1965 yılı baharında görüşmeleri başlayan Partiya Demokrata Kurdistana Tirkîye (PDKT – Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi – TKDP) 11. Temmuz 1965 yılında ülkemizin kalbi Diyarbakır’da kuruldu.
1938 Dersim katliamı sonrası ülkemizde siyasal durgunluk hakimdir. Devletin sistemli bir şekilde uyguladığı baskı, zulüm, red ve inkar politikası halkımızı etkilemişti. Irak’ta general Abdulkerim Kasım Temmuz askeri darbesi ile yönetime elkoymuştu. Sovyetler Birliği sürgününden ülkeye dönen efsanevi liderimiz Mella Mustafa Barzani’nin başkanı olduğu Kürdistan Demokrat Partisi 1962’de silahlı Eylül direnişi ile özgürlük mücadelesinin fitilini ateşlemişti. Kürt öğrenci ve aydınları 1959 da (49’lar olayı) İstanbul’da tutuklanmıştı. 1960 askeri darbesinde 485 Kürt toplumunun önde gelenleri Sivas kampında toplanmış bunlardan 55 kişi batı illerinde sürgüne gönderilmişti. Kürdistan’ın diğer üç parçasında Kürdistan ulusal örgütleri vardı. İşte Kuzey de 1938 Dersim Kıyamı sonrası 11.Temmuz 1965’te kurulan partimiz siyaset sahnesinde yerini alan ilk Kürdistani milli siyasi parti oldu. Kuzey’de ayrı örgütlenmenin gerekliliğini gündemleştiren ulusal ve demokratik hakları savunan merkez demokrat parti niteliğinde idi PDK-Bakur.
Partimiz kuruluşunun birinci yılını tamamlamadan devletin derin güçleri siyasi bir suikast sonucu başkanımız avukat Faik Bucak’ı katletti. Sonra partimizin yeni lideri Sait Elçi 1967’de sürgüne gönderildi. Bütün bu olumsuzluklara rağmen partimiz Antalya mahkemesine kadar (Ocak 1968 Diyarbakır tutuklaması, 5 gün MİT’te işkence eşliğinde sorgulanma, sonra 70 gün Diyarbakır Cezaevi, Dosya No: 1968/235) Diyarbakır, Farqîn, Batman, Botan, Sason, Garzan, Baykan, Bitlis, Siirt, Tatvan, Muş, Bulanık, Lice, Patnos, Van, Hizan, Siverek, Cizre, Nusaybin ve Kızıltepe alanlarına yayıldı. Ankara ve Avrupa’da temsilciler belirledi.
Haziran 1971’de Genel Sekreterimiz Said Elçi, Mihamedê Bege ile birlikte tuzağa düşürülerek siyasi bir suikast sonucu şehit edildi. Bu partimize vurulan ikinci darbe idi. Sonraki dönemlerde partimiz çok inişli ve çıkışlı süreçler geçirdi. Ancak parti Rebaza Barzani’den hiçbir zaman taviz vermedi ve sapmadı. Kürdistani görev ve sorumluluklarının bilinci ile hareket etti. “Eğer bu iki partinin (partimiz ve Suriye KDP’si kastediliyor. BN) sundukları büyük destek olmasaydı 1976 Gûlan (Mayıs) ayaklanmasını sürdürmek mümkün olmayacaktı. Bu iki partiye borçlu olduğumuzu belirtmek isterim. Bu her zaman hatırlanacak ve şükranla anılacak baki bir borçtur.” (Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi II, Mesut Barzani, Doz Yayınları, İkinci Baskı Mayıs 2005)
1977 – 1980 arası partimiz ikinci bir kriz ile karşı karşıya kaldı. Bu dönemde Botan bölgesinin, Kürdistan’ın, partimizin yüzakı yiğit insan Ramazanê Haşim ve oğlu alçakça katledildi. 1980 sonrası yeniden örgütlenmeye başlayan partimiz genel ulusal Kürdistani çıkarları göz önüne alarak kimi zamanlar zor kararlar vermek zorunda kaldı.
