Bugün Dersim Soykırımının 88. yıl dönümüdür
Soykırımda yaşamını yitirenleri saygıyla anıyor ve soykırımı yapanları lanetliyoruz.
Bilindiği gibi 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Dersim’e yönelik askeri operasyonlar başlatılmış ve bu operasyonlar sırasında on binlerce Kürt/Alevi katledilmiştir. Askeri operasyonlar 1938 yılı boyunca devam etmiştir. Katliamda kurtulanlar da zorunlu sürgüne gönderilmiş ve Dersim coğrafyası büyük oranda insansızlaştırılmıştır.
15 Kasım 1937 yılında, yürürlükte olan yasalar dâhil tüm kurallar hiçe sayılarak Dersim’in kanaat önderi Seyit Rıza (74 yaşında), oğlu Reşik Hüseyin (16 yaşında) ve beraberindekiler Elâzığ Buğday Meydanında idam edilmişlerdir.
1937-38’de yaşanan Dersim Soykırımı’nda resmi kaynaklara göre kadın, çocuk dâhil 13.806, yerel kaynaklara göre 50.000 ile 100.000 Dersimli Kürt/Alevinin katledildiği ifade edilmektedir.
Eşi az görülen bu insanlık dışı suçun en dramatik yanlarından biri de katliam sırasında genç ve çocuk yaştaki kız çocuklarının başına gelenlerdir.
Dersim’in Kayıp Kızları olarak bilinen, o zaman genç ve çocuk yaştaki kız çocukları ailelerinden koparılarak tanımadıkları, bilmedikleri ailelere evlatlık olarak, eş olarak verilmiştir.
Bu gerçek Dersim katliamın sürekli kanayan bir başka yarasıdır.
Dersim’de yaşananlar; 1948 yılında Birleşmiş Milletler genel kurulunda kabul edilen “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi” çerçevesinde Soykırım Suçunu oluşturmaktadır.
2011 yılında Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan “Eğer devlet adına özür dilenecekse, böyle bir literatür varsa ben özür dilerim, diliyorum.” Dedi ama şimdiye kadar hiçbir somut adım atılmadı.
HAK PAR olarak; Bugün O dönemi yaşayan kişilerle beraberiz.
Bir an önce gerekli yasal düzenlemelerin yapılarak soykırımın tanınmasını, özür dilenmesini ve onarıcı adil çözümlerin devreye alınmasını talep ediyoruz.
Dersim ile birlikte değiştirilen bütün yer isimleri iade edilmeli,
Dersim Soykırımı başta olmak üzere yaşanan tüm katliam ve sürgünlere ilişkin devlet arşivleri kamuoyuna açılmalı, Seyit Rıza ve arkadaşlarının itibarları iade edilerek mezar yerleri açıklanmalı,
“Dersimin Kayıp Kızları” olarak bilinen kız çocuklarının akıbeti açıklanmalı ve kalan aile fertlerinin buluşturulması, için gerekenler yapılmalıdır.