T24 yazarlarından Hakan Aksay, Esad ile PYD yetkililerinin aynı anda Rusya\'da bulunmalarının tesadüf olmadığını ve Putin\'in Suriye Kürtlerini desteklediği Esad\'a müttefik yapma girişiminde bulunma ihtimalinin yüksek olduğunu dile getirdi.
Hakan Aksay Rusya’nın Suriye’deki hava operasyonlarıyla başlayan müdahalesinin ardındaki gelişmeler kapsamında son günlerde yaşayan gelişmeleri irdeleyen “Esad ve Kürtler neden Moskova\'ya gitti” başlıklı bir analiz yayımladı.
Rusya’nın hızlı bir şekilde ilerlediğini, bu durumun ABD ve müttefiklerini şaşırdığını belirten Hakan Aksay, “Rus lideri Vladimir Putin’in, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad\'ı Kremlin\'de ağırlamak suretiyle, 30 Eylül\'den itibaren Suriye\'de hava harekâtı yürüten Rusya’nın, salı günü önemli bir hamle daha yaptığını,” vurguladı
İç savaşın sürdüğü ülkesinden son 5 yıl içinde ilk kez ayrılan Esad’ın daha güçlenmiş olarak geriye döndüğüne dikkat çeken T24 yazarı, “Esad’ı Moskova’ya çağıran Putin’in verdiği “Siz ne derseniz deyin, nasıl planlar hazırlarsanız hazırlayın, Suriye’de anahtar benim elimde!” şeklinde mesaj verdiğini vurguluyor.
Esad PYD heyetiyle görüştü mü?
Analizinde spekülatif olabileceği notunu düşen bir tahmin yürüten Hakan Aksay, “aynı tarihlerde Moskova\'da olan Esad ile PYD yöneticileri arasında bir temas sağlanmış olabileceğini de ihtimal dahilinde gördüğünü,” dile getiriyor ve “Ziyaretlerin aynı tarihe denk gelmesinin tesadüf olamayacağını,” vurguluyor.
Her iki ziyaretin tesadüfen gerçekleşmemesi halinde, yakında Şam\'ın PYD ile ilişkilerini Moskova aracılığıyla geliştirdiğine ilişkin yeni adımlar gündeme gelebileceğine dikkat çeken Aksay, \"Böyle bir durumun, son haftalarda Rusya ile Suriye Kürtleri arasıdaki yakınlaşmadan çok rahatsız olan ABD ve Türkiye\'yi derinden sarsacağını,\" belirtiyor.
‘Üç haftada bir yıllık sonuç’
Ziyaretin, bugün Viyana’da Rusya, ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan dışişleri bakanları arasında yapılacak görüşmeden önce gerçekleşmesinin de önemli olduğuna değinen yazar, Moskova’nın Tahran kadar güçlü bir şekilde olmasa da, şu anda Esad’ı korumaya kararlı olduğunu ifade ediyor.
Kremlin’in, “Batı blokunun bir yılı aşkındır düzenlediği hava operasyonlarından daha etkili sonuçları üç hafta içinde aldığı” iddiasına atıfta bulunan yazar, bu iddianın doğruluğunun bilinemeyeceğini, ancak Moskova’nın önemli bir avantaja sahip olduğunu, Batı’nın havadan bombalamayla sınırlı müdahalesine karşı Rusya’nın hava saldırısının yanısıra, İslamcı muhalefete karşı kara saldırısı yapan Esad ordusu, Hizbullah ve İran güçleri gibi kara güçlerine sahip olduğunu hatırlatıyor ve bu ittifağa Kürtleri ilave ederek, “Bundan sonra Rusya’nın PYD ile işbirliğinin daha da güçleneceğini,” vurguluyor.
Moskova Kürtlerle bağlarını güçlendiriyor
Rusya’nın Ortadoğu hamlelerinden derinden etkilenenler arasında Kürtlerin de bulunduğunu vurgulayan yazar, “Putin’in, harekât başlangıcından iki gün önce Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Esad’a bağlı birliklerin ve Kürtlerin dışında hiç kimsenin IŞİD’le gerçek anlamda savaşmadığını” söyleyerek Suriye Kürtlerine zeytin dalı uzattığına atıfta bulunuluyor.
Saddam Hüseyin ve Hafız Esad (ardından Beşar Esad) yönetimlerini destekleyen Moskova’nın, bu ülkelerdeki Kürtlerin büyük tepkisini kazandığına, bu nedenle Kürtler ile ilişkilerinin karmaşık bir halde bulunduğunu anımsatan yazar, “Bugün de Kürtlerin duygularının bir anda değiştiğini söylemenin zor olduğu,” tesbitinde bulunuyor.
