Türkiye, Batı Kürdistan'da (Rojava) "güvenli bölge" oluşturulması fikrini 2012'den beri gündeme getiriyor. ABD'de bu yılın başına kadar karşılık bulmayan fikir, Trump yönetiminin Suriye'den çekilme kararından sonra daha ciddi şekilde ele alınıyor.
Ancak iki ülkenin "güvenli bölge"den beklentileri ve hedefleri çok farklı. Bu nedenle henüz uzlaşmaya varılamadı.
Peki "güvenli bölge" denilince kim, ne anlıyor? Bugüne kadar hangi aşamalardan geçildi?
Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400'lerin teslimatı başladığında, Washington, bir süredir konuşulan olası yaptırımlarla ilgili açıklama yapmadı, Rojava'da "güvenli bölge"yi gündeme getirdi.
Teslimatın başladığı 12 Temmuz'da Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ı, ABD'li mevkidaşı Mark Esper telefonla aradı. Görüşme sonrası Amerikalı yetkililer Reuters haber ajansına, "ABD'den bir heyetin yakın zamanda Türkiye'ye gideceği ve Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturmak için çalışmaların başlayacağı" bilgisini verdi.
S-400'lerin teslimatı başladığında, Türkiye de Rojava sınırında, "Fırat'ın doğusu" diye adlandırılan, Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) kontrol ettiği bölgenin karşısına askeri yığınak yapmış, yeni birlikler takviye etmişti.
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey başkanlığındaki heyet, Mark Esper'in Hulusi Akar'ı aramasından 10 gün sonra, 22 Temmuz'da Ankara'daydı. Görüşmelerin sonunda Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'li mevkidaşı Mike Pompeo'nun "Biz ekiplerimizi gönderene kadar harekâtı başlatmayın" ricasında bulunduğunu, bu sebeple Fırat'ın doğusunda hazırlıklar tamamlanmasına rağmen operasyonun başlamadığını söyledi.
Ancak ABD'li heyetin önerileri, Türkiye'nin güvenli bölge taleplerini karşılamaktan çok uzaktı. Çavuşoğlu, "ABD'nin getirdiği öneriler bizi tatmin eder düzeyde değil" dedi:
Çavuşoğlu, "Esas bu güvenli bölgenin derinliği, buraları kimin kontrol edeceği konusu ve buradaki PKK/YPG'lilerin tamamen çıkarılması konusu bizim için hassas olan konulardır. Bu 3 konuda henüz bir mutabakat sağlamış değiliz." dedi.
Bu görüşme, Suriye'de savaş başladığından bu yana ABD ile Türkiye arasında "güvenli bölge"nin masaya yatırıldığı onlarca görüşmeden sonuncusuydu.
Ankara, Suriye'deki savaşın başından bu yana hem sığınmacıların yerleştirilmesi hem de "PKK'nın Suriye kolu" olarak kabul ettiği YPG ile arasında bir tampon bölge olması ve sınırlarını korumak için, güvenli bölge talep ediyor. Ancak bu talepleri, bugüne kadar karşılık bulmadı.
Bazı gelişmelerle birlikte zaman zaman gündeme gelen "güvenli bölge"ye Washington sıcak bakmıyor. Bu konu her görüşüldüğünde güvenli bölge yerine "ortak devriye" gibi ön adım sayılabilecek konular konuşuluyor ve somut bir adım atılmıyor.
Washington'ın önceliği, Türk ordusu ile YPG arasında sıcak çatışmayı önlemek
Ankara'daki son toplantı sırasında da, ABD Merkezi Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Kenneth McKenzie, Suriye'nin kuzeyinde YPG'nin öncülüğünde oluşturulan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanlarından Mazlum Kobani ile görüştü, görüntüleri yayımlandı.
McKenzie, bu görüşmenin ardından hâlâ Suriye'deyken verdiği röportajda "Türkiye'nin meşru ulusal güvenlik kaygıları var. Biz, bu meşru güvenlik kaygılarıyla IŞİD'le mücadele arasında denge bulmaya çalışıyoruz. [Türkiye'nin operasyonunun] IŞİD'le mücadele üzerinde bir etkisi olur. Şu an bunu değerlendiriyoruz. Türkiye'nin güneye inmesini gerektirmeyecek şartları oluşturmaya çalışıyoruz. Bunun olmamasını tercih ederiz. Büyükelçi James Jeffrey ve diplomatlar şu an orada, kısa zamanda sonuçlarını göreceğiz" dedi.
Ankara, sahadan verilen tüm bu mesajları dikkatle izliyor ve ikinci kez üst düzeyde masaya getirilen önerileri "oyalama taktiği" olarak görüyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Cuma günü yaptığı konuşmada, "Amerika ile görüşmeler ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın Fırat'ın doğusundaki terör koridorunu paramparça etmekte kararlıyız. Ne gerekiyorsa yapacağız. İzin almaya ihtiyacımız yok" diye konuştu.
Washington'dan yapılan "Operasyonu durdurun, güvenli bölge konuşalım" teklifinin bir benzeri, 2018'in sonunda da gelmişti. Ancak bir ilerleme sağlanamamıştı.