26 Ocak 2011'de Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) tarafından Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün onaylanmasıyla birlikte açılan Kürtçe bölümlerle ilgili tartışmalar her yıl gündeme geliyor. Özellikle mezunlarının yeterince atanmaması tartışmaların ana gündemini oluşturuyor.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) bu yılki sonuçları açıklandıktan sonra Doğu ve Güneydoğu’daki üniversitelerin Kürtçe bölümleri tamamen doldu. Bölgedeki beş üniversitenin 196 kontenjanın tamamı tercih edilirken, Dicle Üniversitesi bu yıl ilk kez lisans öğrencisi aldı. Kürtçeye olan ilginin arttığını savunan uzmanlar, Kürtçe öğretmenlere daha fazla kadro verilmesi çağrısı yaptı.
26 Ocak 2011'de Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) tarafından Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün onaylanmasıyla birlikte açılan Kürtçe bölümlerle ilgili tartışmalar her yıl gündeme geliyor. Özellikle mezunlarının yeterince atanmaması tartışmaların ana gündemini oluşturuyor.
Mezunların iş bulma olanağı az olsa da Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki beş üniversitenin öğrenci kontenjanları tamamen doldu.
"Kürtçe’nin Türkiye’de resmi ve zorunlu eğitim dili olması, Kürt çocuklarının kendi anadillerinde zorunlu eğitim almasının sağlanması" konusunda çalışmalar yürütmek amacıyla kurulan Kürtçe Gönüllüleri Birliği’nin (DILKURD) derlediği rakamlara göre, Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde 26, Mardin Artuklu Üniversitesi’nde 36, Muş Alparslan Üniversitesi’nde 31, Bingöl Üniversitesi’nde 67, Tunceli Munzur Üniversitesi’nde 36 olmak üzere, Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerine toplam 196 öğrenci yerleşti.
Dicle Üniversitesi ilk kez lisans öğrencisi aldı
Mardin Artuklu Üniversitesi ile başlayan Türkiye’deki Kürtçe eğitim serüveni, bu sene Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde lisans bölümünün açılması ve öğrenci almasıyla devam etti.
12 yıldır Yaşayan Diller Enstitüsü bünyesinde faaliyet gösteren Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünde şimdiye kadar sadece tezli yüksek lisans ve Kürtçe doktora eğitimi veriliyordu. Akademisyen atanmadığı için de yüksek lisans ve doktora derslerine ilahiyat, hukuk ve iktisat bölümlerinden akademisyenler giriyordu.
Bölümde lisan eğitimi verilebilmesi için doktorasını ve doçentliğini Kürtçe yapmış en az üç akademisyenin görev yapması gerekiyor. Bölümde doktora eğitimini tamamlamış ve doçentlik yapan akademisyenlerin sayısı artınca bu yıl lisans öğrencisi alınması kararlaştırıldı. Akademisyen eksiği tam olarak giderilmese de 26 öğrenci bu yıl Kürtçe lisans eğitimi alacak.
“İlgi artmıyor açığa çıkıyor”
VOA Türkçe’ye konuşan Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi Direktörü Prof. Dr. Aziz Yağan’a göre ilgi artmıyor, var olan ilgi açığa çıkıyor.
Kontenjanların dolmasını dilin varlığına, konuşan ve öğrenmek isteyenlerinin hassasiyetine dair güçlü bir işaret olduğuna dikkat çeken Yağan, “Bu ilgi, eğitim fakültelerinde Kürtçe öğretmenliği bölümlerinin açılışını da beraberinde getirebilir. Kürtçeye ilgi artmıyor; yasaklarla ve yok saymalarla, ayıplamalarla yani zorbalıkla bastırılmış ilginin açığa çıkışını izliyoruz. 100 yıllık yasak ve kampanya dönemleri bile Kürtçeyi yasaklamanın sonuç veremediğini, veremeyeceğini gösterdi. Bölge dili zaten Kürtçedir ancak bölgeden zorunlu yoğun göç nedeniyle bölge dışında Kürtçe’nin işitilirliği ilk kez bu denli arttı. Buna karşı tepkiler de çoğaldı ancak Kürtçe bölge dışında halının altına süpürülemeyen, sindirilemeyen bir varlık olduğunu kanıtladı” dedi.
Kürtçe eğitim tartışmalarında en çok gündeme gelen konu istihdam oluyor. Prof. Dr. Yağan’a göre Kürtçe gün geçtikçe dikkat çekecek.
