Kürdistan Bölgesi'ndeki çalışanların maaşlarıyla ilgili sorunun arka perdesinde “siyasi bir karar” olduğunu belirten Ekonomi ve Maliye Bakanı Awat Şeyh Cenab, Kürdistan’ın kalkınmasını önlemek için Bağdat’ta hazırlanan planlara işaret etti. Şeyh Cenab, Kürdistan’daki güvenlik güçlerinin maaşları konusunda Bağdat'la köklü bir anlaşmaya varıldığını da açıkladı.
Bakan Away Şeyn Cenab, Süleymaniye’de Rûdaw TV sunucusu Arez Halid’in de aralarında bulunduğu bir grup gazeteci ile yaptığı söyleşide gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Erbil ile Bağdat arasında yaşanan krizin ardından Irak Yüksek Federal Mahkemesi geçtiğimiz Şubat ayında Kürdistan Bölgesi'ndeki memur ve çalışanlara ait maaşların Irak hükümeti tarafından geciktirmeden ödenmesi gerektiği yönünde karar almıştı.
Irak hükümeti bu kapsamda Kürdistan Bölgesi Maliye Bakanlığı’nın hesaplarına Şubat ayı maaşları için 11 Mart günü 560 milyar, 20 Mart günü de 37 milyar dinar yatırmıştı. Ancak Kürdistan Bölgesi'nin tüm çalışanların maaşlarını karşılayabilmesi için aylık 920-940 milyar dinara ihtiyacı var.
“Asıl sorun siyasidir”
Bakan Şeyh Cenab, Şubat ayı maaşlarının ne zaman ödeneceğine ilişkin soruya, “Gönderilen paranın ne kadar paranın eksik olduğunu adım adım açıkladık. Sorun maaşları yatırmak değil, asıl sorun Kürdistan Bölgesi'nde yaratılan siyasi durumdur ki tüm vatandaşlarımızın da bunu bilmesi gerekiyor. Kürdistan Bölgesi'ne yönelik 2012'de başlayan, 2014’ten bu yana icra edilen politika var. O politika nedeniyle bugünlere geldik” şeklinde yanıt verdi.
“Bağdat'taki derin hükümet geri adım attı”
Federal Mahkemenin Kürdistan Bölgesi’ndeki çalışanların maaşlarının Irak’taki diğer çalışanlar gibi zamanında ödenmesi yönündeki kararı hatırlatan Awat Şeyn Cenab, şöyle devam etti:
“Bağdat ile yaptığımız görüşmelerde bize de Irak’taki diğer vatandaşlar gibi yaklaşılmasını istedik ancak ne yazık ki bugüne kadar bu konuda bir uzlaşmaya varamadık. Federal hükümet ile son olarak 4 Nisan 2023 tarihinde yaptığımız anlaşma Irak ve Kürdistan Bölgesi başbakanları tarafından imzalandı ancak üzerinden henüz bir ay geçmeden sonra Bağdat'taki derin hükümet geri adım attı. Aslında Kürdistan Bölgesi'nin sorunu 2014 yılında federal hükümetin tek taraflı olarak çıkardığı ve Fiili Harcama Yasası haline gelen bir icadıyla başladı.
Sözde fiili harcamalar, gerçekte yapılmış gibi gösteriliyor ancak gerçekler bambaşka. 2014'te Haydar el-Abadi başbakan olduğunda Kürdistan Bölgesi'ne ödenen harcamalarının yüzde 80 ila 95'inin yatırıma ödendiğini gördüler. O dönem Irak’ın orta ve güney vilayetlerinde sorunlar yaşanıyordu ve oralara yapılan harcalmalar Kürdistan Bölgesi’ndeki gibi yatırıma gitmiyordu. Bunun üzerine harcamalarda adillik adı altında yeni bir buluş icat ettiler, ‘Kürdistan Bölgesi'nde yatırımların hızla ilerlemesi karşısında diğer 15 vilayetin böyle geride kalması mümkün değil’ düşüncesi ile yatırım fonlarının tahsisini gözden geçirdiler.
