Londra merkezli Şarkul Avsat gazetesi, muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne(SOHR) dayandırdığı haberde ABD öncülüğündeki IŞİD Karşıtı Koalisyonun, Rojava'nın Haseke iline bağlı Ayn Divar bölgesine büyük bir askeri üs kurmayı planladığını ve koalisyona ait askeri konvoyların Kürdistan Bölgesi'nden Rojava'ya geçerek bu bölgeye sevkiyat yapıldığını yazdı. Ayn Divar bölgesi, Rojava-Kürdistan Bölgesi ve Türkiye sınırlarının da kesiştiği bölgede, Şırnak’ın Cizre ilçesine birkaç yüz metre uzaklıkta bulunuyor. Ayn Divar civarında Rus askerlerinin de bulunduğu biliniyor.
Cumhuriyet’ten Hüseyin Hayatsever'in haberine göre, uzmanlar ABD'nin kuracağı belirtilen üsle ilgili iddiaları değerlendirdi.
Er: ABD'nin Türkiye'ye "YPG'ye Yönelik Bir Şeyler Yapmayı Planlıyorsan Bunu Yapma" Mesajı Olur
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan emekli Tuğgeneral Ali Er, “Buraya kurulması planlanan üs bir sınır güvenlik üssü mü, eğitim üssü mü, istihbarat üssü mü bilemiyoruz. Fakat art arda olanları gördükçe bu son adımı ABD’nin, Türkiye’ye yönelik bir provokatif adımı olarak değerlendirebiliriz. Sanki ABD, etki odaklı harekât yaklaşımıyla Türkiye’yi köşeye sıkıştırma odaklı hareket ediyor” dedi. Bölgedeki üs planlamasının arkasında ABD’nin Suriye’deki kuvvetlerinden sorumlu Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) olduğunu belirten Er, “Biden yönetiminin göreve başlar başlamaz Ortadoğu’da bu ölçüde taktik seviyede adımlar atmaya dönük kararlar aldığını düşünmüyorum. Bu, Trump döneminde alınıp bugüne kadar belki askıda tutulan kararın bu geçiş sürecinde oldubittiye getirilmesi gibi duruyor. Çünkü bu kararın alınması için şu an bir askeri gerekçe göremiyorum, bu adım siyasi bir adımdır. Bu kararın arkasında politikacılardan çok CENTCOM ve Pentagon’un olduğunu düşünüyorum, çünkü bu normal bir şey değil” diye konuştu.
Ayn Divar bölgesine kurulacak üssün IŞİD’le mücadele gibi bir gerekçesinin olamayacağını, bölgede IŞİD varlığı bulunmadığını da söyleyen Er, “Bu bölge, Irak-Suriye bağlantısını sağlayan yola çok yakın bir bölgedir. Buraya kurulacak bir üs, ABD’nin Türkiye’ye ‘Bu bölgede YPG’ye yönelik bir şeyler yapmayı planlıyorsan bunu yapma’ mesajı olur. Dolayısıyla böyle bir üs askeri olmaktan çok siyasi bir mesaj içerir. Türkiye sınırının dibine kalıcı bir üs kurulmasının askeri tek amacı, Türkiye’yi bu bölgede yapılabilecek olası bir harekâttan caydırmak olabilir” değerlendirmesini yaptı.
ABD’nin bu adımlarının NATO müttefikliği hukuku uyarınca da “kabul edilebilir” olmadığını, NATO anlaşmasının, müttefiklerin “işbirliği ve eşgüdüm” içinde hareket etmesini öngördüğünü anlatan Er, “ABD, Ortadoğu’da NATO şapkasıyla değil, ABD’nin müstakil emperyalist yaşam alanı gözüyle hareket ediyor. ABD, YPG’yi Rusya’nın Suriye’de Esad’la almış olduğu durum üstünlüğünü dengelemek için bir araç olarak kullanıyor, bunu kendileri söylüyorlar. Ancak bu durum, Türkiye’nin ulusal güvenliğine tehdit oluşturmaktadır. Burada çıkarlar çatışıyor." dedi.
ABD’nin YPG'ye yönelik tutumunu Türkiye’nin kabul etmesinin mümkün olmadığını belirten Er, "Şu anda bu adımları boksörlerin maçta birbirlerini yoklama yumrukları gibi görüyorum. Biden’ın iç politikadaki stratejik adımlarını planladıktan sonra sıra Ortadoğu’ya gelince Türkiye’yle de tüm bu meseleler müzakere edilecektir” dedi.
Er, bu hafta yapılan NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nda, NATO’nun Irak’taki varlığını artırma kararı aldığına dikkat çekerek “NATO’nun Irak’taki gücünü artırma kararı aldığı ve bu karara Türkiye’nin karşı çıkmadığı bir konjonktürde ABD sınıra da üs koyar, YPG’yi de destekler. Türkiye’nin PKK ile mücadelesi sürerken Irak’taki NATO güçlerinin 4-5 bine çıkmasına karşı çıkması gerekirdi. Türkiye, maalesef stratejik bir oyun planı kurmadan müstakil olaylara müstakil cevaplar vererek dar bir alana sıkıştırılıyor” ifadelerini kullandı.
Özülker: Ruslar Da Kuracak
Emekli Büyükelçi Uluç Özülker konuyla ilgili Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede Ayn Divar bölgesinde hem ABD’nin hem de Rusya’nın üs kurma planlarının olduğu yönündeki haberlere dikkat çekerek “Rusların da ABD ile anlaştığı ve o bölgede Rusların da üs kurmaya hazırlandığı yönünde haberler geliyor. Sadece ABD değil, Rusların da o bölgeye yönelik adımlar planladığı yönünde teyide muhtaç bilgiler var” dedi.
Türkiye ile ABD arasında Suriye’de YPG’ye verilen destek, S-400 ve F-35’ler meselesi, Fethullah Gülen’in iadesi, Doğu Akdeniz’de Yunanistan’a artan destek, Halkbank davası gibi maddeleri olan “sorunlar yumağı” bulunduğunu belirten Özülker, “Türkiye ile ABD arasında bütün bu sorunlar varken oraya bir üs kurulması, tüm bu sorunlar yumağına bir yenisinin eklenmesi olacak. Orada bir üs kurmanın ne anlamı olduğu, nasıl bir işe yarayacağı da belli değildir. Bu adım, ABD’nin, Türkiye’nin hassasiyetlerini anlama noktasında olmadığını gösteriyor” diye konuştu.
Özülker, Türkiye-ABD ve Türkiye-AB arasında sorunların çözümü için çeşitli seviyelerde görüşmelerin süreceğini belirterek “Türkiye’ye karşı mart ayında yapılacak toplantıda AB’nin yeni açılımlarda bulunabileceğine dair bazı işaretler var. ABD tarafında henüz böyle bir işaret göremiyoruz. Fakat sorunların aşılması için çözüm arayışları olacaktır. Türkiye’nin geri adım atamayacağı birçok mesele var, fakat bazı sorunların çözümü için arayışlar da mevcut. Akar’ın ‘Girit formülü’nü ortaya atması da bu kapsamda düşünülebilir. Sorunların çözümü için ABD’nin de belli noktalarda geri adım atması gerekiyor. Fakat bu tabloda bu üs ne işe yarayacak, ne anlamı var soruları ortada durmaktadır” ifadelerini kullandı.