Sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı ve çatışmaların en yoğun yaşandığı Cizre'de onlarca insan hayatını kaybetmişti. Bugün o dönemlerde yaşanan hak ihlalleri için AİHM'e yapılan başvurunun duruşması esas üzerinden görüldü.
Davanın avukatı Ramazan Demir, çatışmalarda hayatını kaybedenler arasındaki 34 kişi için mahkemeye başvuru yapmıştı. AİHM'de, başvuru yapılan 34 dosyadan iki tanesi için duruşma yapıldı.
AİHM, sokağa çıkma yasağının "yasallığını" Ömer Elçi dosyası üzerinden, Cizre'de yürütülen operasyonun "niteliği" ve meydana gelen ölümlerin "hukuki olup olmadığı tartışmasını" Orhan Tunç dosyası üzerinden ele aldı.
Her iki davanın duruşması aynı anda yapıldı. Kararın daha sonra açıklanması bekleniyor.
Sokağa çıkma yasakları döneminde Cizre'nin Nuh Mahallesi'nde yaşadığı evinden, herhangi bir yasal dayanak olmadan, mülki amirlerin kararıyla evlerinde hapsedildikleri gerekçesiyle yaşam, özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiği gerekçesi ile Cizre sakinlerinden Ömer Elçi, avukatları Neşat Girasun ve Erkan Şenses aracılığı ile 29 Aralık 2015 tarihinde AİHM'e başvuru yapmıştı.
BBC Türkçe'ye konuşan Avukat Neşet Girasun, AİHM'e tedbir talepli olarak yapılan başvuruda sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması ve uluslararası standartlara uygun uygun yürütülmesini talep ettiklerini ama tedbir talebinin 8 Ocak 2016 tarihinde reddedildiğini hatırlatarak şunları aktardı:
''AİHM'in Ömer Elçi davasının esas kararını ise bu duruşmadan sonra verecek. Böylece sokağa çıkma yasaklarının AİHM'e uygun olup olmadığı da ilk defa karar altına alınmış olacak.''
'Yaşanan vahşeti anlatacağız'
AİHM'de görülen duruşmaya Orhan Tunç'un eşi Güler, Mehmet Tunç'un eşi Zeynep Tunç da katıldı.
Duruşma öncesiBBC Türkçe'ye konuşan Güler Tunç, eşi öldüğünde yeni doğan oğlu Bêkes ve kayınvalidesi Esmer'e iltica etme şüphesi üzerinden vize verilmediğini söyledi.
Güler Tunç: Tarihi bir gün olacak
Güler Tunç, eşi Orhan'ın, Cizre Halk Meclisi Başkanı olan abisi Mehmet Tunç'un Cudi Mahallesi'nde yaralandığı haberi üzerine ona yardım etmek isterken Nusaybin Caddesi üzerinde yaralandığını anlattı.
''Orhan, abisinin yaralandığı haberi üzerine arkadaşlarıyla birlikte yardıma gitmek gitmek istediler. Nusaybin Caddesi'de iken Orhan ve arkadaşı Jiyan Karman yaralanmış. Orhan dizlerinden yaralanmış ve 5 saat boyunca kan kaybetmiş. Ambulans istenmiş ama gelmemiş.
"O gün sabaha kadar caddede yaralı halde beklemiş. Bunun üzerine onu da alıp üçüncü bodrum olarak bilinen, yaralıların olduğu eve götürülmüş. Kendi imkanları ile onu tedavi etmeye çalışmışlar. Telefonda birkaç kere konuştuk, tedavi edilmek için ambulans istediler. 9 Şubat'ta beni aradığında yardım geleceğine olan umudunu kaybettiğini söyledi. Bu yüzden doğacak çocuğumuza da Bêkes 'Kimsesiz' adını koymamı istedi.''
19 yaşındaki Güler, AİHM'den tarihi bir kararın çıkmasını beklediklerini ifade etti.
''Biz AİHM'e gittiğimizde onlara Cizre'de yaşanan tüm vahşeti anlatacağız, bir tek Orhan'ı değil, Silopi ve Cizre'de yaşanan vahşeti anlatacağız, Taybet Ana'yı ve su diye haykırarak ölenleri anlatacağız. Tarihi bir gün olacak, devletin yaptığı vahşeti ortaya çıkarmak bizim için en büyük sonuç olacak. Devletin orda vahşet yaptığını herkes biliyor ama bazıları duymazlıktan geliyor. Tarihi bir gün olacak. Adım adım takipçisi olacağız.''