Bitlis’in Yukarıölek (Oleka Jor) Mahallesi’ndeki Garzan Mezarlığı’ndan 19 Aralık 2017 tarihinde ailelerine haber verilmeden çıkarılarak İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) getirilen 282 cenazeden, DNA eşleşmesi sonucu 21 cenaze ailelere verilirken, 261 cenazenin gömülü olduğu kaldırıma kemiklerin içinde yer aldığı büyük plastik saklama kapları üst üste ve yan yana gömüldü.
Kilyos Mezarlığı\'ndaki kaldırıma gömülen 261 cenaze ile ilgili yeni bilgilere ulaşıldı.
Buna göre, numaralandırılmış 18 mezarda kemiklerin içinde yer aldığı plastik saklama kapları üst üste atıldı ve ayaklarla itildi.
Bitlis’in Yukarıölek (Oleka Jor) Mahallesi’ndeki Garzan Mezarlığı’ndan 19 Aralık 2017 tarihinde ailelerine haber verilmeden çıkarılarak İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) getirilen 282 cenazeden, DNA eşleşmesi sonucu 21 cenaze ailelere verilirken, 261 cenazenin gömülü olduğu kaldırıma kemiklerin içinde yer aldığı büyük plastik saklama kapları üst üste ve yan yana gömüldü.
O ana dair görüntülere göre, 261 kişiye ait kemikler plastik büyük saklama kapları içinde üst üste gömülmüş. Birden 18’e kadar numaralandırılmış mezarların her biri iki katlı. İçinde kemikler bulunan kaplar, iki adet üst üste gelecek şekilde 4 sıra halinde yerleştirilmiş. Açılan altı numaralı mezarda sadece 24 cenaze var. Yaklaşık üç metre derinliğinde iki katlı kazılan mezarlar tuğlalarla ayrılıp, üstü iki beton blokla kapatılmış. Beton blokların üstünü de toprakla kaplamışlar. Açılan mezarlardan birinin su içinde kaldığı görülüyor.
Demir ve Döner’in kemiklerinin bulunduğu kapları bulmak için açılan mezarlardaki tüm kutuları dışarı çıkaran bir mezarlık görevlisi, diğerlerini daha sonra tekrardan mezarların içine üst üste koyuyor. Bu esnada mezarlık görevlisi, kemiklerin bulunduğu kapları ayağıyla itiyor. Kemiklerin içinde olduğu kapların üstünde her cenazeye verilen bir morg numarası ile Adli Tıp Kurumu numarası bulunuyor. DNA örnekleri eşleşen ailelere, bu numaralar üzerinden yakınlarının kemikleri teslim ediliyor. Görüntünde, “Tüm cenazeler burada mı gömülü?” diye sorulan görevlinin, “Evet” yanıtı verdiği duyuluyor.
Kaldırımda açılmış mezarlardan kemikleri çıkarılan Cengiz Demir Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis köyüne, Hüseyin Döner ise Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı köyüne defnediliyor.
Demir ve Döner ulaştığımız aileleri, cenazelerin kaldırıma gömülmesine “Ahlaksızlık ve vicdansızlık” diyerek, tepki gösterdi.
Garzan Mezarlığı’nın yıkıldığını öğrendikten sonra cenazelerini teslim almak için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gidip DNA örneği verdiklerini anlatan Cengiz Demir’in kardeşi Azad Demir, uzun süre cenazelerin nereye götürüldüğünü bile öğrenemediklerini söyledi. Uzun uğraşlar sonucu kardeşinin cenazesini teslim almak için 2 Mart’ta Kilyos Mezarlığı’na gittiklerinde gördükleri manzaranın kendilerini bir kez daha yıktığını dile getiren Demir, mezarlık diye kendilerine gösterilen yerin yol kenarı ve etrafın pislik içinde olduğunu söyledi. Demir, mezarlar açıldığında kemiklerin bulunduğu kutuların su ve çamur içinde olduğunu aktardı.
Karşılaştıkları tablo için “Sözün bittiği yer” diyen Demir, bu tablonun ne ahlak ne de vicdanla izah edilebileceğini ve hiçbir inançta yerinin olmadığını vurguladı.
Kemiklerini teslim aldıkları Hüseyin Döner’in 2014 yılında Kobanê’de IŞİD\'e karşı savaşırken yaşamını yitirdiğini söyleyen abisinin eşi Gülperi Döner, Garzan Mezarlığına defnettikleri cenazeyi üç yıl sonra Kilyos’tan çıkardıklarını belirtti. Hüseyin Döner’in cenazesini almak için uzun uğraşlar veren ailesinin iki yıl önce Bitlis Savcılığı’na DNA örneği verdiğini belirten Döner, şunları dile getirdi:
“DNA örneği verildikten uzun bir süre sonra savcılıktan telefon geldi. ‘Sizin bir cenazeniz daha var’ dediler. O zaman Hüseyin’in ağabeyi Ahmet Döner’in cenazesinin de Garzan Mezarlığı’nda olduğunu öğrendik. Mezarlık yıkıldıktan sonra onun cenazesinin de İstanbul’a getirilip Kilyos Mezarlığı içinde olan kaldırıma gömmüşler. Hüseyin’in cenazesinden yaklaşık iki ay önce de aynı yerden Ahmet’in cenazesini alıp, Hizan’a defnettik.”
Hüseyin’in ağabeyi Ahmet Döner’in 25 yıl önce PKK’ye katıldığını söyleyen Döner, “Ahmet gittikten sonra ondan hiçbir haber alamadık. Hüseyin’in cenazesini almaya çalışırken Ahmet’i bulduk. Bu duruma ne nedir artık bilmiyorum. Ne acımızı yaşayabiliyoruz ne de sevincimizi” ifadelerini kullandı. Gülperi Döner, Hüseyin’in kemiklerini almak için gittikleri Kilyos Mezarlığı’nda cenazelerin yol kenarındaki kaldırıma gömüldüğünü gördüklerinde yaşadıkları acının ikiye katlandığını kaydetti.
Kobanê’de hayatını kaybettiğinde büyük acı duydukları Hüseyin Döner’in, defnedildiği Garzan Mezarlığı yıkıldığında ikinci, cenazesi kaçırıldığında üçüncü, Kilyos Mezarlığı’nda kaldırıma gömüldüğünde dördünce, oradan alıp Hizan’a getirip defnettiklerinde beşinci kez öldürülmüş olduğunu söyleyerek, “Bir insan beş kere öldürülür mü?” diye soran Gülperi Döner, bu yapılanları asla unutmayacaklarını vurguladı.
Cenazelere yapılanların tarif edilmeyeceğini sözlerine ekleyen Döner, “Çocuklarımıza öldükten sonra da eziyet edilmeye devam ediliyor. Bu yapılanların hiçbir dinde ve kitapta yeri yoktur. Ölülerimize ne kadar saldırılırsa biz onları daha fazla sahipleneceğiz. Artık cenazelere yapılan bu işkencenin son bulmasını istiyoruz” diye konuştu.