Bakırhan: Güvenli ortamı sağlayın, Kongre toplansın, Öcalan’ın çağrısını yerine getirsin

DEM Partisi Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, PKK’nın fesih kongresine ilişkin iktidara ve devlete, “Güvenli ortamı sağlayın, Kongre toplansın, Öcalan’ın çağrısını yerine getirsin” dedi. Bakırhan, “Bu süreci barış ile taçlandırmak için pedal çevirmeye devam etmeliyiz. Pedal çevirme sırası iktidar ve devlettedir. Hadi çevirin bu ülkeyi barış ve huzura kavuşturalım” diye konuştu.

Bakırhan’ın, partisinin Meclis’teki grup toplantısında yaptığı konuşmadan satır başları şöyle:

“Ankara’da iyi okumalıdır”

“Barış ve demokratik toplum çağrısı emin olun Newroz’un aydınlığı gibi özgürlük ateşi gibi aydınlatmaya devam edecektir. Newroz alanlarında asrın çağrısı destekleniyor. İrademizdir bizi temsil ediyor diyorlar. Biz de önümüzdeki dönem yapacağımız çalışmalarımızda nasıl destek verdiğimizi ortaya koyacağız. Sürecin milyonlar tarafından sahiplenmesini Ankara’da doğru okumalıdır iyi okumalıdır.

“Bu Newroz Kürt-Türk ilişkilerinde dönüm noktası olacaktır”

Bu Newroz Kürt-Türk ilişkilerinde dönüm noktası, 85 milyon için umut ışığı olacaktır. Doğmamış çocukların geleceği için de umut ışığı olmaya devam edecektir. Sayın Öcalan’ın çağrısı etrafında kenetlenme zamanı olduğunu belirtmek istiyorum. Her zaman olduğu gibi onurlu bir barış özgürlük sloganlarımızı atmaya devam edeceğiz.

“Suriye geçici anayasasını tanımıyoruz, yok hükmündedir”

Ortadoğu çok tarihi bir dönemeçten geçiyor. Suriye’de yaşananlar herkesi ilgilendiriyor. Geçici Şam hükümeti 15 gün önce anayasa hazırlık komisyonu kurmuş. Maşallah nasıl çalışıyorlar. Bir taslak hazırladılar ve kamuoyuna açıkladılar. Kimsenin haberi olmadı. Kürtlerle, Alevilerle, Dürzilerle, Rojava’daki kadınlarla görüşülmemiş ama açıklandı. Böyle bir anayasa olabilir mi? Bu anayasa kapsayıcı olabilir mi? Bütün farklılıkları kapsıyor olabilir mi? Ülkenin adı da Suriye Arap Cumhuriyeti. Tekçi mantıkla. En başından böyle dersen Kürtler kendisini nerede görecek? Katlettiğin Aleviler neresinde görecek sorusunu sormaya devam edeceğiz. Yangından mal kaçırırcasına yeni gerginliklere yeni provokasyonlara biz bu anayasayı tanımıyoruz. Kapsayıcı değil, demeye devam ediyoruz. Yok hükmündedir ve öyle olacaktır.

“Sayın Erdoğan’a soruyoruz: 9 kişinin öldürülmesi provokasyon değil midir?”

Kobani’de 9 kişilik bir aile katledildi. Bu katliamı kınıyoruz, kabul etmiyoruz. Barış umudunu büyütelim derken birileri katliama devam ediyor. Bu barışa kurulmuş bir sabotajdır. Sayın Öcalan bütün heyetlere devlete sürekli provokasyonlar olmasın demişti. Bu işin lamı cimi yok. Bu katliamı yapan akıl barışa sabotajda bulunmuştur. Barış çabalarını ortadan kaldırmaya dönük bir mesajdır. Sayın Erdoğan her türlü provokasyona karşı gerekli tedbirleri alacağım demişti. Sayın Erdoğan’a soruyoruz. Kobani’de 7’si çocuk 9 kişinin öldürülmesi provokasyon değil nedir? Yoksa bu değerlendirmeyi yaparken Kobani hariç mi dediniz. Bu saldırıyı en sert şekilde kınıyor, lanetliyoruz. Kobani’deki saldırılara karşı uluslararası kamuoyunu göreve çağırıyoruz. Ateşkese uygun davranmaya davet ediyoruz herkesi.

“Ayrışırsak yok oluruz”

Bu toprakların insanlarından Yunus Emre ‘Bölüşürsek tok oluruz ayrışırsak yok oluruz’ diyor. Kobani’deki çocukları yok edersek yok oluruz. Bu yolu birlikte örelim diyoruz. Bu yol tarihe geçecek onurlu bir yolun öyküsüdür. Bu topraklarda onurlu bir hikaye yazmak için oluşturuldu...139 merkezde halk toplantıları gerçekleştirdik. 50 bin kişi katıldı. Sayın Öcalan’ın mesajını anlattık, tartıştık. Hep model oluyoruz, öncülüğünü yapıyoruz. Türkiye’nin dörtte üçünü gezdik. Biz böyle samimiyiz. Söylediğimiz sözü yerine getiriyoruz, takiye yapmıyoruz, barışı örgütlemeye çalışıyoruz. Samimi olmayan bu haritaya bakıp dersler çıkarsınlar. Bu 50 bin kişi barış çağrısını her sokakta güçlü bir şekilde yankılatacak. Halkın kaygıları var. Biz böyle samimiyken kaygıları da giderecek örgütlü bir çabanın içinde olacağız.

“Pedal çevirme sırası iktidar ve devlettedir”

Halk Sayın Öcalan’a güveniyor, inanıyor. Halklarımız barış, adalet,  özgürlük istiyor. Zemin hazır umut var ama neden yol almayalım sorusunu sormuş olalım. Yol açık. Bu süreci barış ile taçlandırmak için pedal çevirmeye devam etmeliyiz. Pedal çevirme sırası iktidar ve devlettedir. Hadi çevirin bu ülkeyi barış ve huzura kavuşturalım. PKK fesih kararı aldı. Güvenli ortam lazım. Güvenli ortamı sağlayın. Kongre toplansın, Öcalan’ın çağrısını yerine getirsin.

“AB yolu Türk-Kürk ilişkilerinin demokratikleşmesinden geçer”

Kavga bitecek, bu çağrıyı 85 milyonun sahiplenmesi gerekiyor. Çözüm herkese kazandıracaktır. Türkiye’yi büyük bir güç haline getirecektir. İktidar AB sürecini ilerletmek için açıklamalar yaptı. Yönünü, sözünü batıya çevirmeye başladı. Avrupa güvenlik mimarisi değişiyor. Böyle bir atmosferde Türkiye, AB ile ilişkilerini onarmak istiyor. AB’ye giden yol, Türk Kürt ilişkilerinin demokratikleşmesinden geçer. İç barışını kurmuş bir Türkiye AB’ye de güç katar. DEM Parti olarak barış için dur durak demeden çalışacağız. Bu onurlu yoldan milim sapmayacağız. Tarihi günlerden geçiyoruz. Sırat köprüsünden geçer gibi dikkatli olacağız. Yelken açmış bir gemi gibi umutla yol alacağız. Newroz’a en güzel giysilerimizle katılacağız. Rengarenk katılarak barış onurlu bir barış demeye devam edeceğiz.