COP21 İklim Konferansı öncesi birçok ülke iklim yürüyüşlerine sahne oluyor. İklim değişikliklerinden en çok etkilenecek ülkelerden Filipinler’in başkenti Manila’da gerçekleşen gösterilere binlerce kişi katıldığı bildiriliyor.
Terör saldırılarının şokunu henüz üzerinden atamayan Paris bugün iklim zirvesine ev sahipliği yapıyor. 21. Dünya İklim Konferansı’na 100’den fazla devlet ve hükümet başkanı katılıyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande\'ın ifadeleriyle iklim konferansında gündem “gezegenin geleceği”. O nedenle düzenlenmiş olması yetmiyor, zirvede bir “umut ve dayanışma işareti” verilmesi de son derece önemli. 21. Dünya İklim Konferansı\'na katılacak 100\'den fazla devlet başkanı arasında ABD Başkanı Barack Obama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de bulunuyor.
Konferansın hedefi tüm ülkeleri iklime zarar veren sera gazlarının emisyonunu azaltmakla yükümlü kılan bir anlaşmaya ulaşılması. Şu anda geçerli olan 1997 tarihli Kyoto Protokolü. Ne var ki bu protokol sadece bazı sanayi ülkelerinin taahhütlerini içeriyor. Bu ülkelerse tüm dünyadaki karbondioksit salımının sadece yüzde 15\'inden sorumlu. Kaldı ki Kyoto Protokolü\'nün süresi 2020 yılında sona eriyor.
Ne var ki küresel ısınmayı iki derece ile sınırlandırma hedefi hâlâ tutturulamamış durumda. Bu hedef 2010 yılında Meksika\'nın Cancun kentinde konmuştu. İki derece ısınmadan doğacak sonuçların üstesinden hâlâ gelinebiliyor. Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü\'nden fizikçi Anders Levermann ise bu konuda bir uyarı yapıyor: “İklim sonuçlarını o kadar net tanımlayamıyoruz aslında, yani 1,5 veya 2 derece ya da 2,5 derece ısınma arasında farkı ayırt edemiyoruz. Kesin olan şu, sistemlerin çökmesi, aşırı olayların meydana gelme riski sıcaklıkla beraber artıyor. Eğer böyle devam edersek yüzyılın sonunda 5 derecelik bir ısınma ortaya çıkacak. Bu durumda buzulların büyük çoğunluğunu kaybedeceğiz. Arktika buz denizi yok olacak. Dünyada 600 milyon insanın geçim kaynağı olan mercanadaları ölecek.”
Paris iklim konferansı öncesinde ülkelerin çoğu sera gazı salımını engelleme hedeflerini belirledi. Ancak Birleşmiş Milletler\'in yaptığı hesaplamalara göre bu tedbirlerin hepsi hayata geçse dahi yüzyılın sonunda küresel ısınma 2,7 derece olacak. O nedenle bazı ülkeler iklim koruma hedeflerinin 5 yılda bir yeniden belirlendiği bir sürecin yürürlüğe girmesini öneriyor. Bu sürecin Paris\'te karara bağlanıp bağlanmayacağı ise önümüzdeki günlerde belli olacak.
Konferans süreci içinde Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin ile gorüşmek için çaba sarfediyor. Ancak Rus diplomatlar bunun şu anda gerçekleşmesinin mümkün olamayacağını belirtiyorlar. Türk diplomatların Holland’ın aracılık yapma önerisine ise, Fransız hükümet kaynakları bize bu öneriye sıcak bakmadıklarını belirtiler.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçevesi Sözleşmesi nedir :
(ingilizce United Nations Framework Convention on Climate Change, UNFCCC), Birleşmiş Milletler öncülüğünde imzalanan küresel ısınmaya yönelik hükümetlerarası ilk çevre sözleşmesidir. Sözleşme; insan kaynaklı çevresel kirliliklerin iklim üzerinde tehlikeli etkileri olduğunu kabul ederek atmosferdeki sera gazı oranlarını düşürmeyi ve bu gazların olumsuz etkilerini en aza indirerek belli bir seviyede tutmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda genel ilkeler, eylem stratejileri ve ülkelerin yükümlülüklerini düzenlemektedir. Sözleşme; hükümetlerarası düzeyde iklim değişikliğine yönelik ilk çevre mutabakatı olmasıyla önemli olsa da yaptırım gücü zayıftır, taraf ülkeler iyi niyet düzeyinde sözleşmeyi desteklemişlerdir. Bu sözleşme kapsamında 1997 yılında imzalanan Kyoto Protokolü daha somut hedefler içermektedir.
Sözleşme (kısaca İDÇS), 1992 yılında Brezilya\'nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen “Rio Çevre ve Kalkınma Konferansı”nda imzaya açılmış ve ülkelerin onaylamasıyla 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Konferansta ayrıca “Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi” ve “Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi” kabul edilmiştir.