Kürdistan Bölgesi’ne drone saldırılarının arkasındaki üç mesaj: Nüfuz mücadelesi ve belirsiz bir dönem

Kürdistan Bölgesi’ne düzenlenen kimliği belirsiz İHA saldırıları, Erbil yönetimi ile Bağdat arasında gerilim yarattı. İran medyası saldırıların İsrail hedeflerine yönelik olduğunu iddia etse de, Kürdistan yönetimi bunu reddederek Haşdi Şabi’yi suçladı. Gözlemciler, bu saldırıların bölgedeki siyasi dengeleri sarsmak ve baskı kurmak amacı taşıdığını belirtiyor.

07.07.2025, Pts - 10:01

Kürdistan Bölgesi’ne drone saldırılarının arkasındaki üç mesaj: Nüfuz mücadelesi ve belirsiz bir dönem
Haberi Paylaş

Kürdistan Bölgesi’nde son dönemde artan drone saldırıları, bölgedeki siyasi ve askeri gerilimin bir yansıması olarak görülüyor. İran medyası bu saldırıların İsrail üslerini hedef aldığı iddiasını ortaya atarken, Kürdistan İçişleri Bakanlığı bu iddiaları reddedip Haşdi Şabi’ye yakın grupları suçladı. Irak Genelkurmay Sözcüsü ise bu suçlamalara karşılık, delil sunulmasını talep etti. Saldırılar özellikle Erbil ve Süleymaniye çevresinde gerçekleşti ve bölgedeki Irak ordusu ile Peşmerge güçleri arasında gerginlik yarattı. Uzmanlar, bu saldırıların bölgesel nüfuz mücadeleleri ve yaklaşan Irak seçimleriyle bağlantılı olduğunu, hedefin iç karışıklık çıkararak güç gösterisi yapmak olduğunu belirtiyor.

Bölgedeki en büyük gerilim, patlayıcı yüklü dördüncü bir drone’un, Kürdistan Bölgesi’nin başkenti Erbil’in kuzeyindeki “Kazna” bölgesine düşmesiyle yaşandı. Bu bölge stratejik depolara ev sahipliği yapıyor.

Son günlerde Kürdistan Bölgesi’nin farklı noktalarına “kimliği belirsiz” drone saldırıları düzenleniyor. İran medyası bu saldırıların “İsrail’in Mossad’ına ait karargahları hedef aldığı” iddiasında bulunurken, bölge İçişleri Bakanlığı bu iddiaları kesin bir dille yalanladı ve Haşdi Şabi’ye yakın grupları suçladı. Irak Genelkurmay Başkanı’nın sözcüsü ise, İçişleri Bakanlığı’ndan bu iddialarını kanıtlamasını istedi.

Saldırılar geçtiğimiz salı günü başladı. Süleymaniye’nin güneyinde yer alan en büyük sanayi bölgesi “Tasluca”ya iki patlayıcı yüklü drone düştü. Neyse ki can kaybı yaşanmadı, ancak büyük bir yangın çıktı. Ertesi gün ise Süleymaniye’nin güneyindeki Germiyan bölgesinde bir drone daha patladı. Bu olay, bölgede konuşlu Irak ordusu ile petrol ve gaz sahalarını koruyan Peşmerge güçleri arasında gerilim yarattı.

En büyük tırmanış ise, dördüncü patlayıcı yüklü drone’un Erbil’in kuzeyindeki Kazna bölgesine düşmesiyle oldu. Bu bölge, sivil Erbil Uluslararası Havalimanı’na oldukça yakın ve stratejik depolar içeriyor. Ardından Kerkük yakınlarında başka bir patlayıcı yüklü drone saldırısı gerçekleşti. İran medyası, bu saldırıların son savaşta İran’a karşı kullanılan İsrail üslerini hedef aldığını öne sürdü. Ancak Kürdistan Bölgesi İçişleri Bakanlığı bunu net bir dille reddetti: “Kürdistan’da İsrail üssü yok ve böyle bir saldırı gerçekleşmedi.” Bakanlık, bu saldırıların Haşdi Şabi’ye bağlı gruplar tarafından kaos yaratmak amacıyla yapıldığını belirtti.

Yüksek düzey bir Kürt siyasi kaynak, Annahar gazetesine verdiği röportajda olanları “ümitsizliği aşma çabası” olarak nitelendirdi. “Son savaş, bazı tarafların ne kadar zayıf olduğunu ve bölgesel dengeler karşısında ne kadar etkisiz kaldığını ortaya koydu. Bu taraflar, Irak içinde askeri güçlerinin ve halk desteğinin azaldığını hissediyor ve federal hükümete yönelik baskıların artacağını düşünüyor. Bu yüzden iç karışıklık çıkararak önemlerini vurgulamaya çalışıyorlar ama kimse bundan etkilenmeyecek,” dedi.

Irak Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü Tümgeneral Sabah en-Numan ise, İçişleri Bakanlığı’nın suçlamalarını “kabul edilemez ve kınanması gereken” ifadeleriyle yanıtladı. Annahar’a yaptığı açıklamada, “Kürdistan İçişleri Bakanlığı’nın resmi bir Irak güvenlik kurumunu suçlaması, hiçbir bahane ile kabul edilemez. Suçlama kanıtsız yapıldı. Bakanlıktan kanıtlarını yetkili kurumlara sunmasını talep ediyoruz. Irak’ın güvenliği ve birliği pahasına kimseye taviz vermeyeceğiz,” dedi ve ülkenin genelinde istikrarı bozmaya çalışanlara karşı sert önlemler alınacağını vurguladı.

Yazar ve siyasi araştırmacı Şivan Resul ise Annahar’a yaptığı açıklamada, bu saldırıların devam edip etmeyeceğinin federal hükümetin tutumuna bağlı olduğunu söyledi. “12 yılı aşkın süredir, belirli bölgesel ve yerel faktörler bir araya geldiğinde Kürdistan’a yönelik gizli saldırılar artıyor. Bu saldırılar, bölgenin zayıf halka olarak görüldüğü bölgesel dengelere yönelik siyasi mesajlar içeriyor,” dedi.

Resul şöyle devam etti: “Irak’taki yaklaşan seçimler bu denklemin önemli bir parçası. Bu süreç, bazı grupların mezhepsel ve etnik hassasiyetlerini tetikliyor. İran’ın güvenlik ya da siyasi kriz yaşaması da bu saldırıları artırıyor. Genellikle Kürdistan Bölgesi ile federal hükümet arasındaki gerginliklerle eşzamanlı gerçekleşiyor ve doğrudan tehdit mesajlarına dönüşüyor. Maalesef şu an bu üç faktör bir arada. Sadece Sudani hükümeti, Irak’ın siyasi sistemini kontrol eden merkezî güçlerle yüzleşmek isterse, ülkenin güvenlik egemenliğini ve otoritesini sağlayabilir.”

 

Bu haber toplam: 1614 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:22:51
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x