KCK faaliyetleri” denilerek binlerce kişinin yıllardır cezaevinde kalmasına gerekçe yapılan faaliyetlerin tamamını Turgutlu Cumhuriyet Savcılığı, “düşünce ve ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirerek “Kovuşturmaya yer olmadığı” yönünde karar verdi.
BDP içerisinde siyaset yapan 13 kişi hakkında açılan soruşturma evrakında siyasetçiler, PKK/KCK adına faaliyet yürütmekle suçlandı. Yapılan teknik ve fiziki takip sonrasında söz konusu BDP’lilerin tamamı diğer KCK dosyalarında olduğu gibi “KCK/TM örgütlenmesi içerisinde yer almak, KCK Yürütme Konseyinde talimat alarak uygulamak, 15 Şubat Abdullah Öcalan’ın yakalanması, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlamaları, 21 Mart Newroz kutlamaları, 4 Nisan Öcalan’ın doğum günü gibi günlerde talimat doğrultusunda yasa dışı korsan gösteri düzenlemek ve bu gösterilere katılmak gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Bunlar üzerinde de söz konusu kişiler hakkında örgüt üyeliğinden dava açılması istendi.
Soruşturma dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı (TMK’nin 10. maddesinde görevli) hazırlık bürosu tarafından yetkisizlik kararı verilerek Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.
KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA KARAR VERDİ
Turgutlu Cumhuriyet Savcısı Murat Caner Cintaş ise yaptığı incelemede, yapılan eylem ve faaliyetlerin tamamı doğru kabul edilse bile bunların düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu kaydetti. Cintaş “Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olduğu, haber, fikir alma ve verme özgürlüğünü içerdiği ve bunların ifade özgürlüğü kapsamında teminat altına alındığı, bu teminatın kapsamında ‘Kanaat sahibi olma özgürlüğü, bilgi kanaatine ulaşma özgürlüğü, bilgi kanaat açıklama özgürlüğü’ olduğu, Anayasa ve AİHS’nin 10. maddesinde belirtilen ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, üzerine atılı suçların yasada sayılan unsurların oluşmadığı anlaşıldığından, şüphelilerin üzerine atılı suçların oluşmadığından dolayı kovuşturmaya yer olmadığı” kararını verdi.
