HDP’nin Diyarbakır’da gerçekleştirdiği “Yerel Yönetimler Çalıştay”ında konuşan Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, Kürtlerin mücadeleden vazgeçmeyeceğinin altını çizdi. Konuşmasında Vedat Aydın, Mehmet Sincar vurgusu da yapan Ahmet Türk, Kürtlerin mücadelesinin 2014’te başlamış gibi gösterilmesine tepki gösterdi.
Ahmet Türk’ün konuşmasında öne çıkan vurgular şöyle:
“40 yıllık bir mücadelenin sonucunda geldiğimiz nokta ortada. Türkiye’de demokrasiyi rafa kaldıran bir anlayışla karşı karşıyayız. Kürtleri sindirmeye yönelik bir politikanın yürütüldüğünü bütün dünya biliyor. Bize düşen de bu demokrasi mücadelesini güçlü hale getirmek bunu büyütmek ve yükseltmektir.
Bu nedenle bütün yanlışlarımıza, eksiklerimize rağmen halk bugün daha doğru kararlar vererek, doğru çalışmalar ortaya koyarak bu süreci güçlü bir hale getirmemizi bizden beklemektedir.
Elbette ki geçmişle ilgili yaptıklarımızdan çok, gelecekle ilgili yapacaklarımız üzerinden tartışmamız lazım. Eksiklerimiz nelerdir, eleştiriler nelerdir. Bunlardan dersler çıkararak bir daha yanlış yapmamak üzerinden yola çıkmak lazım."
"Büyük bedeller ödendi. Bugün birçok arkadaşımız cezaevinde ve bu koşullar altında yerel seçimlere hazırlanıyoruz. Belki geçmiş dönemlerde bu işi götürecek güçlü kadrolarımız vardı. Ama bugün bu işi götürebilecek, çalışabilecek, yaratabilecek kadrolarımızın çoğu içeride. Bu nedenle yanlış yapmaya asla ve asla hakkımız yok. En doğrusunu yapma sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Çalışanlarımız ve kadrolarımızla halka gitmek zorundayız. Halka rağmen tespitlerde bulunmanın kırılmalara yol açabileceği hassas bir dönemden geçiyoruz. Bunu bilerek yerel yönetimlerdeki çalışmaları yürütmemiz lazım. Çok yönlü araştırma, çalışma yaparak kendimizi hazırlamamız gerekiyor.”
“Bu mücadele 40 yıllık bir mücadele, HEP, DEP’in, HADEP’in yarattığı değerler var. Birçok bedeller ödendi. Vedat Aydınlar, Mehmet Sincarlar, Abdulsamet Sakıklar var. Ama sanki bu mücadele 2014’te başlamış gibi bir algı yaratılıyor. Bir hafızanın yok edilmesi tehlikesiyle karşı karşıyayız. Arkadaşlar burada birçok insanımızın, canını veren, zindanlarda olan insanların emeği mücadelesi var. O mücadelemizi bir bütün olarak halkımızın özgürlük ve demokrasi mücadelesi olarak görmek lazım. Böyle bir anlayışla birbirimize sarılmamız lazım.”
Ahmet Türk konuşmasında yerel seçimlerde hem batının hem de doğunun kazanılması gerektiğini belirterek; AKP’nin başta batı illerinde yenilmesinin zorunluluğuna vurgu yaptı. Türk şunları söyledi:
“Biz eğer İstanbul’da Mersin’de Ankara ve Adana’da bu iktidarın yerellerdeki başarısını ortadan kaldıracak bir formül oluşturamazsak bu ceberut iktidardan kurtulamayız. Bunun için çok yoğun çalışmalıyız.
Elbette Kürdistan’daki bütün Kürt siyasi partileri ile bir dayanışmayı gerçekleştirmek gelecekle ilgili önemli bir projedir. Dürüst ve açık konuşuyorum. Bu mesajı vermek için bu partilerle görüşme yapmak, onları kazanmaya yönelik çalışma yapmak lazım. Batıda da bu iktidarı sonlandırmak için çalışmalar yapmak lazım.
1973 yılından beri parlamentoda yer aldım. Şunu gördük. Süleyman Demirel İstanbul, Ankara, İzmir’i kaybettiği gün iktidarı kaybetmiştir. Özal öyle. Biz Mersin, Adana, Ankara, İstanbul’da bunu gerçekleştirecek güce sahibiz. Bunu yapacak çalışmalar yapmamız lazım. Bu işi kavrayarak buna göre hazırlıklar yapmamız lazım.”
Ahmet Türk’ten önce kürsüye gelen HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli de, çalıştayın basına açık kısmında konuşmalar yaptı.
