Menbiç Askeri Konsey yetkilileri ise, hava sahası kapalı olduğu sürece kendilerini her türlü kara saldırısından koruyabileceklerine vurgu yapıyor. Kuzey Suriye yetkilileri, BMGK’nın acilen ‘uçuşa yasak bölge’ gündemli toplanmasını istiyor. Ve kendilerinin IŞİD’le savaşırken, bütün dünya halklarını da koruduklarını hatırlatıyor.
Kuzey Suriye’de yaşanan bir diğer sıcak gelişme Kobanê ve Menbic’te ABD askeri üslerine yapılan yürüyüşler. Yürüyüşlerin de tek talebi ‘uçuşa yasak bölge’.
Washington Post gazetesi, Suriye’den çekilme konusuyla ilgili Trump-Erdoğan arasında geçen hafta gerçekleşen telefon görüşmesine yer verdi. Buna göre, Erdoğan’ın IŞİD’den arta kalan kısımla Türk ordusunun mücadele edebileceğini söylemesinin ardından Trump’ın, “Biliyor musun... Orası sizin. Ben ayrılıyorum” yanıtını verdiği iddiasında bulundu.
Önceki gün de ABD Başkanı Donald Trump “Suriye konusunda başlangıçta orada üç ay kalacaktık ve bu dediğim yedi yıl önceydi, ancak çıkmadık. Ben Başkan olduğumda IŞİD çıldırmıştı. Şimdiyse IŞİD büyük ölçüde yenildi ve Türkiye dâhil diğer bölge ülkeleri, kalanlarla kolaylıkla başının çaresine bakabilmeli” şeklinde bir tweet paylaştı.
Aradan bir saat geçmeden, Türk Ordusu Menbic sınırlarına askeri sevkiyat yapmaya başladı. ÖSO gruplarına “saldırı için hazırlıklı olun” talimatı verdi. Suriye İnsan Hakları Gözlem Evi Türk ordusuna ait 35 tank ve ağır silahların Karkamış-Cerablus sınır kapısından geçip Menbiç’e yöneldiğini duyurdu.
Trump’ın danışmanlarından Dr. Gabireil Soma, ABD Anayasasında başkan’ın kimseye danışmadan böyle bir karar alma imkânı olduğunu hatırlatarak “Bundan sonra Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölgesel Arap devletleri çözüm üretmekte çaba içinde olmalı” dedi. Kayıt dışı konuşan ABO Dışişleri danışmanlarından biri ise, Pentagon ve Dışişleri’nin Trump’ı vazgeçirmek için büyük baskı yaptığını söyledi.
Chicago’da yaşayan Suriyeli yazar ve analizci Nemrut Suleyman, Trump’ın ani kararlarına dikkat çekerek “Trump’ın ipiyle kimse kuyuya inmez” şeklinde konuştu. Suleyeman “Şu ana kadar Trump yönetiminden 22 kişi istifa etti. Bu George Washington döneminden bugüne Amerika tarihinde hiç rastlanmamış bir şey” dedi.
Diplomatik görüşmeler için Avrupa’da bulunan, Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Eşbaşkanı İlham Ahmed ise Paris’te Eylsee Sarayında Fransız yönetimiyle gerçekleştirdiği bir toplantıdan sonra, Fransa’yı Suriye’nin kuzeyinde uçuşa yasak bölge kurulması için destek sunmaya çağırdı.
Toplantıdan sonra konuştuğumuz Ahmed “DSG kara saldırılarını püskürtme gücüne sahip, bu nedenle siyasi çözümün önü açılması ve Kuzey Suriye’nin hava saldırılarına karşı korunmasının öneminin” altını çizdi. Ahmed, “Bu süreçten sonra siyasi güvenceler, bölgenin istikrarı ve güvenliğini sağlayacak” dedi.
DSM’nin Deyr ez Zor’lu diğer eş başkanı Riyad Dirar ise Fransa’nın ‘uçuşa yasak bölge’ taleplerini desteklediğini söyleyerek şu aktarımı yaptı:
“Fransa destekliyor ama bu yetmez. Fransızların bize cevabı şu oldu: Bunun için büyük olanaklar lazım ve Amerika desteği olmaksızın bunun yapılması zor.” Dirar’a göre uçuşa yasak bölge için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) karar alması gerek.
