Taştekin: ‘PKK eşittir YPG’ söylemi tehlikeli

Cuma günleri imc tv’de yayınlanacak olan Fehim Taştekin ve Işın Eliçin’in sunduğu “Sınırsız” programı ilk bölümüyle izleyicilerin karşısına çıktı. Dünya meselelerini ve küresel gündemde yer tutan haber ve gündemin konuşulduğu “Sınırsız”da Ankara Katliamı, IŞİD, ABD ve Rusya’nın Suriye politikası tartışıldı.

17.10.2015, Cts - 07:09

Taştekin: ‘PKK eşittir YPG’ söylemi tehlikeli
Haberi Paylaş

Rusya’nın da aktif olarak müdahil olmasının ardından Suriye’deki savaşın Türkiye’ye, bölgeye ve dünyaya etkilerine ilişkin değerlendirmelerinde yapıldığı programda, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Erhan Keleşoğlu konuktu.

Fehim Taştekin, Ankara Katliamı’nın Türkiye’nin Suriye politikası açısından ilişkisine, katliamın Suriye ile bağlantısına, Türkiye’nin PYD’ye yönelik tehditkar tutumuna ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Mücahit grupların Türkiye’de bağlantıları oluştu”

“Türkiye, Suriye’de ne yaptı ve sonuçta ortaya ne çıktı? Çok sayıda silahlı grup Türkiye sınırlarından beslendi. Bu bir devlet politikası olarak, başka ortaklarla birlikte yürütüldü ve bu da Türkiye’yi Pakistanlaştırdı. Bu ne demek? Pakistan zamanında ABD ile birlikte Afganistan’da operasyonlar yürütmüştü, orada da önce küresel mücahitler nesli ve Taliban ortaya çıktı. Ancak sonra beslenen bu örgütler kendi sahibini vurmaya başladı. Türkiye üzerinden de çok sayıda örgüt beslendi ve Suriye sınırları içerisinde bir savaş deneyimi edindiler. Bu grupların sadece Suriye’de değil, Türkiye’de de bağlantıları oluştu. Bu noktadan sonra –eğer oradaki hikaye biterse- Türkiye bunlarla karşı karşıya kalacak. Bu iki tehlike arz ediyor: Türkiye’nin bunlarla ilişkisi bittiğinde bu silahlar Türkiye’yi vuracak, bu gruplarla bağlantılı hücre yapılanmaları Türkiye’nin iç siyasi hesaplaşmalarında kullanılacak. Asıl tehlikeli olan da bu ikinci tehdit. Birinci tehdit bir devlet politikası ile engellenebilir, ama ikincisi güvenlik-istihbarat zafiyetini oluşturacak ve Ankara benzeri saldırıların tekrarlanması ihtimali de artacaktır.”

Rusya’nın Suriye’deki rolü

“Bugün Suriye’de, İran ve Hizbullah sahada daha etkin. Bir kara cephe yapılanması var. Rusya havadan destekliyor, karadan ise Suriye ordusu, İran’ın desteklediği milis yapılar ve Hizbullah var. Bugün Halep’te operasyonlar var. Rusya hava operasyonu ile kara operasyonunun önünü açıyor.

“Rakka düşerse Cerablus kendiliğinden dağılabilir”

“Kürtler Rusya açısından önemli bir müttefik olabilir, görüşüyorlar da. ABD’nin de sahada tek güvendiği unsur Kürtler. Kürtler bir rekabet unsuru haline geldiği için ABD hemen onları öne çıkardı ve bunu yaparken de Türkiye’yi çok kızdırmamak için bir formül üretti. O formül de Araplarla birlikte bir koalisyon ve burada çıkan yeni örgüte yardım ettiğini söylüyor. Ama YPG orada pilot güçtür.

“Haseke’ye silahlar bırakıldı. Plan şudur: Oradan IŞİD’in merkezi olan Rakka’ya gidilecek ve sonra da ertelenmiş bir plan olan Cerablus’a gidilecek.

“IŞİD’in elinde iki kapı var”

“IŞİD’in elinde uluslararası alana açıldığı iki kapı var; birisi Cerablus, birisi de Antakya’ya doğru olan. Burada Türkiye destekli muhaliflerin elinde çok dar bir geçit kaldı.

“Eğer Rakka düşerse, geri kalanı çok kolay. Cerablus’taki yapı kendiliğinden bile dağılabilir, ama orada Türkiye’nin itirazları var. Caydırıcı etkisi de var.

AK Parti’nin “PKK eşittir YPG” söylemi

“Bu eşitlemeyi sürekli ve tehlikeli bir şekilde yapıyorlar. IŞİD’den daha tehlikeli olduğunu söylüyorlar ve bunun oluşturduğu algının tehlikesini de düşünmüyorlar. İçeride HDP’yi, Kürt hareketini mahkum etmek için geliştirdikleri bu taktik, hem bölgesel olarak meseleyi işçin içinden çıkılamaz hale sokuyor, hem de içerideki krizi yönetemez hale geliyorlar.

Türkiye’nin YPG’ye tehdidi

“Başka bir ülkeye, başka bir coğrafyaya müdahale ettiğinizde orada bir direniş cephesi oluşur. Bu sadece PYD değildir. PYD oradaki özerklik hareketinin en önemli siyasi aktörüdür ama her şey değildir. YPG çok geniş bir konseptin savunma gücüdür. Sizin oradaki vurduğunuz, vuracağınız, tehdit ettiğiniz şey tek bir parti değildir. Dolayısıyla daha geniş yankıları olacaktır.”

“Türkiye küresel ve bölgesel güçleri karşısına almış durumda”

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Erhan Keleşoğlu da Türkiye’nin dış politikadaki çıkmazına dikkati çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:

“Sıkışmışlığın eninde sonunda Türkiye’nin geleceği nokta barış sürecidir. Uluslararası dengeler Türkiye’yi zorluyor ama ısrarla çözümsüzlük politikası güdülüyor. Belki 2 Kasım sabahı başka bir Türkiye’ye uyanırız ve ciddi bir dönüşüm olur. Uluslararası alanda Kürt meselesi nedeniyle küresel ve bölgesel güçlerin hepsini karşınıza almış durumdasınız. Elde Suudi Arabistan ve Katar kalıyor. Onlar da tam anlamıyla güvenilir değil. Bu kadar yalnızlaşmayı bu ülke kaldırmaz.”

Nerina Azad
Bu haber toplam: 3225 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:23:56:50
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x