Buldan, konuşmasında şunları söyledi:
“31 Mart’ta gerçekleşecek olan seçimlerde, AKP’nin belediyeleri de HDP’siz bir kazanıma dönüştürme amacı var. Böyle bir süreçte yerel seçimlere hazırlanıyoruz. Yerel seçimlerde büyük bir başarı elde etmek için çalışacağız.
Belediyelerimizi yeniden kazanacağız. Bizim olmayan belediyeleri de kazanacağız. Bunu başarabilirsek, bu hükümeti çözülmeye götürecek. Bu aynı zamanda kayyum zihniyetinin ve tahakkümcü zihniyetin çöküşü anlamına gelecek. Bunu başarabilmek için seferberlik ruhu ile çalışacağız.
Erdoğan ve yardımcılarının, İçişleri Bakanı’nın kayyum atadıkları yerler başta olmak üzere HDP’ye savurdukları tehditlere asla inanmayın. Bu sözleri belediyeleri kaybedeceklerinin itirafıdır. Her gün kayyum tehditleri savurmaları kaybettiklerinin göstergesidir. Her türlü tehditlerine, yok sayma çabalarına rağmen bir kez daha kazanacağız.”
Yerel seçim ittifaklarına da değinen Buldan, şu vurguları yaptı:
“Önceki seçimlerde kısmi ittifaklar gerçekleştirsek de bu yeterli değildi. Bu seçimde daha geniş bir ittifakı geliştirmeyi önemsiyoruz.
Kürtlere saldırı, kazanımlara saldırı bu süreçte sadece belediyelere değil bütün Kürt halkına saldırı anlamına gelir. Atanan kayyumların amacının Kürt halkının iradesini gasp etmek olduğunu biliyoruz. Bütün Kürt partilerinin güç birliği yaparak bu seçimleri birlikte kazanmasının elzem olduğunu ifade etmek istiyorum.
Kürt halkının da bizlerden beklentisi bu. O atanan kayyumlar Kürdün varlığına atanmıştır. Bu yüzden bu yerel seçimlerde güç birliğine ihtiyaç var.”
HDP’nin diğer eş genel başkanı Sezai Temelli’nin konuşmasında ise HDP’nin yerel seçim vaatleri öne çıktı. Temelli şunları söyledi:
Bugün iktidar merkezi vesayet üzerinde kendisini var etti. Bununla yetinmedi, merkezi vesayetin yerellerini kayyumlaştırdı. O zaman bu kayyumcu anlayışa karşı mücadelemizi yerel demokrasi etrafında oluşturacağız. HDP bu mücadeleyi radikal demokrasi etrafında örmüştür. Radikal demokrasi bütün farklılıklarımızla yan yana gelmek, demokratik toplum, ulus ve demokratik cumhuriyeti var etmektir.
Kentsel barışı var edeceğiz, toplumsal barışı var edeceğiz. Bizi bir arada tutan en önemli şey toplumsal barış. Tüm çatışma alanlarını var eden bugünkü iktidar ve sermaye anlayışıdır. Kapitalist sistemin ve ceberut iktidarın ayrımcılığı güçlendirmesi haklarımıza musallat olmasından kaynaklanıyor. Haklarımıza sahip çıkacağız. Kentsel haklarımız yaşamsal haklarımızdır.
Yoksulluk ve işsizlikle mücadele edeceğiz. Bu iktidar yoksulluğu yönetiyor, yedek işsiz ordusuyla tüm emekçileri çalıştırıyor. Ve bu ücret politikasıyla da tüm dünyaya bu ülkenin emeğini pazarlıyor.
Kentlerimizde kentsel kamu hizmetini ortaklaşarak güçlendiren anlayışımızla hep birlikte üreteceğiz. Her türlü kamu hizmetini nitelikli, eşitlikçi çözümlerle hayata geçireceğiz.
Yerelin iradesi yerelin vergi kaynaklarını da yönetmelidir. Yerelin vergi tabanını oluşturmalıyız. Bu yerel demokrasi çerçevesinde katılımcı bütçe oluşturmak demektir. Taban demokrasisi ve katılımcı bütçe anlayışıyla yapacağız çalışmalarımızı. Bu, merkezi bütçeden alacağımız haklardan vazgeçtiğimiz anlamına gelmez. Bizler bu vergileri kendimize, geleceğimize sahip çıkmak için veriyoruz ve bunlara sahip çıkacağız.
Biz de hem adaylarımızı belirlerken hem de yönetim anlayışımızı belirlerken sosyolojiyi, dinamikleri çok iyi biliyoruz. Ama bugün asgari müştereklerde buluşma zamanıdır. Bugün aday yarıştırma değil adaylar üzerinden ortaklaşma zamanıdır. Tüm emek ve demokrasi güçlerini, bu ceberut iktidardan kurtulmak isteyen herkesi bu ittifaka davet ediyoruz.