Irak hükümeti ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) arasında devam eden krizin, KBY’nin, 2003 yılından bu yana kazandığı toprak, petrol ve siyasi gücünün çoğunu kaybetmesine neden olduğu dile getirilen analizde, Kürt liderlerin meşruiyetlerini kaybettikleri ve iç siyasi çelişki ve Iraklı güçler tarafından devam eden askeri operasyonlar göz önüne alındığında KBY'nin hayatta kalmasının tehlikeye girebileceği ileri sürüldü.
KBY liderliğinin büyük bir kısmının, felaketten kendilerini sorumlu tutsa da, Kürtlerin çoğunluğunun, ABD’nin kendi bölgelerini korumak için müdahale etmek istememesi nedeniyle hayal kırıklığına uğradığı dile getirilen analizde, gelinen noktada, ABD'li yetkililerin KBY’nin korunması için acil eylem gerektiğini anlayıp anlamadıklarının sorulması gereken temel soru olduğu dile getiriliyor.
Ürkütücü bir istila veya iç kargaşa
2014 IŞİD saldırılarından iç birlik ve ABD’nin askeri ve ekonomik desteği sayesinde hayatta kalan Kurdistan Bölgesi’nin bugüne kadar en ciddi kriz ile karşı karşıya bulunduğuna dikkat çekilen analizde, ABD’nin muhalefetine rağmen geçen ay gerçekleştirilen bağımsızlık referandumundan dolayı Kürtlerin uluslararası desteklerini kaybettiği ve bu durumun Irak ordusu ve milis güçlerini Kürt Peşmerge güçlerini 2014'ten beri kontrol ettikleri bölgeden çıkartmaları için cesaretlendirdiği ve 2003’teki sınırlarına geri döndükleri dile getirildi.
Peşmerge’nin Kerkük’ten çatışmadan çekilmesinin Kurdistan Demokrat Parti (KDP) ile Kurdistan Yurtseverler Birliği (YNK) arasında ihanet suçlamaları yaşanmasına sebep olduğu belirtilen analizde, Kurdistan Bölgesi’nin hayatta kalmak, siyasi ve ekonomik sermayenin kanamasını durdurmak, ekonomik sıkıntılara göğüs germek ve Bağdat ile tek sesli müzakereler gerçekleştirmek için iç birlik kurmaya ihtiyacı olduğu vurgulandı.
Kurdistan Bölgesi’ne herkesin ihtiyacı var
KBY’nin hayatta kalmasının, Irak ve genelde bölgenin istikrarı için çok önemli olduğunu dile getirilen analizde bu tez şu sebeplere dayandırıldı:
Bölünmüş bir KBY 1990’larda olduğu gibi Irak’a İran ve Türk askeri müdahalelerine zemin hazırlar, Bağdat gerekli meşruiyetlere sahip olsa bile 1991’den bu yana kendisini yöneten Kurdistan Bölgesi’ni yeniden yönetmeye muktedir olamaz, Ülkeyi istikrarlı bir hale getirmek ve etkili yönetmek için Bağdat'ın Erbil'de güçlü, temsil yeteneği olan ve hesap verebilir bir yönetime ihtiyacı var, Iraklılar farkında olsun ya da olmasın, İran egemenliğindeki iktidar yapısına Batı görüşlerini ve çıkarlarını tanıtmaları için Bağdat’ta Kürt siyasetçilerin varlığına ihtiyaçları var
Analizde, Kürtlerin, KBY'yi federal bir Irak'ın bir parçası olarak korumanın kendileri açısından en akıllıca rota olduğuna inanabilecekleri dile getirildi ve KBY'nin varlığı Irak anayasasında yer aldığından, Kürtlerin kontrolündeki üç valiliği bölmenin ve federal kontrolü elden geçirmek için yapılan çağrıların doğanın kanunlarına aykırı olduğu vurgulandı.
KBY liderlerinin bağımsızlık referandumunu tartışmalı bölgelere yayması kadar, Bağdat'ın anayasa ve anlaşmazlıkları müzakere etmeyi, şimdilik güç dengesi kendi lehine olduğu için durdurmasının da yanlış olduğu hatırlatılan analizde, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 20 Ekim'de belirttiği gibi, "tartışmalı bölgelere ilişkin federal otoritenin yeniden gündeme getirilmesi, bu bölgelerin statülerinde hiçbir şekilde değişiklik yapmayacağı, durumları Irak anayasasına göre çözülünceye kadar tartışmalı kalacakları" tespitine atıfta bulunularak, aynı şeyin Erbil ve Bağdat'ın petrol, gelir ve güç paylaşımı konusundaki uzun süren anlaşmazlıkları için de geçerli olduğuna dikkat çekildi.
