Türkiye'nin Suriye'de Tampon Bölge oluşturmasının önündeki 6 engel

ABD Başkanı Donald Trump’ın askerlerini Suriye’den çekme kararından sonra Türkiye ve ABD, Rojava'da güvenli bir bölge konusunda bir projeyi müzakere masasına getirdi. Suriye'de askeri ve idari düzenlemelere ulaşmak için bir yandan ABD ile Türkiye arasında müzakereler devam ederken, diğer yandan Rusya-Türkiye ve Kürtler-Şam ve Moskova arasında müzakereler devam ediyor.

20.01.2019, Paz - 08:20

Türkiye'nin Suriye'de Tampon Bölge oluşturmasının önündeki 6 engel
Haberi Paylaş

Şark El Avsat gazetesi, Tampon Bölge oluşturmasının önündeki 6 engel başlığıyla bir rapor hazırladı. Gazeteye göre, tampon bölge konusunda ABD, Rusya ve Türkiye’nin önünde şu engeller duruyor.

1- Bölgenin derinliği
Türkiye güvenlik şeridinin derinliğini Suriye'nin 32 kilometre kuzeyine uzatmak ve Cerablus’tan Kürdistan bölgesi sınırına kadar 460 kilometre uzunluğunda bir şerit oluşturmak isterken, ABD ise ilke olarak bu derinliğin 10 kilometre olmasını talep ediyor. Moskova, derinliğin 5 ila 10 kilometre arasında olması önerisinde bulunurken, YPG Genel Komutanı Sipan Hemo, söz konusu bölgenin Türkiye sınırı tarafında oluşturulmasını talep etti. Ankara, 1998'in ortalarında Şam ile Ankara arasında yapılan Adana anlaşması ile belirlenen rakamı aşarak, silahlı kuvvetlerinin 32 kilometre derinliğe ulaşmasını istiyor.

2- Bölgenin korunması ve adı

Türkiye, bölgenin uçuş yasağı getirilen bir güvenli bölge olmasını istiyor. Ancak Moskova uçuş yasağının bulunmadığı bir tampon bölge kurulmasını talep ediyor. Kürtler ise Türkiye'den korumak için uçuş yasağı getirilmesini istiyor. Fransızlar ABD'nin geri çekilmesinden sonra Suriye'nin doğusunda kalmaya söz verdi, ancak bu durum uluslararası koalisyonun el-Tanf üssünü ve uçuş yasağını muhafaza etmediği sürece zor görünüyor.

3- Suriye devletinin varlığı

Ankara, Suriye hükümet güçlerinin varlığını reddetmekte ısrar ediyor. Yetkililer, Suriye hükümet güçlerinin bulunması halinde, onların Kürtlerle işbirliği yapacağını ve Türkiye'nin güneydoğusundaki PKK saldırılarının tekrarlanacağını söylüyor. Ankara, Kürdistan'daki Peşmerge güçlerinin konuşlandırılmasını önerirken Moskova, Suriye’nin egemenlik ilkesi çerçevesinde hükümet güçlerinin sınırda konuşlandırılmasını öneriyor. Aynı zamanda birçok Rus yetkili, hükümetin, ABD kuvvetlerinin yerine konuşlanması gerektiğini söylüyor. Öte yandan Kürtler, Moskova’ya ve Şam’a belgeler sundular ve Suriye ordusunun sınırda konuşlandırılması ve Ankara’ya karşı ortak işbirliği önerisinde bulundular.

4- Kürtler

Trump, 23 Şubat'ta ABD güçlerinin geri çekilmesinin ardından YPG’nin korunmasını sağlamak için Erdoğan ile temasa geçti. Bolton, Erdoğan'ın öfkelenmesine yol açan konuşmasında, Kürtlere yönelik yapılacak herhangi bir saldırı hususunda uyarıda bulundu.

Ankara, YPG’nin bütün Kürtleri temsil etmediğini söylerken, Moskova iki tarafın da çıkarlarını koruyacak düzenlemelere ulaşmak için ısrar ediyor.

YPG, söz konusu güvenli bölgenin de Türk nüfuzunun etkin olduğu Kobani ve Serêkani gibi Kürt çoğunluğun bulunduğu bölgeler gibi olmasından endişe duyuyor. Ankara ise bölgenin bütün terörist güçlerden arındırılmasını ve Türk ordusuyla koordinasyon içinde istikrarı sağlamak için iç güvenlik güçleri oluşturulmasını öneriyor.

