Kürd/Kürdistan sorunu her şeyden önce siyasal bir sorundur.
Bütün bunlar, zihniyetin değişmesi ile ilgili sorunlardır. Zihniyet ise, Kürdlerin bir statü elde etmelerini engellemek için, el Kaide’ye, el Nusra’ya yardım edilmesinde sınır kapılarının Kürdlere kapatılmasında, el Kaide’ye, el Nusra’ya açılmasında kendini göstermektedir. Zihniyet ise kolay kolay değişmez. Başbakan’ın, Filistinli Araplara karşı gösterdiği duyarlılıkla, Kürdlere gösterilen muamelenin irdelenmesi, zihniyet sorununu açıkça ortaya koymaktadır.
Anadilinde eğitime özel okullarda izin verilmektedir. Özel okulların paralı olduğu bilinmektedir. Yoksul Kürdlerin, savaş sürecinde daha da yoksullaştırılmış Kürdlerin, para ödeyerek çocuklarını özel okullara gönderemeyecekleri açıktır. Bir insanın para ödeyerek, kendi dili ile eğitim yapması ayrıca bir garabettir. Anadilinde eğitim, çok dilli bir eğitimdir. Çocuklar, Kürdçe eğitimi dışında, Türkçe, İngilizce gibi diller de öğreneceklerdir.
Hükümetin, Başbakan’ın, “savaş dursun, siyasete yol verilsin, siyasetin önü açılsın…” şeklinde bir söylemi var. On bine yakın KCK’linin cezaevlerinde tutulduğu bir yerde bu, içi boş bir söylemdir. Siyaseti kim yapacak? Seçilmiş milletvekillerinin, seçilmiş belediye başkanlarının, belediye meclisi, il genel meclisi üyelerinin, cezaevlerinde tutulduğu bir yerde, siyasetin önü nasıl açılacaktır? Bütün bunlar, zihniyet sorunuyla ilgilidir. Bu da olumlu bir durumu yansıtmamaktadır. Rojava ile Kuzey Kürdistan arasında duvar örülmesi, Rojava’ya insani yardım yollarının kapatılması Kürdler ile savaşan el Kaide’ye, Irak-Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) sınırsız destek, zihniyetin nasıl bir zihniyet olduğunu göstermektedir. Belirleyici, yönlendirici olan zihniyettir. Paketlerin, bu olumsuz durumu gizleyici, örtücü bir işlevi vardır.
Güney Kürdistan’la iyi ilişkiler içinde olmaya çalışan hükümet, Kuzey Kürdistan’la ve Batı Kürdistan’la Rojava’yla da iyi ilişkiler kurmanın Kürdistan Bölgesel Yönetimi’yle birlikte, böyle bir politika geliştirmenin yolunu bulmalıdır.