Jeopolitik açıdan bakıldığında KBY'nin tasfiyesinin, Washington'un bölgedeki ABD çıkarlarıyla, özellikle de Washington'un yatırım yaptığı önemli askeri ve siyasi sermayeyle karşılaştırıldığında ciddi bir gerileme olacağı ileri sürülen analizde, Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’ın, 1994-1996'da Kürt iç savaşının zirvede olduğu bir sırada KDP lideri Mesud Barzani ve YNK lideri Celal Talabani'yi barış anlaşması imzalaması için Washington'a çağırdığı hatırlatıldı ve son olarak, ABD’nin, Erbil'i 2014'te İslam Devleti saldırılarından koruduğu, ardından Peşmergeyi silahlandırarak savaşmaya devam etmesi için eğittiğine dikkat çekildi.
Tüm bunların karşılığında, KBY’nin uzun süredir Saddam'a, İslam Devletine (IŞİD) ve diğer ABD'li muhaliflere karşı faydalı bir müttefik olduğuna dikkat çekilen analizde, demokrasi mücadelesinde ve ulus oluşumunda benzersiz bir ABD deneyimi olarak hizmet eden KBY’nin yalnız bırakılmaması gerektiği savunuldu ve Senatör John McCain’in 24 Ekim'de yazdığı ve Nerinaazad’ta da John McCain: Kürtleri Seçiyorum şeklinde çevirisi yapılan makaledeki bir cümlesi aktarıldı:
" Bağdat, Irak’ta Kürt halkının hakkettiği güvenlik, özgürlük ve fırsatları garanti edemezse ve eğer ABD İran destekli milisler ile köklü Kürt ortaklarımız arasında bir çözüm yapmak zorunda kalırsa, ben Kürtleri seçerim. "
ABD arabuluculuğuna her zamandan daha çok ihtiyaç var
Bağdat’ın kazanan bir çizgide ve Kürt güçlerini 2003 sınırlarının gerisine itebilecek, ekonomik olarak KBY’yi izole edebilecek kapasiteye sahip olması, Kürtlerin ise, Bağdat'ın iyi niyetle pazarlık yapmayacağı korkusuna sahip olmaları nedeniyle Bağdat ve Erbil’in kendi başlarına müzakere edemeyecekleri ileri sürülen analizde, görüşmelere engel olan bu sorunların üstesinden gelmek için ABD’nin, KBY'nin masaya yaklaşmadan önce konuşması ve hareket etmesine ihtiyaç duyulduğunu açıkça belirtmesi gerektiği vurgulandı.
Referandumun dondurulmasının ve Barzani'nin KBY Başkanı olarak istifa etmesinin gerginliği hafifletilebileceği dile getirilen analizde, ancak bu tür adımların müzakerelerde KYB'yi kimin temsil edeceği sorularına cevap vermeyeceği vurgulandı.
Kurdistan Bölgesi’nin ekonomisinin, 2014'ten beri aksamalara rağmen son olaylardan önce yavaş yavaş toparlandığına dikkat çekilen analizde, maaşların ödenmemesi halinde kitlesel gösterilerin patlak verebileceği ve bu durumun Bağdat'taki KBY muhaliflerinin bölgeyi dağıtması için ihtiyaç duyacakları mazereti vereceği uyarısında bulunuldu.
Bu tehlike nedeniyle, Washington’un Kürtleri, geçmişte söz verdikleri reformları yapmaya itmesi gerektiği dile getirilen analizde, KBY'nin hayatta kalmasının, önümüzdeki yıl gerçekleşecek seçimlerde olası bir Abadi yenilgisi halinde Irak'taki Amerikan karşıtı seslerin muhtemelen yoğunlaşacağı ve KBY’nin, ulusal politikayı düzenleyen, ülkenin bağımsızlığını koruyan ve İslam Devletinin yeniden doğuşunu alt edebilecek tek güvenilir ABD ortağı haline geleceği belirtildi.
Analiz, Washington'un 2018'de bu gibi sonuçlardan kaçınmak için bugünlerde Abadi'yi sınırlaması ve KBY'nin anayasal olarak korunan 2003 sınırlarının ötesine geçmesini önlemesi gerektiği önerisiyle son buldu.