50. Yılında yukarıda detaylandırmadığımız olay ve saldırılara rağmen partimiz, arzu edlilen noktada olmamasına rağmen ayaktadır, 10 kez Kongresini toplamış ve 11. İncisini toplama hazırlığı içindedir. PDK-Bakur halkımızın geleceği konusunda iddialıdır. Ülkemizde mutlaka söz sahibi olacak, iktidarı paylaşacak ve gerçekçi siyaset ile adım adım hedefe yürümeye devam edecektir.
Milli ve demokrat bir partiyiz. Modern ve halkımızın değer yargılarını sahiplenen partimiz yasal, açık ve meşru çalışma yöntemi benimsiyor ve çok partili demokratik sistemi esas alıyor.
Kuzey Kürdistan’da siyasetin normalleşmesi için şiddetten arındırılmalı ve korunmalıdır. Kürd halkının ihtiyacı olan sivil, demokratik ve barışçıl mücadele biçimi halkımızın istem ve talepleri için gerekli koşulları ortaya çıkaracaktır. Siyasal ve örgütsel çalışmalarda zor ve şiddeti tümden red eder ve bunu hiçbir gerekçe ile kabul etmez.
Güney’de şimdi Bağımsızlık zamanıdır
Güney Kürdistan’daki kazanımları ve Bölgesel Yönetimi’ni tarihi ve ulusal bir kazanım olarak görüyoruz. DAEŞ saldırıları sonrası Başkan Barzani’nin istikrarlı ve kararlı politikası, Peşmerge güçlerinin kahramanlığı, uluslar arası destek ve halkımızın insanlık, demokrasi ve özgürlükler için verdiği mücadele tüm dünyanın takdirini kazandı. DAEŞ saldırısı sonrası Kürdistan’ı koruyamayan Bağdat yönetimi Kürdistan halkı açısından meşruiyetini uluslar arası normlara göre kaybetmiştir.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin gündemleştirdiği Güney’de şimdi bağımsızlık zamanıdır. Bunun ulusal ve uluslar arası siyasette güvencesi başkan Mesut Barzani’dir. Tam da bu dönemde parlamentoya yansıyan dış güdümlü yapay Başkan’lık yasası tartışmalarını ve İran’ın kaba müdahalesi kabul edilemez. Güney’in siyasi güçlerini dar örgütsel kalıplarda değil, geniş bir ulusal perspektivde düşünmeye ve tavır almaya çağırıyoruz.
Suriye Kürdistan’ının başarısı Kürd davası ve demokrasi için önemlidir. Tekçi anlayıştan sıyrılarak, ulusal siyaset, birlik ve kardeşlik zamanıdır. Rojavalı Peşmergeler ile YPG/YPJ gerillalarını halkımız omuz omuza vatan savunmasında görmek istiyor!
Doğu Kürdistan halkı ve dağları Peşmergelerini yeniden kucakladı, bunu selamlıyor ve İran rejiminin idamları derhal durdurmasını talep ediyoruz.
PDK-Bakur, Ölümsüz Barzani’nin Yolunda Çağdaş, Demokrat, Yurtsever ve Modern bir Parti‘dir
PDK-Bakur, Kürd yurtseverliğinin ve Kürdistani olmanın çatısıdır. Bu çatı altında tüm Kürdistanlı’lara saflarımız açıktır. Birlikte halkımıza hizmet etmeye hazırız.
1965 yılında kurulan partimizin uzun bir mücadele tarihi ve misyonu vardır. Partimiz ulusal demokratik harekette önemli bir yere sahiptir. Halkımızı partimizin saflarında toplanmaya ve mücadele etmeye çağırıyoruz.
50 yıl münasebeti ile önderlerimiz Şehid Faik Bucak, Sait Elçi, Ramazanê Haşim, Hacı Suphî ve merhum Liceli Fehmi Bilal, Ömer Turan, Hatip Demiralp, Hemreş Reşo, Mehmet Ali Dinler, Şerafettin Elçi’yi rahmet ve saygı ile anıyoruz. Allahın rahmeti tüm Kürdistan şehitlerinin ve kaybettiğimiz dava arkadaşlarımızın üzerinde olsun.
PDK-Bakur, Amed 11.07.2015