Kürt nüfusun yoğun yaşadığı Batı Kürdistan'ın Afrin kentinde binlerce kişi protesto yürüyüşü düzenledi geçtiğimiz günlerde.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ise harekatın Menbic ve İdlib’e de uzanacağını söylüyor. Operasyon uzadıkça tablo da ağırlaşıyor. Sivil kayıpların yanı sıra askeri düzey de de kayıplar söz konusu. Önceki gün düşürülen Türkiye helikopterinde 11 asker hayatını kaybetti.
Emekli Büyükelçi Oğuz Demiralp, T24’te kaleme aldığı yazısında, “Suriye adeta yanıyor. Bu ulusun, halkın çocukları, hepimizin evlâtları. Zayiat denilen şey, insan hayatı....Umarız, silahlı kuvvetlerimiz daha fazla şehit vermeden misyonlarını tamamlar” görüşünü dile getiriyor.
Uluslararası basında, Türkiye’nin İdlip için, Rusya ile Suriye’nin de Afrin için karşılıklı izin verdikleri iddiasının gündeme geldiğini hatırlatıor Demiralp ve ekliyor:
“Saf olmayalım: Rusya’nın da, Esad’ın da PYD / YPG ile temasları sürüyor. Anlaşılan, PYD /YPG Afrin’i Esad’a devrederse , bize, bir ölçüde zarar verildikten sonra dönüp, ‘Artık ilerlemeyin’ diyecekler.”
İsrail ile Suriye ve İran arasında çıkan çatışmaların da ciddi endişe sebebi olduğuna dikkat çeken Demiralp, “Bu iş büyürse, hareketlenmeye zaten başlayan ABD daha aktif hale gelir. Rusya da sıkışır. İsrail, İran’a saldırmaya dünden hazır. Suudi Arabistan da hasretle o anı bekliyor” diyerek “dünyayı bitirecek” bir ihtimalden söz ediyor.
Suriye’de “ideal senaryo”yu ise şöyle açıklıyor emekli büyükelçi:
“Hemen genel bir ateşkes sağlanması, bütün aktörlerin masa başına otururarak yeni anayasayı yazmaya başlamaları, bizim açımızdan da barış müzakereleri bitene kadar Afrin’i Rusların, Menbic’i de ABD’nin, oraları bütün silahlı unsurlardan arındırarak ve bize güvenlik garantileri vererek kontrol etmeleridir.”
Ancak bu önerisinin hemen ardından bir şerh düşüyor Demiralp. “Çizdiğim bu tablo bir hayal ürünü. Gerçekte durum vahim!” diyor.
