Rûdaw Televizyonu'nun canlı yayınına katılan KDP politbüro üyesi Zebari, Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) ile referandum konusunu Kürdistan Bölgesi'nde bulunan yabancı misyon şefleriyle konuştuklarını söyledi ve “Talep gelmesi halinde Kerkük ve sorunlu bölgelerde de referandum yapılacak. İl Meclisi’nin kararlarına saygı duyacağız” ifadelerini kullandı.
Referandumun amacının bağımsızlık olduğunu vurgulayan Hoşyar Zebari, “Referandum yapıldıktan birgün sonra devlet kurulmayacak. Devlet süreci referandumdan çok çok daha zor ve riskli bir süreç” dedi.
Kurdistan Bölgesi'nde bulunan yabancı temsilcilerden hemen onay vermelerini beklemediklerini dile getiren Zebari, "ancak yabancı temsilcilerin konudan haberdar olması gerektiğini düşündüklerini” dile getirdi.
"Başkent Erbil'de yapılan toplantıya 33 ülkenin temsilcisinin katıldığını” vurgulayan Zebari, “Kürdistan Başkanlığı'nın neden bu dönemde bu adımı atmak istediğini konuştuk. Toplantı çok başarılı geçti. Katılanlar sorular sordu." şeklinde konuştu.
Zebari programda şunları dile getirdi:
"Yazılı açıklamayla bizi desteklemelerini beklemiyoruz. Yabancı temsilciler, toplantıdaki ortak mesajı ülkelerine taşıyacak. Toplantıya katılanlar bizi anlayışla karşıladı.
Irak Dışişleri Bakanı olduğum dönemde bu konunun dile getirildiği birçok toplantıda hiç kimse bir tek soru bile sormamıştı. Ancak bugünkü toplantı soru-cevap şeklinde son buldu.
Geçmiş süreçte referandum ile ilgili çok şey yapıldı. Uzmanlara şu soruyu sorduk. Kürdistan Başkanlığı, parlamentosuz bu süreci gerçekleştirebilir mi? Yanıtlar olumluydu. Parlamento olmadan bu sorunun çözülebileceği yanıtı aldık.”
“Bağımsızlık sürecinde yaşanması muhtemel olan risklerin sorumluluğunu kim alır?” sorusuna Hoşyar Zebari, şu yanıtı verdi:
“Kürdistan'daki diğer siyasi partiler de bu sürecin bir parçası olacaklar. Milletin siyasi liderliğinin iradesiyle bu işler yapılacak. Herkesin sorumluluk alması için bu toplantılar yapılıyor. Bu bir tek parti veya bir tek liderin meselesi değil."
Zebari, “Atılan adım mevcut siyasi ve ekonomik sorunlardan kaçış değil. Ancak meselelerin önceliği var. Eğer bunun için parlamentonun aktifleştirilmesini beklersek bu gecikebilir” diye konuştu.
“Referandum parlamento ve hükümetten daha büyük bir hedef. Eğer sorunları birleştirirsek daha da büyüyebilir. Son birkaç günde oluşan hareketle bazı sorunlar ortadan kalkmış oldu.
İhtimaller de konuşuldu. Birinin olmaması halinde alternatifler de düşünüldü. Bütün bunlar BM ve Bağdat'la konuşuldu. Yaptığımız şey bütün siyasi partilerin sorumluluk alması için.
2007'de yılında yapılan ve yüzde 97 oranında ‘Evet’ sonucu çıkan referandum ile bu yıl yapılacak referandum çok farklı. O bazı sivil toplum örgütleri tarafından yapılan bir anketti. Ancak şimdi Kürdistan Bölgesi siyasi liderliği ve partilerin kararıyla yapılacak.
Bu süreçte Kürdistan ve bölgede oyunun kanunlarını değiştirdik. Referandum Kürt milletinin geleceğini tayin etmek içindir. Devlet içindir. Ancak referandum yapıldıktan sonra hemen ertesi gün devlet ilan edilmez.
Bu devlet yolunda bir vesiledir. Ancak devletin ne zaman ilan edileceği Kürt liderliğine bağlıdır. Referandumla ülkelerin reaksiyonları ölçülecek. Böylelikle elimizde güçlü bir kart olacak. Daha sonra ne zaman ve nerede hangi adımların atılacağına karar verilecek.
Bağdat bu kez Kürtlerin ciddi olduğunu anladığı için ılımlı yaklaşıyor. Bağdat anayasa ve anlaşmalara uymadığı için önümüzde başka yol kalmadı. Bağdat, İran ve Türkiye'yi dürtemez. Bu bizimle Bağdat arasında olan bir sorun.”