İran-KDP yakınlaşması, Bakıri'nin Irak ziyareti ve Erbil yangınları ne anlama geliyor?

Son bir kaç ayda meydana gelen yangınlara baktığımızda bunların tamamının şüpheli olduğunu, hedef gözetilerek yapıldığını, planlı bir amaca dönük olduğunu ve mesaj vermeye dönük olduğunu anlıyoruz.

22.06.2024, Cts - 14:59

İran-KDP yakınlaşması, Bakıri'nin Irak ziyareti ve Erbil yangınları ne anlama geliyor?
Haberi PaylaÅŸ

Serbest Ferhan Sindi’nin Independent Türkçe’de kaleme aldığı yazısı şöyle:

‘’Kürdistan Bölgesi'nde siyasi gerginlik ve ekonomik belirsizliğin yanında esnafa ve ticari döngüye büyük zararlar veren yangınlar, hükümeti ve yönetimi elinde bulunduran KDP'yi daha fazla sıkıştırmaya dönük sabotajlar olarak görülüyor.

İran Dışişleri Bakanı Ali Bakıri'nin Irak ziyaret de bu olaylar bağlamında değerlendirdiğimizde Erbil-Tahran hattında yeni gelişmelere şahit olabileceğimizi söylemek mümkün.

Erbil'de özellikle yılbaşından bu yana art arda yaşanan ve büyük maddi zararın yanı sıra, esnaf ile vatandaşlar arasında güvenlik kaygısına da yol açan yangınlar Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) ve KDP'ye yönelik siyasi baskının parçası olarak okunuyor.

Irak'ta Federal Mahkemesinin son 2 senede aldığı kararların çoğunluğu YNK ile ilgili ve Erbil yönetimi bağlamında alınan kararların tamamı KDP aleyhine.

KDP'nin kontrol ettiği Erbil ve Duhok'ta yaşanan yangınlar ise algı savaşlarının geldiği son nokta.

Süleymaniye'de Bafil Talabani liderliğinde sahnelenen yeni stratejide KDP iktidardan düşürülüyor, hükümet YNK öncülüğündeki kampa kurduruluyor.

Yedek senaryo ise KDP'nin hükümeti kurması halinde topal ördek durumuna düşmesi ve YNK-Bafil'in isteklerine boyun eğmesini ihtiva ediyor.

Böyle bir çerçevede şekillendirilmeye çalışılan KBY yapısında mevcut durumda yapılması gereken ise; kaos ortamı oluşturmak, halka korku yaymak, esnafı tedirgin etmek, yatırımcıyı kaçırtmak, sermayeyi ürkütmek, panik hali oluşturmak, hükümete güveni zedelemek, emniyet ve asayişin olmadığı algısını oluşturmak ve ekonomik kalkınmayı-gelişmeyi baltalamaktır.

Son bir kaç ayda meydana gelen yangınlara baktığımızda bunların tamamının şüpheli olduğunu, hedef gözetilerek yapıldığını, planlı bir amaca dönük olduğunu ve mesaj vermeye dönük olduğunu anlıyoruz.

Meseleyi daha iyi anlayabilmek için yangın hadiselerini hatırlayalım tekrar:

27 Şubat 2024: Lenge'de büyük bir yangın

9 Mart 2024: Down Town'da yangın

1 Nisan 2024: Duhok'un Çele Pazarı'nda büyük bir yangın çıktı

7 Nisan: Lenge Pazarı'nda ikinci yangın

24 Nisan: Niştiman Pazar yangını

5 Mayıs 2024: Kayseri Çarşısı'ndaki büyük yangın

2 Haziran 2024: Duhok'taki Çele Pazarı'nda yangın çıktı

12 Haziran 2024: Erbil-Güver yolu üzerinde büyük rafineri yangını

13 Haziran 2024: Erbil merkezde yeni yapılan büyük bir sitede çoktan çıkan

14 Haziran: Erbil'in çıkışındaki Gezne nahiyesinden bir depoda çıkan büyük yangın.

Bu listede Süleymaniye hiç yok. İnşallah hiçbir zaman da olmaz.

Erbil ile Duhok'un da olmamasını arzu ederdik. Süleymaniye'nin olmaması başlı başına bize çok şey anlatıyor.

Zira oraya başka bir güç hükmediyor ve orada karışıklık, güvensizlik istenmiyor.

Ayrıca, yapanların kimliğini anlamak için burada önemli ipucları var.

Yangınlara ilişkin ilginç çıkışlardan birisi ITC'nin eski başkanı Sanan Kasap Ağa'dan geldi.

Sanan Ağa, Erbil'deki yangınların, hükümete olan güvenini sarsmayı ve istikrar ile asayişi bozmayı hedefleyenlerin işi olduğunu söyledi.

Erbil Valisi Umed Xoşnav ise olaylara ilişkin birkaç kişinin gözaltına alındığı bilgisi verdi ancak detaylandırmadı.

Xoşnav'a göre bu olaylar şüpheli ve her yönden araştırılıyor.

Erbil'in girişindeki Gezne'de çıkan yangında Türkiye'ye ihraç edilen bitüm yandı. Bu da olayı ve diğer olayları daha çarpıcı hale getiriyor.

Ayrıca, Bakıri'nin Erbil'e geldiği gün ve ertesinde 3 büyük yangının çıkması\çıkarılması da dikkate değer.

Zira Bakıri ziyareti KDP ile İran ilişkilerinin düzelme yoluna girdiğinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Yaşanan olayları da İran'ın son mesajları şeklinde yorumlamak abartı olmayacaktır.

İran, Irak'ın güneyi ve Süleymaniye'nin halihazırda mutlak hakimi.

Hükmedemediği tek yer Erbil ve KDP'nin hakimiyet alanındaki bölgeler.

KDP'nin direncini kurmak için Tahran özellikle son 3 senede çok önemli hamleler yaptı ve bunlar etkili de oldu.

Bu hamleler KDP'yi İran'a biraz daha yaklaştırdı.

Yakınlaşma ne kadar devam eder, nereye kadar gider ve sınırları ne olur muamma.

Bilinen husus; KDP ile Tahran'ın birbirlerine karşı eskisi kadar agresif davranmayacaklarıdır.

Son aylardaki gelişmeler yakınlaşmanın somut göstergeleridir.

Bunun devam edip etmeyeceği sadece KDP ile Tahran'a değil, Washington ve Ankara'ya da bağlı.

Ankara ve Washington, Erbil'in Tahran'a yakınlaşmasından rahatsız ise buna göre politika geliştirmek durumunda kalacaklardır.

Çünkü mevcut politikalarıyla Erbil-Tahran yakınlaşmasını engelleme şansları yok artık.

Tahran'ın aldığı riskleri almayan Ankara-Washington hattının KDP'nin farklı taleplerde bulunmaları da saha gerçekleriyle örtüşmemektedir.

Şunu biliyoruz ki; Irak'ta artık huzur ve istikrar Tahran'a bağlı.

İstikrar, siyasi düzen ve ekonomik huzur isteyenlerin Tahran'a karşı direnebilmesi için çok güçlü dış desteğe ihtiyaçları var.

Bu olmadığı takdirde iç dinamiklerle İran'ın gücüne karşı koyma devri kapandı.

Birileri o treni çoktan kaçırdı…’’

 

Bu haber toplam: 3034 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:33:22
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x