Bakırhan Diyarbakır'da açıkladı: İmralı'da sadece Kürt sorunu konuşulmadı

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Diyarbakır’da düzenlen 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü mitinginde yaptığı konuşmada, İmralı'da yaptıkları 4 saatlik görüşmeye dair bilgiler paylaştı

01.05.2025, Per - 19:35 [ Güncellenme: 01.05.2025, Per - 19:37 ]

Bakırhan Diyarbakır'da açıkladı: İmralı'da sadece Kürt sorunu konuşulmadı
Haberi Paylaş
Diyarbakır’da aralarında Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Şubeler Platformu, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Tabip Odası ve çeşitli sivil toplum kuruluşunun organizasyonuyla 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla İstasyon Meydanı’nda miting düzenlendi.
 
Mitinge, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, KESK Genel Başkanı Ahmet Karagöz, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile siyasi parti başkanları katıldı.
 
Bakırhan, konuşmasında Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat günü yaptığı çağrıya da değinerek, şunları söyledi:
 
Sayın Öcalan'ın 27 Şubat'taki ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ da aslında barışla birlikte emekçilerin hakkını, hukukunu savunan, ekonomide adaleti savunan taşeronlaştırmaya karşı, iş cinayetlerine karşı aslında bir duruşu ifade ediyor. Kadın emeğinin daha görünür olmasını ifade ediyor. Eğer 27 Şubat'taki Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na emekçilerle, ezilenlerle, emeklilerle, çalışanlarla, Kürtlerle, Alevilerle birlikte sahip çıkabilirsek güzel günler bizi bekleyecek olur. Onun için bu çağrı sadece Kürt'e değil,1 Mayıs vesilesiyle söylüyorum; en çok da emekçileredir. Bu çağrı yerine bulursa, bu çağrı gerçekleşirse savaşa giden kaynaklar emeklilere, emekçilere, asgari ücretlilere, işsizlere, barınamayanlara gidecektir. Dolayısıyla bu çağrıyı sahiplenmek en çok siz emekçi kardeşlerimizin görevidir. Kapitalist krizin bedelini emekçiler ödüyor.
 
“Umudumuzu, çözümü, barışı büyütmek de bizim boynumuzun borcudur"
 
“Bu vahşi düzen en çok sizi sömürüyor. Bu sermaye dostu düzen sizin cebinizden, alın terinizden aldığını bir avuç sermayeden peşkeş çekiyor” diyen Bakırhan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
 
Dolayısıyla bu düzen karşısında beraber olmalıyız. Birlikte olmalıyız. Örgütlü olmalıyız. Güçlü olmalıyız. Bu ülkeyi emekçilerin hakkıyla Kürt'ün kimlik talebiyle Alevilerin eşit yurttaşlık haklarıyla buluşturmamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Emin olun İmralı Adası'nda Sayın Öcalan'la birlikte 4 saat kaldık. Sizlere şunu aktarmak istiyorum, o masada sadece Kürt sorunu konuşulmadı. En çok da işçiler konuşuldu. En çok da emekçiler konuşuldu. En çok da kadınlar ve gençler konuşuldu. Sayın Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nda emekçinin alın terinin hakkı vardı. Bu sömürücü bu emekçinin hakkını gasp eden zihniyete bu anlayıştan vazgeç düşüncesi vardı. Sayın Öcalan aynen şunu söyledi: ‘Kapitalizm umudumuzu çalıyor.’ Dolayısıyla umudumuzu, çözümü, barışı, büyütmek de bizim boynumuzun borcudur. İnanıyorum ki bugünden sonra bu çağrıya daha fazla sahip çıkarak, toplumsallaştırarak barışı fabrika fabrika, sokak sokak, emekçilerin gündemi ve ortak talebi haline getirebilirsek güzel günlere ulaşacağımızı umut ediyorum.
 
"Bir arada mücadele etmekten başka bir şansımız yok"
 
DEM Parti’nin sadece barış mücadelesi yürütmediğini belirten Bakırhan, şöyle konuştu:
 
Sizin bizimle dayanıştığınız gibi biz de gece gündüz demeden her direnen işçinin, emekçinin, greve giden yoldaşlarımızın yanında olduk. Çok iyi biliyoruz ki bizi ayakta tutan sadece bizim kitlemiz değil bizimle dayanışan emekçilerdir. Emekçilerin olduğu, emekçilerin mücadele ettiği bir yerde emin olun ki hakkımıza, hukukumuza, demokratik haklarımıza kavuşmak da o kadar yakındır. Kurtuluşumuz birbirine bağlıdır. Kürt sorunu çözülecekse emek sorunu da olmayacak. Emek sorununun olmadığı, emekçilerin haklarının alındığı bir Türkiye'de Kürt sorunu da çözülür. Kurtuluş bir aradaysa birlikte bir arada mücadele etmekten başka bir şansımız olmadığını belirtmek istiyorum. Sömürüyü ve baskıyı yenecek en güçlü araç örgütlü bir halk ve örgütlü bir emekçi sınıfıdır. Örgütlü halkla, örgütlü emekçi sınıfı bu sistemin, bu sömürücü, bu baskıcı, bu kimliğimizi, dilimizi, alın terimizin hakkını gasp edenlerin en büyük korkusudur. Dolayısıyla bu sistemden rahatsızız. Bu gidişattan rahatsızız. O zaman örgütlü Kürt halkıyla örgütlü Türk emekçi sınıfı ortak aynı zeminde birlikte mücadele etmek zorundadır. Var mısınız? Güzel günler için ortak, daha büyük bir mücadele vermeye. Var mısınız Kürt'ün dili ve kimliği yanında, emekçinin alın terini savunmaya? Var mısın? Alevi'nin eşit yurttaşlık haklarının yanında kadınların özgürlük mücadelesini ve haklarını birlikte savunmaya, savunacağınıza, savunacağımıza olan inancımız büyüktür.
Bu haber toplam: 5072 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:23:17:56
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x