“Kürdistan Bölgesi’nin büyümesini engellemek için yasa çıkarıldı”
Böylece büyümemizi geriletmek ve diğer 15 vilayet hizasına çekmek için yatırım bütçesi için bir harcama yasası çıkarıldı. Dolayısıyla 15 vilayetin ortalamasını çıkarıp Kürdistan Bölgesi'ni o yüzdeyle yatırım yapmaya zorladılar. Bunun mazereti, yatırım ve diğer harcamalardan arta kalanların yıllık olarak hazineye geri dönmesi ve bir sonraki yıl yatırım harcamaları için yeniden dağıtılmasıydı. Aslında bu durumda Kürdistan Bölgesi yine kazançlı çıkıyordu. Yani hem harcamalardan kalandan ve hem de kendi payından kazanıyordu ve bu yüzden Fiili Harcama Yasası çıkardılar ki bu sayede Kürdistan Bölgesi'ne haksızlık ettiler, öncelikle zorla kalkınmamızı engellediler.”
O dönemde Değişim (Goran) Hareketi lideri merhum Nuşirvan Mustafa’’nın, “Bağdat'ta Kürdistan Bölgesi'nin gelişmesini istemeyen bir zihniyet var. Güçlü bir ekonomik altyapımız var ve bu yüzden bizi durdurmak istiyorlar” şeklinde bir tespitinin bulunduğuna dikkati çeken Bakan Şeyh Cenab, yatırım harcamalarına dayalı bu düzenlemelerle Kürdistan Bölgesi’ni de Irak'taki diğer vilayetlerin seviyesine indirdiklerini söyledi.
Awat Şeyh Cenab, “İkinci bir diğer adaletsizlik ise fiili harcamanın 15 vilayet üzerinden hesaplanıp bizim payımızın bu vilayetlerle paylaştırılıp bir nevi adalet olsun diye yeniden 18 vilayete (Irak’ın 15 ve Kürdistan Bölgesi’nin 3 vilayeti) paylaştırılması üzerinden hesap yapılmasıydı. Üçüncü haksızlık ise sadece yatırım, sanayi ve kalkınmaya yönelik reel harcamaları işletme bütçesine eklemeleriydi. Buna çalışan tazminatları ve reel harcamalarla ilgili tüm kalemleri de eklediler. Yani Kürdistan Bölgesi'ni bir kez değil üç kez kalıba sokup kalkınma seviyesini düşürmeyi hedeflediler” dedi.
“Kürtlerin kafasına külah geçirdiler”
Kürdistan Bölgesi’ne yapılan önemli haksızlıklardan birinin de bütçe payında yapılan düzenleme ile düşürülmesi olduğuna dikkati çeken Ekonomi ve Maliye Bakanı Şeyh Cenab, “Uygulamada adeta Kürtlerin başına külah geçirip Kürdistan Bölgesi'nin yüzde 17'lik bütçe payını yüzde 12,67'ye indirdiler. Kürdistan Bölgesi'ne gönderdikleri aslında son birkaç yılda ihtiyaçlarının yüzde 6'sına bile ulaşmadı” bilgisini paylaştı.
“Petrol meselesi Osmanlı gömleği haline geldi”
Sorun her defasında farklı bir bahane ile sürdürüldüğüne vurgu yapan Şeyh Cenab, şu ifadeleri kullandı:
“Bu kez de petrol meselesini bahane ettiler. Petrol meselesi Osmanlı gömleği haline geldi ve reel harcama konusunda ne dedilerse onu petrol meselesine bağladılar. Aslında petrol konusu nedir, sözleşmeler nelerdir, bu ayrı bir konu ve her tarafın kendine göre görüşleri vardır. Burada petrol ve petrol dışı gerçek harcamaları göz ardı etmek için bir bahane öne sürülüyor, ya da bazı taraflar yolsuzluktan bahsederek bunu bahane ediyor, size yaptırımlar uygulamak ve ekonomik büyümenizi önlemek için bize Osmanlı gömleği giydiriyorlar. Ama aslında bunun adil olmakla bir ilgisi yok. Rakamların mantığı Kürdistan Bölgesi'ne açık bir şekilde haksızlık olduğunu gösteriyor. Hatta son olarak Bağdat’ı ziyaret eden Sayın Başbakan Mesrur Barzani ve Sayın Başbakan Yardımcısı Kubad Talabani, bu konuyu dile getirdi. Reel harcamaların 10 yıl sonra istikrarlı bir şekilde kaldırılması konusunda tüm taraflar arasında fikir birliğine varıldı. Son görüşmelerde iki temel konuyu, yasa değişikliğini konuştuk ve her iki taraf da ilgili düzenlemenin adım adım kaldırılması sonucuna vardı.”
