinde, Kürt halkına saldırmayı kabullenmeyeceği için güvenilmez kabul edilen çok sayıda Kürt savaşçının bulunduğu 1 milyonluk Kerkük sakini içinde yaklaşık yüzde 25’lik kesimi oluşturan Türkmenleri kendi yanlarına çekmek için Türkmen Tugayının kullanılmasının tercih edildiği belirtildi.
Operasyonun erken saatlerinde Irak Başbakanı Haydar Abadi’nin Kürtleri hedef alan Kerkük operasyonunun Suriye savaşında olduğu gibi sivil bir çatışmaya dönüşmemesi için hava kuvvetlerini görevlendirdiği dile getirilen haberde, Abadi’nin saldırıya karşı çıkan ABD’nin Irak hava etkinliğine izin vermeyeceğinden korktuğuna yer verildi.
ABD savaş uçaklarının pazartesi günü savaş alanı üzerinde uçarak çatışmaları yakından gözlemlediklerinden, Irak birliklerinin savaşı tanklar, ağır toplar, havanlar ve ağır makineli tüfeklerle sınırlamak zorunda kaldıkları dile getirilen haberde, Debka’nın askeri kaynaklarının Kerkük’ü savunmak için yaklaşık 15 bin Kürt savaşçının konuşlandığını, bunların büyük bölümünü Peşmerge’nin oluşturduğunu ancak dışarıdan Kürt militanların da takviye olarak kente geldikleri dile getirildi..
Kent savunmasını desteklemek için PKK gerillaları ile YPG savaşçılarının da kente ulaştıklarına değinilen haberde, Pazartesi sabahı Amerikan birliklerinin bölgede olup olmadıklarının bilinmediği vurgulandı
ABD öncülüğündeki Koalisyonun Bağdat’taki bir sözcüsünün bu konudaki bir soruya yorum yapmaktan kaçındığı dile getirilen haberde, bu durumun Başkan Donald Trump ile Savunma Bakanı James Mattis’in ABD’nin iki müttefiğinin Tahran tarafından provoke edilmelerini ve savaşmalarını engelleyemedikleri gerçeğini gizleyemediğine dikkat çekildi.
Kerkük’te küçük bir Amerikan komuta merkezinin bulunduğu hatırlatılan haberde, Amerikalı yetkililerin taraflar arasında arabuluculuk girişimlerinde bulunduğu saatlerde, General Kasım Süleymani’nin cephede savaşı yönlendirdiğine dikkat çekildi.
Haber, Kasım Süleymani’nin ABD tarafından IŞİD’e karşı donatılan ve eğitilen Peşmerge ile Irak Ordusu’nu savaştırmak suretiyle Tahran adına önemli bir gol attığı tesbitiyle bitirildi.
