Suriye’deki iç savaşın başından bu yana yoğun bir trafiğe ev sahipliği yapan Lazkiye kentindeki Bassel El Esed ya da bilinen adıyla Himeymim Rus hava üssünde her gün onlarca uçak inip kalkıyor. Üsse 17 Eylül’de Moskova’dan inen uçaklardan biri kimsenin ilgisini çekmese de içindekiler önemli bir görev için gelmişti. Uçak Rus Dışişleri ve Savunma Bakanlığı’ndan sekiz kişilik bir heyeti hava üssüne getirmişti. Heyet üyeleri çantalarında önemli belgelerle geldi.
Al-Monitor’un ulaştığı belgelerden bazıları şu cümlelerle başlıyordu: “Suriye Arap Cumhuriyeti temsilcileri ve Suriyeli Kürt örgütlerinin temsilcileri arasında iyi niyet anlaşması. (...) Suriye çerçevesinde Suriye Kürdistanı’na özel statü verilmesi için siyasi bir karar alma olasılığını görüşme”.
Heyet, Suriye’nin en önemli meselelerinden biri olan Kürt sorununa çözüm bulmak için görevlendirilmişti. Amaç Suriye hükümeti ile Kürt partileri arasında bir “iyi niyet” anlaşması sağlamaktı.
Kürtlerin Orta Doğu’da yaşadığı dört ülkeden biri olan Suriye’de 3 milyona yakın Kürt yaşıyor.
Suriye Kürtlerinin büyük bölümünün kimliksiz olduğu biliniyor. İç savaşa kadar sesleri doğru dürüst çıkmayan Kürtler savaşla birlikte ülkenin geleceğinde söz ve statü sahibi olabilmek için harekete geçti. Türkiye sınırındaki Qamışlo, Kobanê, Afrin gibi başlıca kentler Demokratik Birlik Partisi’nin denetimine girdi. PYD ile PKK’yi aynı çizgide gören Türkiye ise buna itiraz etti. Kimilerine göre Beşar Esad yönetimi hem yeni bir cephe açmamak için hem de Türkiye’ye karşı sınır hattını bilerek Kürtlere terk etmişti. Diğer Kürt örgütlerinin faaliyetlerine izin vermeyen PYD bir süre sonra Qamışlo, Kobani ve Afrin’de kanton tipi özerk yönetim ilan etti. Başta Şam yönetimi olmak üzere kimse bu yönetimleri tanımadı. PYD’nin silahlı kanadı YPG, IŞİD ve diğer radikal İslamcı gruplarla çatışmaya başlayınca dünyanın dikkatini üzerlerine çekti. YPG kantonların arasındaki bölgeleri ele geçirmeye başlayınca bu kez Türkiye sesini yükseltti ve sınırında bir Kürt oluşumuna izin vermeyeceğini duyurdu.
Bu gelişmeler yaşanırken, Kürtler, Suriye’deki soruna çözüm bulmak için İsviçre’nin Cenevre kentinde üçüncü kez düzenlenen konferansa güçlü bir katılım sağlayamadı. Ancak son aylarda Batı radikal İslamcı gruplara karşı savaşan YPG’ye silah desteği vermeye başladı. Kürtlerin sahnedeki en önemli temsilcisi olarak görülen PYD’ye verilen siyasi destek de gittikçe arttı.
Sahadaki savaşın en önemli aktörlerinden olan Kürtler bazen Amerika’ya bazen ise Rusya’ya yaklaştılar. İşte bu son olay da Rusya ile yakınlaşmanın önemli örneklerindendi. Ancak bu kez yakınlaşma hamlesi Kürtlerden değil Ruslardan geldi. Himeymim üssüne gelen Rus yetkililerin amacı Suriye’deki Kürtlerle rejimin arasını bulmaktı.
Toplantıya Suriye Kürtleri Demokratik Sol partisi, Suriye Kürtleri Demokratik Partisi, Suriye Kürtleri Sol Partisi, Cezire, Kobani ve Afrin kantonlarının yöneticileri ile PYD’ye yakın siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarını bünyesinde barındıran Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) katıldı. Toplantıya katılanlardan Suriye Kürtleri Demokratik Sol Partisi Genel Sekreteri Salih Gedo Rus heyetin beraberinde yazılı belgeler getirdiğini söyledi.
