IŞİD hakkında yazdığı \'\'Terör Ordusu\'\' kitabi ile bilinen Michael Weiss, the Daily Beast için yazdığı yazıda, ateşkes anlaşmasının izlenmesi ilk adımından sonra kurulmasında mutabakata varılan \'\'anlaşılan bölgeler - agreed zones\'\' un aslında farklı ülkelerin Suriye içinde hükmedecekleri \'\'kolonyal etki bölgeleri\'\' olduğunu ileri sürdü.
Bu planın ilk defa kağıda dökülmüş hali, Aralık 2015\'de aralarında Phil Gordon\'un da bulunduğu 3 uzman tarafından RAND Cooperatation\'da yayınlanmıştı. Gordon, 2015 yılının ortalarına kadar Beyaz Saray\'ın en üst derecedeki Ortadoğu yetkilisi ve Suriye\'den de sorumlu ismi idi.
RAND\'da yayımlanan o plana göre Suriye dörde bölünüyor: Rejimin etkili olduğu Akdeniz kıyı bölgesinden Şam ve Humus\'a giden bölge.
İkincisi Batı Kürdistan. Üçüncü bölge ise aralarında Ahrar Al Sham\'ın da bulunduğu Suriyeli muhaliflerin İdlib, Halep, Hama illerinin kuzeyde olduğu, Deraa\'nın güneyde olduğu bölge. Son bölge ise IŞİD\'in sahip olduğu geniş alanlar. Deir Ezzor, Rakka ve Palmira gibi. IŞİD bu topraklardan atıldıkça, buraların uluslararası gözlemciler tarafından yönetilmesi öngörülüyor.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, bir süredir eğer Suriye\'de bir Ateşkes Anlaşması uygulanamaz ve savaş sürmeye devam ederse ABD\'nin Plan B\'ye geçebileceğini söylemekteydi.
Her ne kadar oldukça kısık sesle de söylenmiş olsa, Plan B bir süredir tartışılıyordu. Kerry\'nin Çarşamba günü ABD Senato\'sunun Dışilişkiler Komitesinde söylediği \'\'eğer biraz daha beklersek Suriye\'yi bir bütün olarak tutmak için çok geç kalmış olabiliriz\'\' cümlesi ile Plan B hakkındaki spekülasyonlar arttı.
İngiliz gazetesi Guardian\'a göre bu Kerry\'nin ilk kez Suriye\'nin bölünebileceğini kamuoyu önünde söylemesi oldu.
