Bahçeli'nin ırkçı sözeri sonrası sosyal medyada kentin ismine yönelik tartışmalar yeniden alevlendi.
Diyarbakır'ın binlerce yıl evvelinden adının "kurtulmuş" anlamına gelen "Omid-Amid" olduğu yıllardan bu yana bu hep böyle olmuştur. Tarihe adını ve yaptıklarını bırakmak isteyenler, şehri adeta isimleriyle anmak istemişlerdir.
Bu Milat öncesi 40'lı yıllarda Birinci Dikran Krallığını kurup şehre "Dikranagerd-Tigranagerd" adını koyan kral döneminde de, Bekir Bin Vail adına izafeten "Dîyarbekr" adı konulan dönemde de böyle olmuştur.
Diyarbakır şehri farklı dönemlerde farklı isimlerle anılmıştır. MÖ 200'de Amidi Asur hükümdarı Adad-Nirari'ye ait bir kılıç kabzasında şehrin adı "Amid" ya da "Amidi" olarak geçmektedir. Roma ve Bizans kaynaklarında şehrin adı "Amid, O'mid, Emit, Amide" şeklinde adlandırıldığı görülmektedir. Müslüman Arapların egemenliği sırasında buraya yerleşen "Bekr" kabilesinden dolayı "Diyâru Bekr" (Bekr kabilesinin yurdu) olarak kayıtlara geçmiştir. "Diyaru Bekr" daha sonraları "Diyarbekir"; Osmanlı'nın son yıllarına kadar daha çok bir bölge adı olarak kullanılmıştır.
1920'li yıllarla birlikte cumhuriyet, Türklüğü ve bakır tenli insanların diyarı mana ve ehemmiyetini pekiştirmek için olsa gerek "Diyarbakır"ı uygun bulmuş.
Kürtler ise Med atalarına izafeten "Amed" ismini yakışır bulmuşlar.
Kimi kesimler Amed isminin kullanılmasını siyasi bir tavır olarak ortaya koyarken 33 uygarlığa ev sahipliği yapmış 9 bin yıllık kentin en kadim ismi Amed.
Asur Kralı Adad Nirari'den kalma kılıcın kabzasına nakşedilmiş Amid isminden bu yana isimler değişmiş, ama kılıcın kabzasından damlayan kan kesilmemiş. Toprağı sulamış durmuş. Kanla sulanan toprağın hak talepkârlığı her daim gündemde olmuş.