Bu durum tesbitinin ardından “diplomasi ustası Moskova”nın, son dönemde Kürtlerle ilişkilerini geliştirmek için önemli adımlar attığına, Erbil ile iyi ilişkilere sahip olduğuna, Rus enerji şirketlerinin Kürdistan Bölgesi’nde oldukça aktif durumda bulunduğuna dikkat çekiyor.
Suriye’de hızla artan Rusya etkisine karşı güçlü bir cevap veremeyen ABD’nin, şu sıralarda bu askerî harekâtın Irak’a doğru yayılmasına karşı önlem almaya, hem Bağdat hem de Erbil yönetimlerine Moskova’nın girişimlerine mesafeli durmaları konusunda baskı yapmaya çalıştığına dikkati çeken yazar, “Suriye’de uzun süredir ABD ile işbirliği içinde davranan PYD’nin, Rusya ile bağlarını güçlendirmenin de kendisine ciddi avantajlar sağlayacağını gördüğünü,” dile getiriyor ve bu karşılıklı diyalog isteğinin, bu hafta içinde Moskova’da önemli gelişmelerin yaşanmasına yol açtığını belirtiyor
‘Türkiye ne tepki verirse versin’
Hafta başında Moskova’da organizatörlüğünü ve evsahibliğini Kremlin’in büyük önem verdiği ve bir dizi konuda özel rapor ve tavsiyeler aldığı Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün yaptığı, “IŞİD’e Karşı Uluslararası Mücadele Koalisyonunun Kurulma Perspektifi” adıyla Uluslararası Kürt Konferansı yapıldığına ve Konferansa PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah ve Kobani Kantonu Yürütme Meclisi Başkanı Enver Müslim de katıldığını belirten yazar Konferansta ve Rus medyasında en çok gündeme gelen konuları üçe ayırıyor:
Rojava Kürtlerinin IŞİD’e ve radikal islamcılığa karşı özverili mücadelesi, Türkiye’nin IŞİD’e destek vermekten vazgeçmemesi, PYD’nin Moskova’da bir temsilcilik açmasının şartlarının olgunlaştığı.Analizde Konferansa katılan Yakın Doğu ve Orta Asya Ülkeleri Araştırma Merkezi Direktörü Semyon Bagdasarov “Türkiye ne tepki verirse versin, Rusya’nın, Suriye’deki gelişmelere ilgisiz kalamayacağını, Suriyeli Kürtlerle daha yakın ilişki kurmaları gerektiğini ve onların Moskova’da bir temsilcilik açması konusunun güncel bir görev,” olduğunu dile getirerek “Türkiye’nin Rus doğal gazından, Akkuyu Santrali’nden ve Rus turistlerinden vazgeçebileceklerine inanmadığı,” şeklindeki ifadesine yer veriliyor.
Analizde, eski parlamento yöneticilerinden, Adil Rusya Partisi Başkanı Sergey Mironov’un “...Bunlar Türkiye yönetiminin hoşuna gitmeyebilir. Ama o, önce ülkesi ile Suriye arasındaki sınıra sahip çıksın; IŞİD militanlarının Türkiye topraklarında dinlenmesine ve silah edinmesine izin vermesin.” Şeklindeki sert ifadeleri de yer alıyor.
Moskova’ya göre PYD ve PKK terörist değil
PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah başkanlığındaki heyetin Rusya Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle yaptığı görüşme hakkında şimdilik sessizliğin hüküm sürdüğünü belirten yazar, “Rusya’nın \"uygun bir zamanlamayla\" PYD’nin Moskova ofisinin açılacağını ilan etmesinin beklentiler dahilinde olduğunu,” ifade ediyor.
PYD lideri Salih Müslim de daha önce birkaç kez Moskova’ya giderek Rusya Dışişleri yetkilileriyle görüşmeler yaptığını, Kürdistanı Bölgesi’nin aşağı yukarı iki yıldır Moskova resmî temsilciliğinin faaliyette olduğunu ve HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın 22-24 Aralık 2014’te yaptığı Moskova ziyareti sırasında, partinin Rusya başkentinde temsilcilik açması konusunun gündeme geldiğini hatırlatan yazar, Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi Andrey Karlov’un, Rus RİA Ajansı’na yaptığı açıklamada, ülkesinin Suriye Kürtlerine silah yardımı yapmadığını vurguladıktan sonra, Moskova’nın PYD’yi ve - temas içinde olmadığı - PKK’yi da terörist örgüt olarak kabul etmediğinin altını çizdiğini hatırlatıyor.