Batı Kürdistan\'ın Kobanê Kantonu’na dönük IŞİD saldırıları karşısında YPG/YPJ güçlerinin direnişi, 24.
‘ÖLECEKSEK BUGÜN ÖLECEĞİZ’
Gün içinde izlediğimiz nöbet noktalarından Dewşen’de en çok konuşulan yoğunlaşan patlama sesleri. IŞİD’in havadan bombalandığını ve iyi haberlerin yakın olduğunu düşünenler olduğu gibi çatışmaların yoğunlaşmasından endişe eden ve yeni kayıplar olmasından korkanlar da var elbet. Sınırda beş gündür nöbette olduğunu söyleyen ve soyadını vermek istemeyen İzzettin adlı vatandaşın söyledikleri, buradakilerin en çok Türkiye’nin IŞİD’e desteğinden rahatsız olduğunu gösteriyor. Antep’ten gelerek direnişe sınırda nöbet tutarak katılan İzzettin, daha dün IŞİD’lileri taşıyan araçları Etmanek’te yakaladıklarını anlattı. İzettin’in verdiği bilgilere göre; araçları fark eden halkın bu araçları taşlamaya başladığı esnada polis ve asker de biber gazıyla halka saldırmış. Bu tarz saldırıların özellikle böyle geçişler esnasında olduğunu söyleyen diğer nöbet eylemcilerinin anlattıkları da aynı yönde: Elektrikler kesiliyor ve ardından hem saldırı oluyor hem de askeri araçlar sınırdan içeriye doğru geçişe başlıyor. Bu hareketlilik esnasında araçlarla çete üyelerinin kaçırıldığını düşünüyor herkes. Bütün bunlara karşı tuttukları nöbetin önemli olduğunu belirten İzzettin, “Öleceksek bu gün öleceğiz. Gün bu direnişe sahip çıkma günüdür” diyor.
HASTANEDE HAREKETLİ SAATLER
Suruç Devlet Hastanesi’nin önünde de olağanüstü bir hareketlilik var bugünlerde. Denilebilir ki; halk gerekirse yarasını da kendi sarmak üzere burada da nöbette. Kobanê direnişine verebileceği tüm desteği vermek üzere çalışan Suruç ve civarda yaşayan halk, hastanede müthiş bir özveriyle çalışan hekimlerin de işlerini zorlaştırmamaya özen göstererek üzerine düşecek görevi bekliyor. Yaklaşan siren sesleriyle birlikte o gün içinde gelen yaralı sayısını ve durumlarını anlamaya çalışırken de, hayatını kaybeden direnişçilerin cenazelerini teslim alırken de, direnişin kazanılacağına mutlak bir inançla hareket ediyorlar.
SALDIRI, DİRENİŞ VE BİR ANONSLA AÇILAN YOLLAR
Hastane önünden ayrılıp, kalacağımız yere doğru, arada bir gelen patlama seslerinin hangi bölgeden geldiğini tahmin etmeye çalışarak ve ilçenin bu gece ne kadar sakin olduğuna da şaşarak yürürken, önce gözlerimizi sonra genzimizi yakan gazla fark ediyoruz meydanda başlamış olan polis saldırısını. Mürşitpınar yoluna geldiğimizde barikatlarla karşılaşıyoruz. Gençler öfkeli. Ateş yakarak kurdukları barikatların başında polisin saldırılarına karşılık veriyorlar. Aralarına girip yürümeye başladığımızda hangi gazeteden olduğumuzu anlayıncaya kadar şüpheli gözlerle bakıyorlar. Sonra tanıyıp selamlaşarak, geçmemiz için yol veriyorlar. Biz tam polisin hangi noktadan yeniden saldıracağını hesaplarken bir anonsla yollar açılıyor. Anons, belediyeden yapılıyor ve gençlere barikatları kaldırmaları söyleniyor. Öyle ya burası Suruç ve her an bir sınır yolundan ambulans gelebilir, acil bir durum ortaya çıkabilir. Anonsun duyulmasıyla birlikte barikatlar kalkıyor. Peşi sıra Mürşitpınar tarafından gelen 7 ambulans geçiyor bu yoldan. Gençler yol kenarında, yaralı direnişçileri selamlıyorlar bu kez: “Biji Berxwedana Kobanê / Yaşasın Kobanê Direnişi!”
PATLAMA SESLERİ ŞİDDETLENİYOR
Barikatlaragazlı saldırının olduğu esnada sınırdan da şiddetli patlama sesleri geliyor. Gençler alkışlar eşliğinde sloganlarla karşılıyorlar bu sesleri. Hava saldırılarından olduğu tahmin edilen seslerin IŞİD noktalarının vurulması anlamına geldiğini düşünerek seviniyorlar. Gecenin ilerleyen saatlerinde evlerde konuşulan konu da aynı. Kim yeni gelmişse ortama, yeni bir bilgi alıp alamadığı soruluyor önce, sonra da bilinenler paylaşılıyor. Kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk demeden herkesin Kobanê meselesine odaklandığını söylemek abartı olmaz. Bir yandan basın takip ediliyor bir yandan da kendi özel haber kaynaklarına başvuruluyor. Kobanê direnirken Suruç da uyumuyor, uyusalar da kulakları dışarıdan gelen seslerde, yürekleri ise sınırın öbür yanında savaşan kardeşlerinde…
Evrensel