Angora Company yetkilisi Muazez Baktaş, Kürdistan’da ekonomik altyapının hızla güçlendiğini, Kürdistan’ın kaliteli iş yapan firmalar için kazançlı bir pazar haline geldiğini belirtti. Baktaş, Kürdistan’da hemen her sektörde bir boşluk olduğuna dikkat.
Kürdistan’ın her açıdan güvenli bir yer olduğunu da vurgulayan Baktaş, ‘‘kadın girişimcilerin korkmalarına gerek yok. Burası her açıdan güvenli bir yer. Yanlarına bir tercüman alarak, istedikleri yere çok rahat gidebilirler. Kendi adıma buraya gelecek olan işkadınlarına elimden gelen her türlü yardımı sunarım. Biz burada kadın olarak hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz’’ şeklinde konuştu.
Muazzez Hanım, yapmış olduğunuz işlerden biraz bahseder misiniz?
Emlakçılıkla iş hayatına başladım ve 10 yıla yakın bu sektörde çalıştım. Daha sonra sektör değiştirerek iç dekorasyon işlerine başladım. İnşaat sektöründe ince işleri yapmaya başladım. Şu anda Diyana emniyetine ait bir binanın ince işlerini yapıyoruz.
Demir ve Çeliğe uygulanan çinkodan yapılmış boya ile zemin izolasyonun malzemesinin Türkiye ve Irak distribütörlüğünü aldık. Bu arada Türkiye’de ki işlerimiz de devam ediyor. Ayrıca, Haymana, Polatlı ve Ankara Büyük Şehir Belediyelerinin işlerini yapıyoruz. Yapmış olduğumuz işlerden dolayı üyesi olduğum TÜMSİAD bana bir plaket verdi.Bu ödül beni çok mutlu etti. Yaptığınız işlerin takdir edilmesi tabiki çok güzel bir duygu.
‘‘Kürdistan Bölgesi’nin Türkiye firmalarına yaklaşımı olumludur. Türkiye firmaları Kürdistan’ın kalkınmasında büyük bir rol üstlenmiş durumda.’’ İş Dünyası erkek egemen bir dünya.
Kadın olarak bu dünyada çalışmanın zorlukları neler?
Bu sadece buraya özgü bir durumda değil. Türkiye’de de aynı zorluklar var. Resmi kurumlar nezdinde zorlandığımız söylenemez. Tam tersine bize kolaylık sağlanıyor. Tabi ki toplumsal yapı ele alındığında herkesin malum olan bir bakış açısı var.
Kadın olarak iş hayatına atıldığınızda önce ailenizi, sonra çevrenizi ikna etmek zorundasınız. Dediğim gibi bu sadece buraya özgü bir durum değil.
Kürdistan’ı neden tercih ettiniz?
Benim Kürdistan maceram biraz Kürt olmakla ilgili. İlk kez Kürtler bir yerde kendi kendilerini yönetiyordu ve bende burayı görmek istedim. Buraya gelince buradaki potansiyeli gördük. Burada ilk işimizi aldık ve başladık. Daha sonra bu işlerin Ankara’dan yürütülemeyeceğini görünce buraya geldik.
Türkiye’den gelerek burada yatırım yapan işkadınlarını anlatırmısınız?
Türkiye’den buraya gelen ve büyük çaplı iş yapan kadınların sayısı çok az. Genelde küçük işletmeler veya esnaf olarak bulunuyorlar. Bir bayan arkadaşımız var, onunla ortaklı bir iş yapmayı düşüyoruz. Şu anda projemizin hazırlıklarını yapıyoruz.
Kürdistan’ın 20 yıllık bir geçmişi var ve biz de burada ticari çalışmalarımız yürütüyoruz. Biz buraya asla kalitesiz mal getirmedik ve getiren hiç kimseye destek olmadık. Erbil’de Feride Cemiloğlu Başkanlığında bir dernek kuruldu.
