Batı kaynakları, Carba’nın Amerikan ve Türk yetkililerinin yanı sıra Kürdistan bölgesinde Mesud Barzani ile yaptığı görüşmelerin içeriğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Söz konusu açıklamalarda Carba’nın üzerinde çalıştığı formülün ve uygulanmasına yönelik Ankara, Erbil ve Suriye’nin doğusundaki mekik diplomasisinin amacı şöyle aktarıldı:
“Amaç, ABD’nin Suriye’den çekilme kararı sonrasında boşluğu doldurmak ve Arap devletleri ile uluslararası çevrelerin bölge üzerindeki emellerini boşa çıkarmak. Aynı zamanda ABD ile Türkiye’nin güvenli bölge kurma projesinin önündeki temel sorunu da çözmek.”
Bugün Washington’da güvenli bölgeyi görüşmek üzere bir araya gelecek olan Amerikalı ve Türk heyetlerinin formül üzerindeki son rötuşları yapması bekleniyor.
Carba’nın sunduğu formül genel hatlarıyla Cerablus kenti ile Fişhabur Sınır Kapısı 'na kadar 28 ila 32 kilometre derinlikte ve 500 kilometrekare uzunluğunda güvenli bir bölge oluşturulmasını öngörüyor.
Fırat Kalkanı Operasyonu ile Cerablus ile Efrin arasındaki 2500 kilometrekarelik alanda denetim sağlayan Türkiye, daha sonra Rusya ile 'gerilimi azaltma bölgeleri' üzerinde anlaşarak geçen yıl 'Kuzey Üçgeni'nde 9 bin kilometrelik bir alanı kontrol altına aldı. Birçok taraf Türkiye’yi, 3,5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapması ve Suriye ile 900 kilometre sınırı bulunmasının yanı sıra ABD ve Rusya ile iyi ilişkilere sahip olması nedeniyle etkili bir aktör olarak niteliyor. Diğer taraftan bazı Arap ülkeleri de güvenli bölgenin inşa edilmesine, Türklerin Suriye’nin Kuzeyinde daha fazla ilerleme olasılığı nedeniyle şüpheyle yaklaşıyor.
Türkiye ve ABD’nin güvenli bölge ile ilgili vardığı uzlaşı 7 bin YPG güçlerinin bu bölgenin dışına çıkarılması, ABD silahlarının geri alınması ve bu bölgedeki ABD askeri üslerinin kapatılmasını kapsıyor. Diğer yandan ABD, İran nüfuzuna karşı müdahale amacıyla Suriye’nin doğusundaki Tenef Üssü’nü elinde tutmak istiyor.
Carba’nın, Washington-Ankara-Erbil hattında yaptığı görüşmelerin ardından başlattığı söz konusu girişim, böylesi karmaşık ortamda pratik bir çözüm sunma hedefini taşıyor. Zira halihazırda Ruslar Deyrizor’da, İranlılar Ebu Kemal’de, Amerikalılar Tenef Üssü’nde konuşlanmışken Türkler de sınır bölgesine asker konuşlandırıyor. Esad rejimi ise güvenli bölgeye gözünü dikmiş durumda.
Carba’nın formülü : Nukhba güçleri ve Roj Peşmergeleri güvenli bölgeye
Carba’nın formülü Araplardan oluşan Nukhba güçlerinin Kürdistan Bölgesinde eğitim almış olan 12 bin savaşçıdan oluşan Roj Peşmerge güçlerinin güvenli bölgeye konuşlandırılmasını öneriyor. Formül aynı zamanda bölgedeki demografik dengeyi de gözetiyor. Şöyle ki söz konusu formülde, Arap güçlerin Rakka’ya bağlı Telabyad ilçesi ile Haseke kentine bağlı Serê Kanî'ye Kürt güçlerin de Fişhabur Sınır Kapısı ile Kamışlo’da konuşlandırılması hedefleniyor.
Carba’nın söz konusu öneriyi yarınki Moskova ziyaretinde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a sunması bekleniyor.
Carba’nın daha önce de Moskova’da gerçekleştirdiği görüşmeler neticesinde ateşkes anlaşması imzalanmış ve Rus güçleri, muhalif birliklerin Suriye'nin kuzeyine gönderilmesinin ardından Humus’un kuzeyine konuşlanmıştı.
Suriye Muhalefeti Müzakere Başkanı Nasr el- Hariri’nin Kürdistan bölgesinin Kürt yöneticileri ve Barzani ile yaptığı görüşmelerde Erbil’in Kürt-Arap güçlerinin güvenli bölgeye konuşlandırılmasına destek verdiği biliniyor.
YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (DSG) ise Araplardan ve Kürtlerden 10 bin savaşçının bulunmasının güç olması nedeniyle formülün hayata geçirilmesine süpeyle bakıyor.