Dünyada sosyal, siyasal ve ekonomik olarak birçok değişikliğe yol açan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını devam ederken, Türkiye’de erken seçim tartışmaları gündeme geldi.
K24'ten Cesim İlhan'ın haberine göre, anket şirket yöneticileri, Kovid-19 salgınında başlayan normalleşme süreci ve olası erken seçimde Kürt oylarının nasıl şekilleneceğini değerlendirdi.
Bazı anket şirketleri, salgın sürecinde koronavirüsle iyi mücadele edildiği düşüncesiyle Türkiye’de iktidarda bulunan AK Parti’nin oy oranında artış olduğunu belirtiyor. Bazı anketçiler ise, AK Parti’ye verilen desteğin kısa süreli olduğunu, salgın sürecinden sonra bu desteğin düşeceği görüşünde.
RAWEST: DEVA Partisi'ne İlgi Var
Rawest Araştırma Genel Müdürü Roj Esir Girasun, salgın sürecinde Kürt kentlerine yapılan sosyal ve sağlık yardımlarının çok yetersiz olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Türkiye’de çok ciddi bir ekonomik kriz var. Koronavirüs süreciyle beraber kriz kendisini iyice hissettirdi. Salgın sürecinde Kürt kentlerine yönelik sosyal ve sağlık yardımlar çok yetersiz kaldı. Tükiye’deki yoksulluk haritasına baktığımız zaman, en yoksul kentlerin 16’sının tamamı da Kürt illeridir. O yüzden Kürtler salgını daha yoğun hissettiler. Çünkü Kürt kentlerinde günübirlik işlerde çalışan insan sayısı daha fazla.”
Girasun, Türkiye’deki erken seçim tartışmalarıyla ilgili ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Erken seçim meselesi, ekonomik kriz ve yeni partilerin hareketlenmesiyle ortaya çıktı. Kürtlerin DEVA Partisi’ne yönelik ilgi duyduğunu sahada görebiliyoruz. (Çalışmalarımızı önümüzdeki süreçte kapsamlı bir şekilde paylaşacağız.) Ancak bu heyecan henüz Kürtlerin büyük şehirlerine inmiş değil. Büyük ihtimal bu teşkilatlanmalarla olacak. Eğer bir erken seçim olursa yeni partiler ekonomiyle ilgili inandırıcı olabilirlerse bu AK Parti için ciddi bir tehlike yaratacak. Zaten erken seçim söylentilerini MHP, partiler arası vekillerin transferini engellemek için gündeme getirdi. Ama henüz bir erken seçim havasına da girilmedi.”
MAK: Bölgeden Kürt Bakan Olabilir
MAK Araştırma Şirketi’nin sahibi Mehmet Ali Kulat da erken seçimin gündeme gelmesinde Kovid-19 süreci ve yeni kurulan partilerin etkili olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Birçok kişi erken seçim tartışmalarının nedeninin koronavirüs sürecinde sağlıkta bir başarı olduğu düşüncesi olduğunu belirtiyor. Eğer bu düşünce sandığa yansıma noktasında var olursa doğal olarak bir erken seçim kararı alınabilir. Erken seçimin gündeme gelmesinde başka önemli faktörler ise Sayın Ali Babacan ile Sayın Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu partilerdir. Ki bu partiler bu süre içerisinde teşkilatlanmalarını tamamlayamayacak çünkü Türkiye genelinde yüzde 40 oranında teşkilatlanmalarını tamamlandıktan sonra kongre yapmaları gerekiyor. Kongrenin üstünden altı ay geçmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu iki partinin Cumhur İttifakı’ndan oy alması için bir formül bulmaları konuşuluyor. Ama AK Parti ile MHP bu iddiaları reddediyor ve erken seçimi istemediğini belirtiyor. Ayrıca seçimi belirlemede sadece sağlık bir unsur olabilir mi, ekonominin yanında sağlık çok hafif kalır bence.”
