10 Ağustos\'ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi adaylarından Selahattin Demirtaş\'ın aldığı yüzde 9.76 oy oranı Halkların Demokratik Partisi\'ni (HDP) genel seçimler açısından umutlandırdı.
Gerek önceki seçimlerde gerekse 30 Mart yerel seçimlerinde HDP-BDP\'nin aldığı yaklaşık 6.1 oy oranı, yüzde 10\'luk ülke barajı nedeniyle HDP\'yi endişelendiriyordu.
Bu nedenle de HDP genel seçimlere desteklediği bağımsız adaylarla girmeyi tercih ediyordu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde alınan sonuçları anımsatarak, \"Partimizde ve tabanımızda bir özgüven oluştu. Fakat partiyle seçime girip girmeyeceğimiz konusunda seçime (2015) yakın bir dönemde karar vereceğiz\" diyor.
TBMM\'de gazetecilerle sohbet eden Demirtaş, önümüzdeki dönem ülke barajının kalkmasını \"dayatacaklarını\" ve ilerleyen günlerde bunun için CHP ve Meclis dışındaki partilerle görüşerek desteklerini isteyeceklerini söylüyor.
Ülke barajında kademeli bir indirim de yapılabileceğini kaydeden Demirtaş, \"Resmi teklifimiz sıfır barajdır. Ama kademeli olarak yüzde 7, yüzde 3, sonraki seçimde de sıfıra düşürülebilir. Biz her görüşmede taleplerimizi iletiyoruz. Sonuçta Davutoğlu\'nun vereceği bir karar değil. Ancak Cumhurbaşkanı karar verebilir. Yeni dönemde basıncı Cumhurbaşkanı üzerinden yürüteceğiz\" ifadesini kullanıyor.
\'Erdoğan takip edecek\'
61. Hükümet\'te çözüm sürecini hükümet kanadından Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay yürütüyordu. Atalay, Ahmet Davutoğlu başkanlığında kurulan 62. Hükümet\'te kabinedeki yerini koruyamadı.
Bu görevi, başbakan yardımcılarından Bülent Arınç üstlendi.
Demirtaş ise sorumluluğun \"birinci derecede başbakanda\" olacağını anımsatıyor ve 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan\'ın da \"takip edeceğini\" belirtiyor.
Demirtaş, \"Erdoğan, cumhurbaşkanı olarak kontrol kendisinde olsun istiyor. Hiç kimseye tam anlamıyla bir sorumluluk vermemiş. Yine boşluk var. Bir ekip, heyet halinde yürütecekler\" diyor.
Eylül ayı ile birlikte hükümetin çözüm sürecine ilişkin bir yol haritası çıkarması bekleniyor. Demirtaş ise \"masada yazılmış, takvime bağlanmış bir şey olmadığını\" vurguluyor.
Hükümetin, \"hızlı bir çalışma yapmak istediğini\" kendilerine aktardığını belirten Demirtaş, \"Ekim\'de, Kasım\'da Meclis\'te çıkarılacak yasalar var. Detaylarını bilmiyoruz. Bir af düzenlemesi değil ama geri dönüşü de kapsayan çalışma olabilir. Bütün bunları çok uzatmak istemediklerini belirtiyorlar. \'Bakanlar Kurulu\'nda kendi takvimimizi netleştirdiğimizde sizlerle, kamuoyu ile paylaşacağız\' diyorlar. Bu haftalarda artık hayata geçmesini bekliyoruz\" diyor.
\'Bugüne kadar cesaret etmediler\'
Cumhurbaşkanı Erdoğan\'ın, eski partisi AKP\'ye 2015 seçimlerinde Anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde etmesi ve Başkanlık sistemine geçmesi şeklinde hedefler koyduğu biliniyor.
Başbakan Davutoğlu da 1 Eylül\'de Meclis\'te 62. Hükümet\'in programını okurken hedeflerinden birinin de Anayasa değişikliği olduğunu vurgulamıştı.
Ancak AKP\'nin mevcut milletvekili sayısı, bir Anayasa değişikliği için yetmiyor.
2015 seçimlerinde de yeterli çoğunluk sağlanamazsa HDP\'nin Meclis grubunun olası bir Anayasa değişikliğinde kilit parti olacağı, bunun da çözüm sürecinin \'müzakereler aşamasında pazarlık konusu\' yapılacağı ileri sürülüyor.
HDP Eş Genel Başkanı, partisinin başkanlık sistemini desteklemediğini, \"Bunun Türkiye\'nin de kabul etmeyeceği bir model\" olduğunu belirtiyor ve bu iddiaları, \"Başkanlık sistemi topyekûn bir sistem değişikliği gerektiriyor. \'Erdoğan\'ı başkan ilan ettik\' demekle olmuyor. Buna karşıyız. Karşılığında müzakere süreci gibi şeyler getirirlerse, biz böyle bir şeye kesinlikle girmeyiz. Bugüne kadar cesaret etmediler. Müzakere süreci, AK Parti ile pazarlık mevzusu olamaz\" diyerek reddediyor.
\'Güney Kürdistan\'da bağımsızlığı destekleriz\'
PKK\'nin, Kandil Dağı\'ndaki askeri varlığına rağmen Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içinde siyasal faaliyet yürütmediği, buna rağmen Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile aralarında dönem dönem siyasal geriliminin arttığı biliniyor.
Şu an geri adım atmış gibi algılansa da Hewler\'in Irak Şam İslam Devleti\'nin (IŞİD) saldırıları sonrası dillendirdiği \"bağımsızlık\" talebi hafızalardaki tazeliğini koruyor.
Öte yandan IŞİD güçlerinin ilerleyişi sonrası Hewler\'in düşme tehlikesi, hem KBY içindeki siyasal ayrılıkları, hem de Irak Kürtleri ile Türkiye ve Suriye Kürtleri arasındaki gerilimin aşılmasına neden olduğu ve ilişkilerin yeni bir boyuta taşındığı iddia ediliyor.
\'HDP, Güney Kürdistan\'ın bağımsızlığını destekliyor mu?\' sorusuna Demirtaş, \"Parti olarak destekleriz\" yanıtını veriyor ve ekliyor:
\"Bunu kendi içlerinde kararlaştırıp ilan ederlerse Türkiye\'nin kesinlikle Kürdistan\'ı ilk tanıyan ülke olmasını, iyi ilişkiler kurmasını isteriz. Ama bağımsızlık ilanına giden süreçte büyük kavgalara, yeni etnik çatışmalara, bölge savaşlarına vesile olacak adımlardan kaçınılması gerektiğini söylüyoruz. Bağımsızlık ilan edilecekse ve bu, beraberinde kanlı boğazlaşma gerektirecekse bunun hesabının iyi yapılması gerekir. Bölge şartları buna uygun değilse zorlamanın anlamı yok. Uygun olduğunda elbette Kürtlerin de Güney Kürdistan\'da bağımsız devlet kurma hakkı vardır.\"