Dirar “Bölgemizin istikrarına yönelik tehditlerin ortadan kaldırılması ve siyasi diyalogun önü açılması için hareket ediyoruz. Dolayısıyla BMGK’yi bölgenin istikrarını ve güvenliğini korumaya yönelik harekete geçmeye çağırıyoruz” dedi ve ekledi: “Bölge yeni bir savaşı daha kaldıramaz ve böyle bir ihtimal tüm iklimin güvenliğini tehdit edebilir.”
Menbiç Askeri Konseyi Sözcüsü Şervan Derviş ise, “Askeri destekten ziyade siyasi desteğe ihtiayacımız” var diye konuştu.
ABD askeri üslerinde bir değişiklik olmadığını ve Menbiç idari sınırında devriyelerin devam ettiğinin altını çizen Derviş “Konsey olarak Uluslararası Koalisyon’dan uçuşa yasak bölge talep ettik.
Onlar da bu talebi liderlerinin masasına taşıyacaklarını söyledi. Kuzey Suriye hava sahası kapalı olduğu sürece, her türlü kara saldırısından kendimizi koruma imkânımız var” dedi.
Konsey başkanı Mohammed Ebu Adel ise “Savaştan yeni çıkan bu bölgenin, istikrar ve yeniden imar için uluslararası desteğe ihtiyacı var. Sonuçta burada dünya adına bir savaş oldu. Sorumluluğu sadece biz üstlenemeyiz. Ahlaki olarak Koalisyon başta olmak üzere, dünya bundan sorumludur” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Halkımız DAİŞ’e karşı savaşında binlerce can verdi. Bu şehit aileleri istikrarı ve can güvenliğini hak ediyor. Halkımız endişeli. İstikrar dışında başka talepleri yok.”
Türkiye, İran ve Suriye Rejimi kendisini DSG’nin alternatifi olarak sunmaya devam ederken, ABD’de Trump’a karşı tepki de tırmanıyor. Savunma Bakanı Jim Mattis ve ABD Başkanının IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, karara tepki göstererek istifalarını sundu. Amerikan senatoru Lindsey Graham da “Sn. Başkan bir daha hiç dostumuz olmayacak” diye tepki gösterdi.
Öte yandan ‘çekilme planını’ uygulamak için Kuzey Suriye’ye gelen Pentagon heyeti, DSG’ye asker olarak “Doshlfur mevzilerde yalnız bırakıp gitmenin ne anlama geldiğini bildiklerini” söyledi.
Pentagon heyeti, Trump siyasetinden dolayı Amerika halkı adına özürlerini de sundular. Toplantılara katılan DSG’nin üst düzey yetkililerine göre ‘çekilme planı’ haftalar alacak:
“Bu planlar Pentagon’a ve daha sonra Beyaz Saray’a sunulacak. Ancak şu ana kadar çekilmek için doğrudan bir talimat da gelmedi.”
Yine Uluslararası Koalisyon ve Pentagon, Trump’ın kararını bypass etmenin de yollarını araştırıyor. New York Times gazetesine göre IŞİD’e karşı savaşı devam ettirmek ve DSG’ye desteğini sürdürmek için Pentagon Suriye’de yeni bir strateji araştırıyor.
Tüm bu gelişmeleri endişeyle takip eden Kuzey Suriye halkları ise gösteri, miting ve yürüyüşleri düzenleyerek, siyasi çözüm için uluslararası destek istemeyi sürdürüyor. Kobanê ve Menbiç’te halk ABD askeri üslerine yürüdü ve BMGK’den ‘uçuşa yasak bölge’ talep etti.
YPG de halka destek verdi ve Twitter’da yaptığı açıklamada “Türk devletinin saldırılarına karşı milyonlarca insanın can güvenliği için tek güvence uçuşa yasak bölge” dedi.