Kürt kentlerindeki salgın sürecine de değinen Kulat, “Bu süreçte sağlıkla ilgili temel sorun İstanbul ağırlıklıydı. Çünkü vakaların yüzde 65’i İstanbul’daydı. Şu an Hakkari’de bir vatandaşın mağduriyet konusunda Yozgat’tan bir farkı yok. Şu denilebilir: ‘Bölgeden, iktidarın kabinesinde temsil edilen bakan yok. Şu an kabine değişikliği konuşuluyor, bölgeden bir ya da iki Kürt bakan olabilir” ifadelerini kullandı.
A&G: Kürtler AK Parti'yi Destekledi
A&G Araştırma şirketi sahibi Adil Gür, Türkiye’de yeni bir erken seçimin kimsenin işine yarayamayacağını ifade ederek, “Bunu iktidar değil, muhalefet gündeme getirdi” dedi:
“Şimdi Türkiye’de bir erken seçim tartışması var. Bunu iktidar değil, muhalefet gündeme getiriyor. Türkiye’nin baskın bir seçime gideceği düşünülüyor. Ben 2020 yılında bir erken seçim olacağını düşünmüyorum. Seçim yapılsa bile kimseye bir fayda sağlamaz. Koronavirüs sürecinde bir başarı elde edildi ama bir sürü insan işsiz kaldı, iş yerleri kapandı, daha çok ekonomiyi konuşacağız. Salgın hem dünyaya hem de Türkiye’ye büyük hasar verdi. Şimdi düzeltme zamanı. Bu yıl zor geçecek. İnsanlar ekonomik olarak zorluk yaşayacaklar. Ortada bir seçim yok tedbir alma zamanıdır.”
Gür, salgın sürecinde iktidarın başarılı olduğu düşünülerek başka partileri destekleyen Kürtlerin de AK Parti’yi desteklediği görüşünde:
“Pandemi sürecini iyi yönettiği için Cumhur İttifakı kârlı çıktı. Ben şahsen bu salgın sürecinde HDP ve diğer partilere oy veren Kürt seçmenlerin bile AK Parti hükümetinin bu süreci iyi yönettiğini düşündüğünü ve destek vereceğini düşünüyorum.”
ANAR: Hem Türkler Hem De Kürtler Destekledi
ANAR Araştırma Genel Müdürü İbrahim Uslu, insanlarda ve siyasette bir erken seçim havasının olmadığını belirtti:
“Ben erken seçim tartışmalarına çok itibar etmiyorum. Ne vatandaşta ne de siyasette bir seçim havası yok. Kovid-19 süreci insanların bir devlete ihtiyacının var olduğu hissedildi. Bu da direk olarak iktidarın etrafında pozitif bir enerji oluşturdu. İlk başlarda sağlık ve sosyal kurumların hareket etmeye başlamasıyla bu iktidar lehine bir sonuç doğurdu. Hatta kararsızlar bile iktidarı destekledi ama sürecin kalıcı olup olmayacağını henüz bilmiyoruz. Yani başka gündemler geliştiği zaman insanlar bunu unutacak mı? Henüz net değil. Evet iktidarın oyları biraz yükseldi ama bunun kalıcı olup olmayacağını bir sonraki aylarda ya da süreçlerde göreceğiz. Ani yükselişleri önemli bulmuyorum, bunlar geçiş süreçleri, insanın sıcak anında devlete ihtiyaç duyduğu için ve hükümete güven duymak istediğin için böyle bir psikolojik etki ortaya çıkıyor. Ama süreç değiştiğinde insanların tutumları da normalize oluyor. Hayat daha yeni normale döndü.”
Uslu, “Kürtlerin hükümete verdiği destekte de bir yükseliş oldu. Tabi yüzde 10-15-20 oranında bir yükselişten bahsetmiyoruz. 1-2-3 oranında bir destek olduğunu düşünüyorum. Ama Türkler Kürtlere göre daha çok iktidarı özellikle Erdoğan ve AK Parti’ye destekledi” şeklinde konuştu.