İstihdam sorununun sadece öğretmen atamalarına sıkıştırılmaması gerektiğini savunan Yağan, “Kürt dilini bitirenler dünyanın her yerindeki Kürtçe gerektiren işe ve araştırmaya katılacaklar, rekabet ve işbirliği halinde olacaklar. Kürtçeyi öğretmen atamalarına sıkıştırmamak gerekiyor. Yerel ve kamu yönetimlerin, özel şirket alanlarının istihdam potansiyelini dikkate aldığınızda Kürt dili gün geçtikçe dikkat çekecek” diye konuştu.
“Kürtçe üzerindeki baskılar olmasa daha çok kişi başvurur”
Kürtçe Gönüllüleri Birliği Genel Koordinatörü (DILKURD) Sözcüsü Fevzi Bulgan, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, son yıllarda Kürtçe’ye olan ilginin arttığını dile getirdi. Kürtlerin dil konusunda bilinçlenmeye başladığına dikkat çeken Bulgan, şunları söyledi:
“Kürtçe üzerindeki bazı kriminalizasyonlar, baskılar olmasa daha çok kişi başvurur. Ayrıca Kürtçe Bölümü’nü bitiren öğretmenlerin ataması yapılmadığı halde, atama sıkıntısı olmasına rağmen bu bölümlerin, kontenjanlarının dolması Kürtçe‘ye olan ilgi ve alakayı ispat etmiş oluyor. Genel olarak insanlarda Kürtçe’yi öğrenme konusu dışında, Kürtçe öğretmeni olabilme seviyesine gelebilme, öğretmenlik yapmasa da Kürtçeyi çok iyi öğrenip, öğretebilecek duruma gelme isteği hakimdir. Çok insan var, yaşı ilerlediği halde bu bölümleri okuyup Kürtçe öğretmeni olmak istiyor.”
Bulgan, öğretmen atamalarında MHP’ye yakın bürokratların olumsuz etkisi olduğunu savunarak, “Diğer partilere yakın bürokratlar çok karışmıyor. Genelde MHP’ye yakın olanlar soğuk bakıyor, karışıyor” dedi.
Geçen yıl üniversitelerdeki Kürtçe eğitimiyle ilgili rapor hazırlayan DILKURD Türkiye’de güvenlik eksenli siyasetin yeniden hâkim olduğu 2015 yılından sonra Kürtçe ile ilgili çalışmaların azaldığı, bölümlere olan talebin düştüğüne dikkat çekmişti.
Raporda sorunların çözümü için sunulan bazı öneriler şöyleydi;
-Kimi üniversitelerde Kürtler ve Kürtçe üzerine yapılan lisansüstü çalışmalar, “Yaşayan Diller ve Lehçeler Enstitüsü” şeklinde adlandı. Bölümler açık olmayan, ima edici isimlerle değil, bilimsel, akademik gerekler doğrultusunda kendi isimleriyle açılmalıdır.
-Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümleri’nden mezun olan öğrencilere, her türlü resmi ve özel kurum ve kuruluşlarda istihdam olanağı sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
- Son yıllarda üniversitelerde bulunan bu bölümlere akademisyen alımlarının çok ciddi anlamda azaldığı, bazı üniversitelere dokuz yıldan bu yana yeni hiçbir akademik kadronun açılmadığı görülmektedir. Açılan bazı kadrolarınsa üniversite içinde yer alan akademisyenlerin unvan değişikliğinden dolayı açıldığı, kimi üniversitelerde ise unvan değişikliğini hakkettiği halde akademisyene kadro tahsis edilmediği gözlemlenen sıkıntılar arasındadır.
2024-2025 Eğitim ve Öğretim yılı için 10 Kürtçe öğretmeni kadrosu ayrıldı
Millî Eğitim Bakanlığı yeni eğitim yılında ataması yapılacak 20 bin öğretmen arasında Kürtçe eğitimi için sadece 10 kadro ayırdı. Bakanlık, “Yaşayan Diller ve Lehçeler” dersi için açtığı Kürtçe öğretmenliği kadrosuna geçen sene 50 kişi atarken, sayının bu yıl 10 olduğunu açıkladı. Bu sayı düşük olduğu gerekçesiyle tepki çekmişti.
Eylül 2012'de yayımlanan yönetmenlikle Kürtçe, “Yaşayan Diller ve Lehçeler” adı altında seçmeli ders olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın müfredatına girdi.
Türkiye’de orta dereceli okullarda (5, 6, 7 ve 8. sınıflar) seçilebilen bu ders kapsamında, Kürtçe’nin Kurmanci ve Zazaki lehçeleri yer alıyor. Her yıl üniversitelerin Kürtçe bölümlerinden yaklaşık 100 öğrenci mezun oluyor.