Ben de şu anda dernek üyesi değilim; ama arkadaşlarla görüşme halindeyiz. Bizim Ortadoğu Kadın Girişimcileri Derneği adında bir projemiz var. Gerekli alt yapı çalışmalarını yaptık, umarım önümüzde ki süreçte derneğimizi kuracağız.
Kuracağımız Derneğin başkanlığını Avukat olan kardeşim yapacak. Kardeşimin Kürtçenin Sorani ve Kurmani lehçelerini iyi derecede biliyor olması bizim için bir avantaj olacak. Dernek kadın çocuk sağlığını temel alan bir Avrupa Birliği projesi olarak faaliyet gösterecek.
‘‘Para korkaktır. Siz paraya gerekli güven ortamını sağlamazsanız uzun vadeli yatırımları çekemezsiniz.’’
Kürdistan ekonomisi çok hızlı gelişiyor. Bunu nasıl değerlendiriyor sunuz?
Burası da doğal olarak dünyada ki gelişimden etkileniyor. Bölge petrol gelirleri nedeni ile çok iyi bir ekonomiye sahip ve haliyle gelişmelerden çok çabuk etkileniyor. Bu hızlı gelişim kendisi ile beraber bazı sorunları getirse de genel itibari ile olumludur.
Sonuçta burası birçok konuda, tarihsel sorunlardan kaynaklı gelişmede biraz geç kalınmış. Bu hızın ana nedeni, açığı kapatarak gelişmelerde dünyayı yakalamak. Şunu söyleye biliriz; bölge çok hızlı kalkınıyor ve altyapı bu hızlı kalkınmaya cevap verecek durumda değil.
Türkiye Firmalarının Kürdistan’da yapmış olduğu çalışmaları değerlendirirmisiniz?
Kürdistan Bölgesi’nin Türkiye firmalarına yaklaşımı olumludur. Türkiye firmaları Kürdistan’ın kalkınmasında büyük bir rol üstlenmiş durumda. Kürdistan’a gelen bazı arkadaşlarımız maalesef ki kötü işler yapmış ve burada güven sarsılmasına yol açmıştır.
Şunu söyleyebiliriz; ekonomi rayına oturmaya başladığı için güvensiz firmalar elendi. Artık sadece iyi ve kaletilei iş yapan güçlü firmalar piyasada tutunabiliyor. Burada genel olarak Türk firmalarının işleri takdir ediliyor, şimdilik bir sorun yok.
Başkan Barzani’nin Diyarbakır ziyaretini nasıl değerlendiriyorsunuz? Öncelikle şunu belirteyim, Başkan Barzani evin bir odasından diğer odasına geçmiştir. Diyarbakır ziyareti kesinlik çok olumlu ve ekonomik ilişkilerin gelişmesinin yasına sıra bir algının kırılmasına önayak olmuştur.
Eskinde Kuzey Irak diyen insanlar artık Kürdistan demeye başladı. Buraya önyargılı yaklaşan veya güvenlik kaygıları olan bir iş insanı, bu ziyaretle resmi daha iyi gördü. Sayın Barzani’nin ziyareti sonrası buraya gelmeyi düşünmeyen bir iş insanı buraya gelebilmek için benimle görüş alışverişinde bulundu. Bu da ziyaretin ne kadar etkili olduğunun göstergesidir.Eskiden Türkiye’den gelenler kısa vadeli malı satma mantığı ile geliyordu.
Şimdi uzun vadeli büyük yatırımlar yapılıyor. Bu değişimin nedenlerini anlatır mısınız?
Para korkaktır. Siz paraya gerekli güven ortamını sağlamazsanız uzun vadeli yatırımları çekemezsiniz. Kürdsitan’ın yüzünü dünyaya dönüşünün ilk dönemi olması ve Türkiye ilişkilerinin çok gergin olması iş insanlarını korkutuyordu.
Buna bağlı olarak insanlar parasını buraya yatırmaktan çekiniyordu. Kürdistan Bölgesinin dünya ve komşuları ile iyi ilişkiler kurması ve bunun yanında ekonomik altyapısını güçlendirmesi; para sahiplerini uzun vadeli yatırımlara yöneltti.