Adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 476\'ncı haftasında 20 yıl önce Cizre\'de kaybedilen Abdülkerim Kalkan\'ın akıbetini sordu. Yaklaşan Anneler Günü\'ne dikkat çeken kayıp yakını İkbal Eren, \"Onlarca yıldır evlatlarının kemiklerini arayan anneler var. Evlatlarımızın cesetlerine dahi ulaşamadığımız günde hangi annenin günü kutlanacak\" dedi.
Kaybedilen yakınlarının akıbetleri ile sorumluların yargılanması için adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 476\'ncı haftasında yine Galatasaray Meydanı\'nda bir araya geldi. \"Failleri belli, kayıplar nerede?\" pankartı açan ve kayıplarının fotoğrafları ile kırmızı karanfiller taşıyan Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde, 1994 Mayıs ayı içerisinde Cizre\'de gözaltına alınarak kaybedilen Abdülkerim Kalkan\'ın akıbetini sordu.
Yoğun yağışa rağmen yapılan oturma eyleminde ilk olarak 1980 yılında gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren\'in kardeşi İkbal Eren söz aldı. Anneler Günü\'nü hatırlatan Eren, yönetenlerin, Anneler Günü\'nü kutlayacağını belirterek, \"Onlarca yıldır evlatlarının kemiklerini arayan anneler var. Evlatlarımızın cesetlerine dahi ulaşamadığımız günde hangi annenin günü kutlanacak\" dedi. Ardından 1995 yılında gözaltına alınarak kaybedilen Fehmi Tosun\'un eşi Hanım Tosun konuştu. Tosun da, yaklaşan Anneler Günü\'ne değinerek, \"Yakınlarının kemiklerinin hangi taşın altında olduğunu bile bilmeyen anneler olarak Anneler Günü\'nü kutlamayacağız. Ama biz kayıplarını arayan ve bu uğurda mücadele eden annelerin ellerinden öpüyoruz\" diye konuştu.
\'ERDOĞAN ANNELERİN DERDİNİ DİNLESİN\'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan\'ın annesinin mezarı başına giderek karanfil bırakacağını ve annelerin kutsal olduğunu söyleyeceğini belirten Tosun, \"Eğer Erdoğan Anneler Günü\'nü kutlayacaksa, annelerin kutsal olduğunu söyleyecekse bir gün buraya gelsin ve bu sancılı annelerin derdini dinlesin, \'Sizler ne istiyorsunuz?\' diye sorsun\" şeklinde konuştu.
Tosun\'un ardından 1980 yılında kaybedilen Cemil Kırbayır\'ın kardeşi Mikail Kırbayır söz aldı. Kayıpların düşünce ve fikirlerinden dolayı katledildiğine dikkat çeken Kırbayır, ağabeyi Cemil Kırbayır için yürüttükleri mücadeleyi hatırlatarak, \"Yılardır kovaladığımız adalet hep bizden uzaklaştı. Adalet ile bir türlü kucaklaşamadık\" ifadelerini kullandı.
\'CİZRE TAM BİR SAVAŞ ALANIYDI\'
Bu haftaki açıklamayı ise kayıp yakınlarından Sıla Gemici yaptı. Devletin sistematik biçimde politika yürüttüğü yerlerden birinin de Cizre olduğunu söyleyen Gemici, \"Cizre tam bir savaş alanıydı. Köylerimiz yakılıyor, evlerimiz kurşunların, havan toplarının ve bombaların hedefi oluyor, meydanda toplanan köylülere sebepsiz yere ölümcül işkenceler yapılıyordu\" dedi. Cizre\'nin İnci (Mehmidi) köyüne, 1994 yılı Mayıs ayında Yüzbaşı Cemal Temizöz komutasındaki askerler tarafından yapılan baskını hatırlatan Gemici, bu baskında köydeki tüm erkeklerin kimliklerinin toplandığını ve 15 gün sonrada yapılan çağrı üzerine kimliğini almak üzere Cizre İlçe Jandarma Komutanlığı\'na giden Abdülkerim Kalkan\'ın gözaltına alındığını söyledi.
\'YARGILAMALAR TÜM SORUMLULARA UZANSIN\'
Kendisinden bir daha haber alınmayan Kalkan\'ın gömleğinin ise 3 ay sonra Bozalan köyü yakınlarında patlayan mayının olduğu bölgede bulunduğunu ifade eden Gemici, \"Ailesi 20 yıldır Abdülkerim Kalkan\'ın gömüldüğü yeri arıyor. 20 yıldır devletin Kalkan\'ın gözaltında kaybedildiğini inkar ediyor\" diye konuştu. Kalkan\'ın ölümünden dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan, Jandarma Genel Komutanı Aydın İlter, Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Başbakan Tansu Çiller ile Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel\'in sorumlu olduğuna dikkat çeken Gemici, \"Yargılamalar onlara kadar uzanmadıkça hukukta ve adaletten bahsedilemez\" diye belirtti.a
