Heybet Akdoğan: Tek boyutlu toplumda Kürtler

Eşitlik ve özgürlük konusunda Kürt halkına karşı öz eleştirisini yapmak zorunda olan Türk devleti, köktenci ve muhafazakâr siyasal tutumlarından vazgeçmelidir. Kemalist cumhuriyet yönetim anlayışının meşru bir zemini olan tek milletli toplum projesi, bugün küreselleşen dünya karşısında artık son zamanlarını yaşamaktadır

24.06.2020, Çar - 08:39

Heybet Akdoğan: Tek boyutlu toplumda Kürtler
Haberi Paylaş

Kimliksel söylemlerin ve toplumsal taleplerin sınırlarını belirleyen Türk devleti, Kürt halkını tanıma ve kabullenme konusunda ciddi bir anlayış kriziyle karşı karşıya gelmiştir. Tek bir ulusal hakimiyetin öyküsü olan Türk devleti, toplumsal ilerleme ve özgürlük konusunda, Kürt halkının hak ihlallerini temsil eden, Kemalist Cumhuriyet sisteminin garantörlüğünü sürdürmeye devam etmektedir. Bir ulusun istiklali için kurulmuş Türk devletinde, Kürt halkının sosyal ve ekonomik gücünün tekçi yönetim rejimi altında eritilmesi, Kürt halkının sosyo- ekonomik varlığının sömürülmesine neden olmaktadır. Bu nedenle gün geçtikçe toplumsal bir yara hâline dönüşen Kürt halkının sosyolojik gerçekliği, ulus devlet yapılanmasının 'istibdat rejimini' deşifre eden önemli bir siyasal argüman olarak canlılığını korumaktadır.

Eşitlik ve özgürlük konusunda Kürt halkına karşı öz eleştirisini yapmak zorunda olan Türk devleti, köktenci ve muhafazakâr siyasal tutumlarından vazgeçmelidir. Kemalist cumhuriyet yönetim anlayışının meşru bir zemini olan tek milletli toplum projesi, bugün küreselleşen dünya karşısında artık son zamanlarını yaşamaktadır. Fakat küreselleşen dünya ile birlikte bağımsızlığını hâlâ yaşayamayan halkların özlük halkları, küreselleşen dünya karşısında anayasal güvence isteyen güncel bir konu olarak durmaya devam etmektedir. Nitekim dünyanın küreselleşmesi her ne kadar ilerlese de şimdiye kadar toplumlara verilmemiş özlük hakları; küreselleşen dünyanın demokratik bir sorunu olmaya devam edecektir. Çünkü dünya ölçekli ulus devlet modelleri içinde yaşayan halklar, tam olarak kendi aidiyetini yaşamadığı müddetçe, bu sorunlarını küresel dünya içinde de canlı tutmaya devam edeceklerdir. Globalleşen dünyada bireyden- topluma insanlığın arayacağı " öz- benlik" duygu ve düşüncesi; insanın kendini tanımlaması ihtiyacından doğan ve her zaman bir olgu olarak varlığını hissettiren, insana özgü bir hakikattir. Egemen özne olan ulus devletlerin insan hakları konusunda oportünist bir sistem içinde otoriterleşmeleri, yerelden evrensele doğru tek boyutlu olarak genişleyen evrensel toplum modelini de politik ve ekonomik olarak krizlere yaklaştıran önemli bir faktör olacaktır. Bu yüzden Türk devletinin anayasal güvencesi altına almadığı Kürt halk gerçekliği, devletin ve tarihin ayrılmaz bir parçası olarak Cumhuriyet sisteminin kanayan bir yarası olmaya devam edecektir. Siyasi bir bağlam olarak Türkiye siyasi gündeminde tek taraflılığın sivrileşen bir sorunu olan Kürt halk sorunu, Cumhuriyet tasarımının gerçek hürriyet eksikliğinden dolayı, Kürt halkının temel haklar konusunda bir paradoksu olacaktır.

Halkların hak ve eşitliği konusunda, Cumhuriyet liberalizminin savunucusu olan Türk ulusal yapılanması, toplumsal erdemler konusunda Kürt halkının onurunu neşterleyen bir tavır içerisindedir. Bu tavır, bir devleti 'minimalize' eden yönetim yanlışıdır. Oysaki, çoğulcu ve katılımcı devlet anlayışı her zaman total değerler sistemi doğrultusunda gelişmeyi hedefleyen bir mekanizma olmalıdır. Hepimizin takdir ettiği gibi, yapay bir toplum üreten bütün devletler, kendi ilelebetini sonuna kadar sürdüremezler. Kuşkusuz ki, bütün devletlerin güvenilirliği ve istikrarlılığı; içerisinde barındırdığı bütün toplumlara ve halklara karşı eşit yönetim anlayışından geçer.

Nerinaazad
Bu haber toplam: 5083 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:05:07:52
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x