Reuters\'ta yer alan bir haberde, Suriye’nin Deyrezzor kentindeki Arapların Demokratik Suriye Güçleri\'ne (DSG) karşı başlattıkları protesto eylemlerinin üçüncü haftada da devam ettiği dile getirildi ve YPG\'nin protestocuların taleplerine karşılık vermemesi nedeniyle gösterilerin şiddet eylemlerine dönüşme riskini barındırdığı vurgulandı.
Suriye\'nin petrol zengini bölgesi olan Deyrezzor\'da bulunan ve Suriye rejimine yakın Arap aşiret reislerinin, IŞİD\'in yenilgiye uğratılmasının ardından bir kaç hafta önce DSG güçlerine karşı protesto gösterilerine başladıkları anımsatılan haberde, protestoların ilk başlarda Busayrah’tan Şuheyl’e uzanan bazı köy ve kasabalarda patlak verdiğini, bugünlerde ise petrol sahalarının büyük bölümünü barındıran DSG güçlerinin kontrolündeki Deyrezzor\'un geniş bir bölümüne yayıldığına dikkat çekildi.
YPG yönetimindeki Arap sakinlerinin Kürt yetkililerce yönetilen yerel idarelerde temel hizmetlerin bulunmaması ve kendilerine karşı ayrımcılık yapılmasından şikayet ettikleri dile getirilen haberde, bölge sakinleri ve kabile liderlerinin, gençlerin zorla DSG saflarına alınması ve hapishanelerde hapsedilmiş binlerce insanın akıbetinin çözüm bekleyen sorunların başında geldiği söylemlerine yer verildi.
Abdul Latif El Ukeydat adındaki kabile liderinin ‘Kürt milislerin baskıları bölgedeki birçoğunun onlara karşı tavır almaya sevk etti’ şeklinde görüşlerine yer verilen haberde, protestoların, öfkeli kalabalığın sokaklara çıkması ve bölgedeki petrol sahalarından hükümetin sahip olduğu bölgelere geçen petrol yüklü kamyon konvoylarının yollarını kesmesiyle şiddet gösterilerine dönüşmeye başladığına dikkat çekildi.
DSG milislerinin bazı bölgelerde protestoculara ateş açtığı ileri sürülen haberde YPG\'nin, uzun süredir yakın ekonomik bağları koruduğu Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad\'a ham petrol sattığı ve bölgedeki birkaç geçiş yolu vasıtasıyla buğday ve diğer ürünleri ihraç ettiği vurgulandı.
Petrol satışlarının Şam\'ın karşı karşıya olduğu yakıt sıkıntısını hafifletmek için artış göstermesinin bölge halkının büyük tepkisini çektiği dile getirilen haberde Al Tayaneh kasabasından bir protestocu olan Abdullah Issa\'nın, “Kürtler, rejime yardımcı olmak ve kendilerini zenginleştirmek için petrolümüzü satarken her şeyden mahrum kaldık” şeklindeki söylemlerine yer verildi.
Suriye hükümeti\'nin, Fırat nehrinin batısında, petrol kaynaklarına daha az sahip olunan alanları kontrol ettiği hatırlatılan haberde, Washington’un son haftalarda Fırat nehri boyunca Suriye hükümeti adına çalışan tüccarlara ihraç edilen küçük petrol gönderilerini kısma çabalarını sıkılaştırdığı vurgulandı.
DSG\'nin, bugüne kadar onbinlerce Arap üzerindeki egemenliğine ilişkin yaşadığı en ciddi zorluk karşısında henüz kamuoyuna bir açıklama yapmaktan kaçındığı dile getirilen haberde, YPG\'nin, Suriye’nin, Arap Baas partisi altındaki azınlık Kürtlerine karşı on yıllarca süren baskıyı telafi etmeye çalıştığı dile getirildi.
Suriye Demokratik Güçleri komutanı Mazlum Kobani\'nin, huzursuzluğa atıfta bulunarak, DSG\'nin “her türlü ırkçılığa yönelmiş tek kurum” olduğu şeklindeki sözlerine yer verilen haberde, YPG komutanlarının geçen Cuma günü Ayn Issa kentindeki toplantılarına katılan bölgedeki aşiret liderlerine önemli tavizler vermemesinin ardından protestoların sürdüğü vurgulandı.
Arapların talepleri arasında, tutukluların serbest bırakılması ve bölgeden Suriye hükümetine yapılan petrol satışlarının durdurulmasının bulunduğu dile getirilen haberde bölgedeki analistlerin, sorunların çözülmemesi halinde çatışma riskinin artmakta olduğu uyarılarına yer verildi.
Bölgeden gelen siyasi bir analist olan Feras Allawi\'nin, “Protestolar şimdi daha organize ve daha geniş bir tavana sahip ve insanların kendileri tarafından yönetilmeyi istedikleri ve Kürt hegemonyasının sona ermesini isteyen halk ayaklanmasına adım adım gelişiyor” şeklindeki sözlerine yer verilen haberde, “DSG\'nin popüler taleplere verdiği yanıt bunun daha şiddetli bir yüzleşmeye yol açıp açmayacağını belirleyecektir” tespitinde bulunuluyor.