“Elimize pimi çekilmiş bomba veriyorlar”
Haksızlığın ortadan kaldırılması ve Kürdistan Bölgesi'ne de diğer tüm Iraklı çalışanlar gibi davranılması yönünde bir karar çıktığını anımsatan Bakan Şeyh Cenab, ancak bu defa da parayı peşin değil, parça parça Kürdistan Bölgesi’nin hesabına yatırarak Kürt toplumunu ikiye bölmeye çalıştıklarını söyledi.
Awat Şeyh Cenab, “Elimize pimi çekilmiş bomba veya toplumumuzun içine mayın döşüyormuş gibi yapıyorlar. 360 bin küsür çalışanımızın ismi kayıt listerlerinden çıkarılmış. Bu hükümetle yıllardır edindiğimiz tecrübelerden biri de bu; bir şeyi kabul ederseniz bunu size zoraki hale dönüştürü” dedi.
“Maaşlı çalışan sayımız Irak'a göre çok daha düşük”
Kürdistan Bölgesi'ndeki maaşlı çalışanların sayısının Irak'takilerden daha yüksek olduğu yönündeki iddiaların asılsız olduğunu kaydeden Bakan Şeyh Cenab, “Maaşlı çalışan sayımız Irak'a göre çok daha az. Şu anda maaşlı (çalışan, emekli ve sosyal yardım dahil) sayımız yaklaşık 1,2 milyondur ki bu da nüfusumuzun yüzde 16'sına tekabül ediyor. Ancak Irak’ta bu oran nüfusun yüzde 38'idir. Yangın Kürdün evinde ama bu da sabırla söndürülmeli. Şimdi 600 milyar dinarı maaşları ödememiz için gönderdiler. Peki ya geri kalan 300 milyar? Daha önce bu gelirle birlikte maaşları yurt içi gelirlerden ve petrolden gelenlerle ödeyebiliyor ve yamalayabiliyorduk ama şimdi bu mümkün değil” diye konuştu.
Güvenlik ve askeri güçlerin maaşlarının ödenmesi konusunda Bağdat’la prensip anlaşmasına vardıklarını aktaran Awat Şeyh Cenab, “Bu sorun çözüldü ama Irak'ta olduğu gibi, yoksa Kürdistan Bölgesi'ne ayrı bir önem verilmiyor” dedi.
Kürdistan Bölgesi’ndeki güvenlik güçlerinin bir listesi bulunduğunu belirten Şeyh Cenab, ancak buna karşılık Irak silahlı kuvvetlerinin bir parçası olan Heşdi Şaabi’nin herhangi bir listesinin bulunmadığını söyledi.
Bakan Şeyh Cenab, Heşdi Şabi ile ilgili meselenin “güvenlik meselesi” olduğu için bu yapı içerisinde yer alanların ne numaraları ne de adreslerinin listelendiğini, hatta Maliye Bakanlığı'ndan değil doğrudan Bakanlar Kurulu'ndan maaş aldıklarını belirtti.
Kürdistan Bölgesi ve Maliye Bakanlı olarak üzerlerine düşeni yüzde 100 yerine getirdiklerini anlatan Şeyh Cenab, “Maaşların ödenmesi siyasi karara bağlı. Maaş meselesi 2014'ten bu yana her defasında Irak Bakanlar Kurulu'nda çıkacak siyasi bir karara bağlandı. Irak'taki mevcut durum sağlıklı değil. Bu siyasi bir sorun ve şimdi de siyaset çözmeye çalışıyor” dedi.