KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, ‘Yeni bir süreç başlar mı, başlamaz mı’ tartışmalarına Özgür Gündem’deki köşesinde değerlendirdi.
Hükümete yakın bazı yazarların çözüm süreci başlayacakmış gibi makaleler yazdığını bunun tamamen özel savaşın psikolojik harekatları olduğunu söyleyen Karasu, bunun hükümetin amacına ulaşması için zemin hazırlamak anlamına geldiğini belirtti.
Mustafa Karasu\'nun yazısından bazı öne çıkan bölümler şöyle:
Kürtlerle Türk devleti arasında yüz yıldır süren sorunlar ve Türk devletinin politikalarından kaynaklanıyor. Kürt halkının varlığı resmi olarak tanınmadığı için çözüm de gelişmiyor. Hala yüz yıllık inkar ve imha politikası koşullara uydurularak sürdürülmektedir. Kesinlikle iki taraflı bir çözümsüzlük durumu yoktur. Kürt halkı son on yılda görüldüğü gibi en makul çözüm yaklaşımlarını göstermiş, ama AKP Kürt sorununun kalıcı çözümü için adımlar atmamıştır. AKP’nin adım atması için her türlü koşul ve imkanlar ortaya çıkarılmış, ama sorunu çözme zihniyeti olmadığı için bir gelişme sağlatılamamıştır.
Herkes her gün bir daha sormalıdır; Dolmabahçe Mutabakatı neden yok sayıldı, neden gerekleri yerine getirilmedi? Dolmabahçe Mutabakatı’nın gerçekleştiği dönemdeki tutumun ve ruhun pratikleşmesinin önüne kim geçti? Bu konuda bir muğlaklık var mıdır? Tayyip Erdoğan, “Ben böyle bir şeyi kabul etmiyorum, tanımıyorum” demedi mi? Öcalanın Dolmabahçe Mutabakatı’nın ruhuna uygun Newroz Mesajı’na “Bu mesaj İmralı’yı meşrulaştırır” demedi mi? 5 Nisan’dan bugüne kadar Öcalan üzerinde ağır tecrit uygulanmıyor mu? Bunlar olmamış, 7 Haziran seçimleri yok sayılmamış, 24 Temmuz imha saldırıları olmamış; Ahmet Davutoğlu, defalarca 24 Temmuz’da başlattığımız savaşın doğruluğu anlaşılmıştır, dememiş gibi bu süreci kim bozdu tartışmaları yapmak, kafayı kuma gömmek olur.
Yeni bir süreç başlar mı, başlamaz mı tartışmalarına geçen süreçte tarafların pozisyonu ve tutumlarına bakılarak anlam verilebilir. Kürt sorununun çözümsüzlüğü, Tayyip Erdoğan şahsında somutlaşan zihniyet ve politikalardan kaynaklanmaktadır. Bu zihniyet ve politika, değişmeden Kürt sorununun çözümünde bir süreç başlaması ve müzakerelerin yapılması mümkün değildir. Anlaşılıyor ki, Türk devletinin inkar ve imha politikaları bir daha boşa çıkarılmadan Kürt sorununda çözüm politikalarını ortaya çıkarmak söz konusu olamayacaktır. Bir daha vurgulayalım; çözümsüzlük, Abdullah öcalan ve Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkının tutumundan kaynaklanmıyor. Kürt tarafı, geçen dönemde herkesin takdir ettiği gibi en makul yaklaşımları göstermiştir. Bundan daha makul yaklaşımları göstermesi, özgür ve demokratik yaşamdan vazgeçme anlamına gelir. Öcalan, Türkiye’nin birliğini güçlendirecek, kalıcı istikrar sağlayarak Ortadoğu’da da örnek bir ülke haline gelecek çözüm projesini sunmuştur. Ama bu proje kabul edilmemiş, Kürt halkının özgürlük iradesinin kırılması kararı alınmıştır. Bugünkü savaş bu nedenle ortaya çıkmıştır.