Al Jazeera’da Gonca Şenay imzasıyla yayınlanan ‘HDP’de hesaplaşma zamanı’ başlıklı bir yazıda, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Erdoğan seviciler” sözlerinin partide uzun zamandır yaşanan, geleneksel Kürt siyasi hareketi çizgisiyle HDP ile bünyeye giren yeni sol siyasetin çatışmasından kaynaklanan bir tartışmanın su yüzüne çıkmasını sağladığı dile getirildi.
HDP ile birlikte “Kürt hareketi” odaklı siyaset yapmak yerine ülkedeki tüm kesimlerin haklarının savunulduğu bir siyaset çizgisine geçişin yaşandığı ve bunun için Kürt hareketine yeni bileşenler eklendiğinin hatırlatıldığı haberde, geleneksel Kürt siyasi hareketi çizgisini temsil eden isimlerin aşama aşama parti yönetim organlarından ve sonra da milletvekili listelerinden çıkarıldığına dikkat çekildi.
İki dönem kuralının da bu değişime yardımcı olduğuna atıfta bulunulan haberde Ahmet Türk, Sırrı Sakık gibi isimlerin belediye başkanı olarak Aysel Tuğluk, Hasip Kaplan gibi kamuoyunun yakından tanıdığı isimler ise iki dönem kuralı gerekçe gösterilerek aday gösterilmediği, bu çizgiden milletvekili listesinde kalan tek ismin Leyla Zana olduğu belirtildi.
İki grup var
Haberde, Selahattin Demirtaş’ın bir grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben söylediği “Seni başkan yaptırmayacağız” sözleri üzerine inşa edilen 7 Haziran seçimlerinde alınan yüzde 13 oranındaki oyun “yeni siyasetin başarısı” olarak yorumlandığı, ancak çözüm süreci rafa kalktıktan sonra başlayan çatışmaların gölgesinde girilen 1 Kasım seçim sonuçlarının sorumluluğunun ise partide bir kesim tarafından “yeni siyasetin başarısızlığı” olarak nitelendiğine vurguda bulunuluyor.
Ocak ayında yapılacak kongreye ve öncesinde Aralık ayında yapılacak konferansa hazırlanan HDP içinde net olarak iki farklı grubun göze çarptığına vurguda bulunulan haberde, konferans ve kongre sürecinin bu grupların hesaplaşmasına sahne olacağı ileri sürüldü.
Parti yetkililerinin bir çoğunun bu gruplaşma üzerine konuşmak istemediğine dikkat çekilen haberde, isim vermeden yapılan değerlendirmelerin ise “bir gerilim hattı” ve “bir görüş ayrılığı” şeklinde nitelendirmelerle sınırlandığı dile getiriliyor.
“Gerilim, ayrışma” adını koyanlar
HDP içindeki duruma “gerilim, ayrışma” adını koyanların “Kürt sorunun çözümü başta olmak üzere bir çok başlıkta hükümet ile ve dolayısıyla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile uzlaşı arayanlar” olarak tanımlandığına dikkat çekilen haberde, Demirtaş’ın “Erdoğan seviciler” çıkışının nedeninin “Uzlaşı arayan gruba karşı diğer grupların sesini duyurma” olarak ifade ediliyor.
Bu grubun, “Türkiye’de yönetim sistemi mutlaka değişmeli” söylemi üzerinden başkanlık sisteminin de tartışılabileceğini savunanlar olduğunun dile getirildiği haberde, isim kullanılmadan grupta bulunan kişilerin “hendeklerden rahatsız olanlar ve bu rahatsızlıklarını dile getirenler” olarak işaret ediliyor.
Radikal demokrasi ile sınıf ve kimlik mücadelesinin birleştirilmesini savunan solcu kesim ise net olarak başkanlık sistemine karşı olanlardan oluştuğunun dile getirildiği haberde, bu isimlerin artık Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ya da hükümet ile üzerinde konuşulacak bir başlık kalmadığı görüşünde olduğu belirtiliyor.