5- Bölgelerin idaresi

Ankara, YPG’ye bağlı olmayan kimselerden oluşan bir yerel bir meclisin kurulmasını öneriyor. Moskova her bölgedeki etnik çoğunluğun temsil edilmesi, dolayısıyla yerel meclislerin kurulmasını kabul ederken, Kürtler, Doğu Fırat'taki meclislerin yerel olarak seçildiğini söylüyor.

6- Bölgelerin merkezle ilişkisi

Ankara, bu bölgeleri devletin doğrudan otoritesinden uzaklaştıran önlemler ve düzenlemeler yapılmasını talep ederken, Moskova devlet otoritesinin bu bölgelerde tam olarak hakim olmasında ısrar ediyor. Kürtler ise özerkliğin tanınmasını, doğal kaynakların ortak kullanımını ve YPG ile DSG’yi ulusal orduyla birleştirecek bir program öneriyor.

Projenin arka planı

Eski Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 29 Kasım 2011 tarihinde Rojava'da bir tampon bölge kurulması önerisinde bulundu. Bu öneri, o dönemde Muammer Kaddafi rejiminin devrildiği Libya deneyiminden esinlenilen muhalefet tarafından desteklendi. O sıra başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, Temmuz 2012'nin sonunda yaptığı açıklamada, ‘bir güvenli ve tampon bölge’ kurulmasının ellerinde bulunan seçeneklerden biri olduğunu söyledi.

Suriye hükümet güçleri, Temmuz 2012'de ülkenin kuzeyindeki ve kuzeydoğusundaki bazı Kürt bölgelerinden geri çekilirken, Davutoğlu, 30 Ağustos'ta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden (BMGK) Suriye topraklarında mültecileri barındıracak kamplar kurmasını istedi.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise 9 Ekim 2014'te ‘güvenli ve uçuşa yasak bir bölge’ kurulması çağrısında bulundu. Çavuşoğlu, bunun insani nedenlerden dolayı ve IŞİD’e karşı yürütülen operasyonun başarısı için gerekli olduğunu dile getirirken, Moskova, bir ‘tampon bölge’ kurulmasının BMGK’nın onayını gerektirdiği açıklamasında bulundu.

Eylül 2015’e yapılan doğrudan Rus askeri müdahalesinden iki hafta sonra, Erdoğan ‘güvenli bir bölge’ kurma önerisini teşvik etti. Erdoğan, 13 Şubat 2017'de yaptığı açıklamada, “Hedefimiz 4 veya 5 bin kilometrekarelik bir alanı teröristlerden arındırmaktır” ifadesini kullandı.

Bu tür alanların oluşturulmasına ilişkin tartışmalar, ABD eski Başkanı Barack Obama yönetimi sırasında da yapıldı. Ancak ABD ordusu, Rus ordusunun 2015 yılı sonundaki müdahalesi sonrasında söz konusu uygulama için çok büyük askeri araçlar ve daha karmaşık bir uçuş yasağı gerektiğini vurguladı. Trump ise 25 Ocak 2017'de ABD hükümetinin Suriyeli mültecileri barındıracak güvenli alanlar oluşturacağını söyledi.

Trump 19 Aralık'ta Suriye’deki yaklaşık 2 bin ABD askerini geri çekme niyetini açıkladı ve daha sonra Suriye'de Türkiye sınırı boyunca 32 kilometrelik bir güvenli bölge oluşturulması çağrısında bulundu. Erdoğan ise kuvvetlerinin Türkiye sınırı ile ABD’nin desteklediği Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) mevkileri arasında böyle bir alanın kurulması görevini üstleneceğini açıkladı. Moskova, 16 Ocak'ta söz konusu öneriyi reddederken, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Bu alanların Suriye hükümetinin ve Suriye güvenlik güçlerinin kontrolüne verilmesinin tek ve en iyi çözüm olduğuna inanıyoruz” açıklamasında bulundu.

Sözleşme

Trump'ın geri çekilme kararını açıklamasından bu yana, Ankara ve Washington arasında görüşmeler başladı. Bu kapsamda Trump ile Erdoğan arasında birtakım temaslar gerçekleşirken, Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, ABD'li mevkidaşı Joseph Dunford'la Brüksel'de bir araya geldi. Sonrasında ise ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve Danford Ankara’da görüşmelerde bulundular.

Çavuşoğlu, iki ülkenin üst düzey yetkililerinin gelecek ayın 5’inde Washington'da gerçekleştireceği görüşmelerin ardından, ABD'li mevkidaşı Mike Pompeo ile ayın 6’sında bir araya gelecek. Erdoğan ise önümüzdeki Çarşamba günü Moskova’da Rus mevkidaşı Vladimir Putin’e ABD tarafıyla gerçekleştirilen müzakerelerinin neticelerine ilişkin bilgi verecek.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 13405 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:04:23:35
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x