Al-Monitor’a konuşan Gedo toplantıya ilk etapta yönetimden bir katılım olmadığını ancak daha sonra Şam’dan bir heyetin de geldiğini belirterek şu bilgileri verdi: “Başta Ruslarla toplantı yaptık, Moskova’dan gelmişlerdi. Daha sonra rejimden de bir heyet geldi. Onlar da bize katıldı. Ruslar bir belge hazırlamışlardı. Maddeleri Kürtlerin çıkarınaydı. Suriye’de federalizm olsun istiyorlardı. Kürtlerin hakkının verilmesini içeriyordu. Biz hepsini kabul ettik hatta bazı eklemeler yaptık.”
Peki Rusların hazırladığı anlaşma metninde neler vardı? Gedo anlaşmanın beş maddeden oluştuğunu ve Kürt tarafının da iki madde eklediğini belirterek şöyle devam etti “Suriye federal bir devlet olacak. Suriye’nin bir devlet olmasını öneriyor. Tam bizim istediğimiz gibi. Suriye’nin Suriye Arap Cumhuriyeti olan adı Suriye Demokratik Cumhuriyeti olacak. Yani Arap kalmasın. YPG ve Asayiş ve özerk yönetimler, bunlar bölgenin doğal yapılarıdır, Suriye halklarını savunuyor ve desteklenmeli. Suriye’de Kürtlerin haklarına, medeni ülkelerdeki gibi resmi bir yolla saygılı olunmalı. Suriye anayasası değiştirilerek kapsayıcı yeni bir anayasa hazırlanmalı. Bu anayasa, üzerinde tartışılan bu maddeleri kapsamalı.”
Gedo Kürt tarafının eklediği maddeleri de şöyle sıraladı: “Bunlardan biri Cezire bölgesinde 40 yılı aşkın süredir oluşturulan Arap kemeri meselesi. Arapların yerleştirildiği köyler var. Bu sorunun barışçıl olarak çözülmesini istiyoruz. Kürtlerin topraklarının geri verilmesini istiyoruz. Zarar gören Kürtler meselesi var. Zarar gören Kürtlerin zararları karşılanmalı, sorunlarına çözüm aranmalı.”
Rus tarafının hazırladığı metnin tarafların ilişkilerini düzenleyen üçüncü maddesi ise şu: “Gerektiğinde Rusya Federasyonu temsilcilerinin huzurunda taraflar arasında yapılacak ortak toplantıların devamlılığının sağlanması, atanan delegeler arasında toplantı oluşturulması, taraflarca kabul edilen ortak diğer çalışmalar.”
Metinde taraflar arasındaki uzlaşmazlıkların çözümü için ise şu formül öneriliyor: “Uygulama veya anlaşma öğelerine ilişkin iki taraf arasındaki ihtilaflar iki taraf arasındaki görüşmeler yoluyla çözümlenir. İhtilaflar uluslararası mahkemelere taşınmaz.”
Ancak rejim heyetinin bu anlaşmayı kabul etmediğini ifade eden Gebo şöyle devam etti: “Bunun Suriye’nin parçalanması anlamına geleceğini söylediler. Özerk yönetimle ilgili diyalog kurabiliriz ama bunlarla ilgili diyalog kuramayız. Bu nedenle bir sonuca ulaşamadık. Ruslara hazır olduğumuzu söyledik, ‘Rusların ve Amerika’nın yardımıyla diyalog olacaksa biz hazırız’ dedik.”
Öte yandan, Rus tarafının plandan vazgeçmediğini vurgulayan Gebo Moskova’nın Şam yönetimiyle görüşmeyi sürdüreceğini söyledi.
Peki Türkiye bu toplantıya ve Rusların Kürtlere verdiği açık desteğe niçin sessiz kaldı? Himeymim’deki toplantıya katılan bir diğer Kürt yetkili bu konuya ilişkin şöyle dedi: “Türkler elbette toplantının gündemine vakıflar. Suriye rejiminin, Rusların Kürtlere özerklik verme planını kabul etmeyeceğini biliyorlar. Ankara hayata geçme olasılığı olmayan bir plana tepki göstererek niçin Moskova’yı karşısına alsın?”