TEV-DEM: 'Suriye'yi Parçalayarak değil, birleştirerek özgürlüğe yürüyoruz’

Verdiğimiz büyük emek ve şehitlerimizin büyük fedakarlıkları, halkların kardeşliği projesini geliştirmek ve her şehirde, her köyde hakikati gözler önüne sermek içindi. Bu yaklaşım, “şovenist iktidarın hükmünün sona erdiğine” olan inacın göstergesidir. Bizim siyasi düşüncemizde parçalama gelişme değildir, ilerleme değildir. Bizim düşüncemizde parçalama, halklara barış, kalkınma ve gelişme getirmeyecek, aksine; gerilemeyi ve dağılmayı ve giderek iç savaş ve boğazlaşmayı getirecektir. Birlikte özgür ve ortak yaşam ruhu ile birlik olmanın gönül bağları ile özgürlüğe yürüyeceğiz.”

08.12.2015, Sal - 12:56

TEV-DEM:  'Suriye'yi  Parçalayarak değil, birleştirerek özgürlüğe yürüyoruz’
Haberi Paylaş

Suriye’de kritik bir eşikte olduklarını ifade eden TEV DEM Yürütme Kurulu üyesi Aldar Xelîl, ya halklar arasında özgür ve ortak bir yaşam inşa edileceğini ya da yıkımın büyüyerek devam edeceğini belirterek “bu kongreyle birlikte parçalayarak değil, birleştirerek özgürlüğe yürüyeceğiz’ dedi.

Bugün Dêrik kentinde Suriyeli muhalif siyasi, toplumsal ve askeri örgütlerden 103 delegenin katılımıyla başlayan Demokratik Suriye Kongresi devam ediyor.

Rojava kantonları Genel Koordinasyonu adına Kongrenin açılışını yapan Cizîr kantonu Yürütme Meclisi Başkanı Ekrem Hiso’dan sonra Kongre Hazırlık Komitesi ve TEV DEM Yürütme Kurulu üyesi Aldar Xelîl söz aldı.

Hepimiz ulusal yurtseverlik görevimizin bilincindeyiz

Bugün Suriye krizine çözüm bulmak için geniş bir demokratik siyasi cephe kurmaya dönük ilk adımı attıklarını söyleyerek sözlerine başlayan Aldar Xelîl, buradaki tüm katılımcıların ulusal yurtseverlik görevlerinin bilincinde olduklarını belirtti.

Xelîl, bu kongrenin Suriye krizine en iyi çözümü bulmak kararlılığıyla başarılı bir şekilde sonuçlanacağına ve bu uğurda canlarını feda eden şehitlere layık olacağına inandıklarını belirtti.

Bizi bir araya getiren ortak ruh ve kollektif emektir

Bu tarihi buluşmanın birleşik kolektif emeğin ürünü olduğunu söyleyen Aldar Xelîl, “Bu kongrenin Hazırlık Komitesinin bir üyesi olarak bu yönlü girişim ve çabaların yakından tanığıyım. Bu ortak ruh kolektif emek olmadan şimdi burada olamayacaktık” dedi.

Önümüzde iki seçenek var: Ya ortak yaşam ya büyük yıkım

Aldar Xelîl konuşmasına şöyle devam etti: Ortadoğu çok derin bir kriz yaşamaktadır. Özellikle ükemiz Suriye’de bu kriz çok daha tahripkar biçimde derinleşerek sürmektedir. Bu kriz çok tehlikeli bir yola doğru ilerlemektedir. Ya Suriye’de yaşayan halklar arasında özgür birlikteliğe dayalı ortak yaşamı koruyup geliştireceğiz, ya da ülkede şu ankinden çok daha büyük bir yıkım olacak.

Cephelerde savaşçılarımızın kanları birbirine karıştı

Suriye devriminde Arap, Kürt, Süryani, Asuri, Türkmen, Ermeni ve diğer tüm halklar, inançlar, dinler ve mezhepler tarih boyunca ülkelerini savunmak ve birliklerini güvenceye almak için büyük bedeller ödediler. Acılarını ve sevinçlerini ortak yaşadılar; iyi günde kötü günde birlikte oldular. Bugün de halklarımız her türden yeni işgalcilik biçim ve yöntemlerine karşı el ele verip mücadele etmektedirler. Katı merkeziyetçi Baas rejimine karşı mücadeleden DAIŞ, El-Nusra vb çete gruplarına karşı yürütülen savaşa kadar her alanda bu duruşunu sergilemiş, büyük direniş göstermiştir. Bütün direniş cephelerinde savaşçılarımızın kanları birbirine karışmış ve adeta tüm dünya için yürütülen bir onur mücadelesine dönüşmüştür.”

Demokratik modernite cephesiyle terör cephesinin savaşı

Rojava ve Suriye halkının yürüttüğü direnişin büyük bir gurur ve onur kaynağı olduğunu vurgulayan Xelîl, “Hiçbir zaman zalimlere boyun eğmedik. Bu direnişimiz tüm insanlık adına yürütülmüştür. Demokratik Modernite cephesi adına terör canavarlarına karşı yürütülen bir direniş olmuştur. Tüm bunlar halkların kardeşliğini, özgür birlikteliğe dayalı ortak yaşamını esas alan ve özgür ve demokratik bir yaşam inşasını amaç edinen devrimimizin dayandığı “Üçüncü Çizgi” temelinde gerçekleşmiştir” dedi.

Demokratik federal suriye için demokratik ve şeffaf diyalog

Suriye’nin coğrafi, etnik ve kültürel çoğulculuğunun ortaya çıkardığı gerçeklik temelinde önümüzde duran tek çözüm seçeneği kendi irademize ve özgücümüze dayalı özyönetimdir. Bizler demokratik, çağdaş ve federal bir Suriye’nin ancak demokratik ve şeffaf diyalog ve görüşme yöntemiyle gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bu inancımız sivil topluma ve uluslararası yasalarla belirlenen meşru insan hakları ile halkların kendi kaderlerini tayin hakkına dayanmaktadır.”

Xelil, Rojava devrim kazanımlarına ilişkin ise şunları söyledi: “Geride kalan üç yıl içerisinde birçok kazanımı elde ettik. Bölgede yaşayan halkların ortak yaşam modelini geliştirdik. Demokratik özerk yönetim içerisinde iç barışımızı koruduk. Rojava’ya ve özerk yönetime yönelik tüm şiddetli saldırılara karşı, kısıtlı imkanlar ve tecrübesizliğe rağmen özgürlükteki ısrarımızı sürdürdük. Kültür, sanat, siyaset ve sosyal alanda demokratik ve özgürlükçü çok bir yönlü düşüncenin önünü açtık.

Parçalayarak değil birleştirerek özgürlüğe yürüyeceğiz

Verdiğimiz büyük emek ve şehitlerimizin büyük fedakarlıkları, halkların kardeşliği projesini geliştirmek ve her şehirde, her köyde hakikati gözler önüne sermek içindi. Bu yaklaşım, “şovenist iktidarın hükmünün sona erdiğine” olan inacın göstergesidir. Bizim siyasi düşüncemizde parçalama gelişme değildir, ilerleme değildir. Bizim düşüncemizde parçalama, halklara barış, kalkınma ve gelişme getirmeyecek, aksine; gerilemeyi ve dağılmayı ve giderek iç savaş ve boğazlaşmayı getirecektir. Birlikte özgür ve ortak yaşam ruhu ile birlik olmanın gönül bağları ile özgürlüğe yürüyeceğiz.”

Anha
Bu haber toplam: 4117 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:02:30:32
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x