Başbakan yardımcısı Kubad Talabani, Washington Post\'ta yayımlanan yazısında, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere, Fransa ve Birleşmiş Milletler\'in (BM) referandumun yapılmamasını talep ettiğini belirterek, “Ancak uzun vadede refah ve güvenliğimizi koruma zamanı gelmiştir. Yollar açık ve net değil ancak biliyoruz ki en iyi senaryoda Irak\'la bir anlaşma sağlanarak, Kürdistan\'ın bağımsızlığıyla sonuçlanacak” ifadesini kullandı.
Kubad Talabani şunları belirtti: \'Referanduma karşı olan ülkelerin ciddi tepkisine neden olan sembolik seçimi yapabiliriz. Veya dünyadaki en güçlü ülkelerin bazı önerilerine bağlı kalacağımızı kabul edebiliriz. Doğrusu şu ki biz Kürtler, milletimizin tarih boyunca çektiği ihanetlerle, canlı ve uzun vadeli bir hatıraya sahibiz. Bu yüzden ertelemenin, milletimizin çıkarına olup olmayacağı açık değil.”
“Uluslararası koalisyon, uluslararası yasaların yanı sıra Irak Anaysası\'na da uygun olduğu halde, bağımsızlığa doğru ilk adım olarak referandumu desteklemiyor” diyen Kubad Talabani şöyle devam etti:
“Kürdisan\'ın bağımsızlığıyla sonuçlanacak bir alternatif sürecine bağlı kalınacağını duymamız lazım. Biz de referandumun yapılmasının tehlikeli sonuçlarını ciddi bir şekilde düşündük. Yoksa bizden daha iyi bunu kim bilebilir ki?”
“Bazı dostlarımız, sınırlarını Iraklı İslam Devleti\'nin teröristlerinden koruyamayan ve bize de büyük zarar veren ülkenin bir parçası olarak kalmamızı talep ediyor. Kaynaklarını kötüye kullanan ve üzerinde anlaştığımız ulusal bütçeden pay vermeyen bir ülke. Bunun sonucu olarak son iki yılda Bağdat, ekonomik olarak Kürdistan\'ın belini kırdı. IŞİD karşısında Irak ve bütün dünyayı koruyan peşmerge ve memurlarımızın maaşını ödeyemeyecek duruma düşürdü. Halen mezhep kaynaklı şiddetten kaçan bir milyondan fazla Iraklı ve 200 binden fazla Suriyeli göçzedeyi ağırlıyoruz. Buna rağmen Irak hükümeti, söz konusu göçzedelere maddi yardım göndermedi.”
“Dünyanın, ülkeye bağlı kalmamız için Irak\'tan öyle bir talepte bulunmasında ısrar etmesi gerekiyordu. Kürdistan\'ın bağımsızlığının kusursuz olmadığı doğru; yönetimimizin, kurum ve siyasi liderliğimizin hataları var. Ama biz, ekonomik refah, şeffaflık, sorumluluk ve en önemlisi de vatandaşlarımızın güvenlik ve istikrarını koruma ilkelerine bağlıyız. Bizim, birçok yeni devletten daha fazla kurumumuz var.”
“Sizi, kurumlarımızın güçlendirilmesi konusunda yardımcı olmaya davet ediyoruz. Demokrasi ve insan hakları konusunda daha çok gelişmemiz için bize baskı yapın. Birkaç yıldır reform üzerinde çalışıyoruz. Bu da kendi halkımızın refahı için çalışmamızı destekliyor, konumumuzu güçlendiriyor. Bu çerçevede, egemen devletin elindeki imkanlar olmadan, hiç kimse baskı yapmadan, ayakta kalmamız için yapılması gerekenleri yaptık.”
“Bütün grupları kabul eden ve koruyan, açık görüşlü, çokkültürlü ve merhametli bir toplumuz. Bağımsız, sakin, istikrarlı, komşularımızla ve özellikle Irak\'la olumlu siyasi, ekonomik ve güvenlik ilişkilerine sahip olmayı amaçlıyoruz. Bağımsızlık dolayısıyla sevinçlerini dile getiren gençlerimizin coşkusunu görebilirsiniz. Bu duyguyu radikalizmin büyüdüğü Ortadoğu\'daki diğer gençlerle kıyaslayabilirsiniz. Halkımız, referandumla ilgili bazı mülahazalara sahipken, şimdiden her bir Kürt\'ün kalbinde bağımsızız ve şimdiden devletiz.
Biz, Musul\'u kurtarma operasyonuyla başlayan, uluslararası koalisyon güçleri ve Iraklı güçlerle işbirliği yapma konusunda tereddütlü değiliz. Daha önce de El Kaide\'ye karşı savaşta tereddüt etmedik. Ondan önce de Saddam Hüseyin\'e karşı savaşma konusunda tereddüt etmedik. Ama biz, para karşılığında savaşacak bir taşeron değiliz. Hayatımız tehlikede, ulusal ve stratejik çıkarlarımız var. Ekonomik sorunlara rağmen göçzedelere karşı kapılarımızı hep açık bıraktık.”
“Her şeye rağmen tanımak veya ödüllendirmek yerine, başka ülkeler de kendi kaderimizi tayin etme hakkımıza karşı çıkanların yanında yer aldı. Biz katledilirken, 1988\'de kimyasal bombalarla bize saldırılıp toplu Saddam Hüseyin\'in 1991\'deki ayaklanmamızı yenilgiye uğrattıktan sonra dağlara kaçtığımızda, çağrılarımıza yanıt vermeniz ne kadar zaman aldı? 2014\'te Şengal Dağı’nda kardeşlerimizin yaşadıkları felaketten dolayı dünyadaki her Kürt, korku, kızgınlık ve şok yaşadı.
Geçmişteki soykırım ve baskıların yarası halen zihin ve kalbimizde taze. Dünyada soykırım trajedisinden kurtulanlar için kurulan bir ülke olarak İsrail\'in tek başına referandumu desteklemesi şaşırtmıyor. Ki onlarla hiçbir diplomatik ilişkimiz yok.
Kürdistan\'ı İslam Devleti\'nden korunması için de uluslararası koalisyonuna verdiği destekten dolayı teşekkür ediyoruz. Ancak şimdi söz konusu yardım tehlikeye girerek, ‘Kürtlerin dağlardan başka dostu yok’ sözünü yeniden düşünüyoruz. Sisli, muğlak bağlılık, halkımızın taleplerine yanıt vermiyor. Uluslararası ortaklarımızın, Irak\'ta Kürt sorununu çözecek bir plan yapmasının zamanı geldi. Söz konusu plan ise, sizin sahip olduğunuz ve halkımızın da layık olduğu şeyi vermeli: O da kendi devletimizdir.”