Diyarbakır’ın 8 bin yıllık tarihli Hevsel Bahçeleri’nde yaşanan tahribatlara ilişkin rapor hazırlandı. Hazırlanan raporda, Hevsel Bahçeleri’nin yaşanan tahribatlar nedeniyle bahçe olma özelliğini kaybetme riski altında olduğu belirtilerek, önlem alınması için çağrı yapıldı.
Sertaç Kayar’ın Sputnik’te yer alan haberinde Hevsel Bahçeleri’nde yaşanan tahribat ile ilgili raporu ele aldı.
Diyarbakır’ın 8 bin yıllık tarihi olan ve Asur tabletlerine konu olan Hevsel Bahçeleri’nde yaşanan tahribat ile ilgili rapor hazırlandı. TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, Ekoloji Derneği ve Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu tarafından hazırlanan raporda UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan Hevsel Bahçeleri’nde yaşanan tahribata dikkat çekildi. Paylaşılan rapora kentteki çok sayıda sivil toplum örgütü, siyasi parti ve sendikalar da destek verdi.
‘Dünyada bahçe kültürünü sürdüren nadir bir hafıza mekanıdır’
Hazırlanan raporu açıklayan Abdussamed Ucaman, Hevsel Bahçeleri’nin binlerce yıl kesintisiz bir biçimde tarımsal üretim alanı olduğunu ve onlarca medeniyete ev sahipliği yaparak Suriçi Kentsel Sit alanındaki kültürel oluşumları beslediğini söyledi. Ucaman “Dünyada bahçe kültürünü sürdüren nadir bir hafıza mekanıdır. Bin yılların bilge tarım hafızasının ilk tohumlarının atıldığı, şekillendiği ve biriken tecrübenin sonraki kuşaklara aktarıldığı kadim alan olmanın yanı sıra günümüzde de insanlığın kendi doğasına yabancılaşmasını engelleyen, kentin sosyal ve kültürel yaşamını şekillendiren ve geliştiren, özellikle de dar gelirli ailelerin gündelik hayatını ekonomik açıdan rahatlatan bir alan olarak önemlidir. Ayrıca endemik floraya sahip, çevresinde oluşan faunanın da aynı şekilde sürekliliğini koruduğu ekolojik bir lokasyon olarak değerlendirilmektedir” dedi.
'On Gözlü Köprü ve çevresi tamamen işgal edilmiş ve bu işgal Hevsel Bahçeleri içine yayılmıştır'
Koruma altında olmasına rağmen Hevsel Bahçeleri’nde onarılamaz tahribatlar yaşandığını ifade eden Ucaman “Kayyım atamaları ile birlikte bütün mevzuatlar bir kenara itilmiş ve suç teşkil eden uygulamalara başlanmıştır. Tarihi Suriçi’nde 6 mahallede binlerce yapı yıkılarak neredeyse alanın tamamı insansızlaştırılmış, tescilli ve tescile değer onlarca yapı yok edilmiş, Bölge Koruma Kurulu onayı olmadan surlar ile Hevsel Bahçeleri arasında millet bahçesi, On Gözlü Köprü etrafında çevre düzenlemesi, DSİ tarafından nehir yatağını bozmak suretiyle taş tahkimatları yapılmıştır. Taş tahkimatları ve çevre düzenlemesi başta olmak üzere bütün aykırılıklara karşı davalar açılmıştır. DSİ tarafından yapılan tahkimat daha sonra durdurulmuş, On Gözlü Köprü çevre düzenlemesinin aykırılıkları mahkeme kararıyla onaylanmış ve düzenleme kaçak duruma düşmüştür. Tarihi On Gözlü Köprü ve çevresi tamamen işgal edilmiş ve bu işgal Hevsel Bahçeleri içine yayılmıştır” şeklinde konuştu.
'Her türlü müdahaleden kaçınılmalı'
Ucaman konu ile ilgili şu talepleri dile getirdi:
“Hevsel Bahçeleri ve ekolojik çevresi, Dicle Nehri, tarihi surlar ve Suriçi Kentsel Sit Alanında hukuki normların işletilerek alanların derhal koruma altına alınmasını, tarihsel, kültürel ve doğal yapısına zarar veren her türlü müdahaleden kaçınılmasını talep ediyoruz. Halkımızı bu kültürel ve doğal miras alanlarını korumaya dair daha duyarlı olmaya çağırıyor, ilgili kamu kurumlarına ve görevlilerine yasal sorumluluklarını bir kez daha hatırlatıyoruz.”
‘Hevsel, bahçe olma özelliğini kaybediyor’
Ardından sunum yapan akademisyen Dr. Zeki Kanay, Hevsel Bahçeleri’nin tarihteki önemine dikkat çekerek, bu bahçelerin her geçen gün özgün yapısından uzaklaştırıldığını söyledi. Kanay “Fitoplankton ve bitkiler olmak üzere 607 fılor türü, omurgasız (352 tür), balık (27 tür), amfibiler (3 tür), sürüngenler (15 tür), kuşlar (215 tür), ve memeliler (23 tür) olmak üzere 635 tür kaydedilmiştir. Ancak bu tür zenginliği yaşanan tahribatlar nedeniyle her geçen gün azalmaktadır. Parça parça ve etrafı ağaçlarla çevrili tarlalar giderek yok oluyor ve tek çeşit bir alana dönüşüyor. Mısır ekimi giderek yaygınlaşıyor ve bu hem canlı türlerini hem de Hevsel’in bahçe olma özelliğini yok ediyor” dedi.
Hazırlanan raporun Kültür Bakanlığı ve UNESCO ile de paylaşılacağı belirtildi.